GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:57
Tarih:13.02.2025

İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Oldukça önemli bir kanun teklifini Genel Kurulda görüşüyoruz; Adalet Akademisi. Adı üstünde adalet kurumunun en çatı eğitim kurumu olarak değerlendirilecek olan Adalet Akademisini bugün Meclis Genel Kurulunda görüşüyoruz ancak şöyle geriye doğru bir baktığımızda, 2018'den 2024'e kadar, altı yıl gibi bir süre Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle işlev görmüş, hâkim, savcı eğitmiş bir kurumdan bahsedeceğiz.

Bu hâkim ve savcıların öncelikle kaynağının nereden geldiğine bir bakmak lazım. Bir çatı eğitim kurumu, Akademi, elbette ki bir sınav sonucunda kendisine tevdi edilmiş olan hâkim ve savcı adaylarını eğitecek ama bu hâkim ve savcıların yetiştiği okulların eğitimine bir bakmak lazım. Bugün iktidar, 100 binin altındakileri artık hukuk fakültelerine alacağını ifade ediyor. Öncelikle hukuk fakültelerindeki eğitimi bir ıslah etmek lazım. Eğitimi ıslah ettikten sonraki aşamada da Akademiye alınacak hâkim ve savcıların mülakatlarında çok titiz davranılması gerekiyor. Özü itibarıyla, biz mülakatın temeline karşıyız. Mülakat bir ayrıştırma aracı olarak son dönemde kullanılıyor. Dolayısıyla, güvenlik soruşturmasında bir problem olmayan, yazılı sınavda başarılı olmuş tüm hukuk fakültesi mezunlarının hâkimlik, savcılık mesleğine girişinin önünde bariyer olarak kullanılan bu mülakat sisteminin de mutlak surette kaldırılması gerekir. O yüzden kime sesleniyoruz? Şu anki iktidar sahiplerine.

AK PARTİ yola çıkarken "insanı yaşat ki devlet yaşasın." düsturuyla yola çıkmıştı ve hukukun üstünlüğünü esas almıştı, kuvvetler ayrılığını, yargı bağımsızlığını, insan haklarına saygıyı esas almıştı. Bunlarla birlikte adalet, özgürlük, eşitlik temelinde kalkınmanın yolunu açacağını, sürekli refahı önceleyen bir kalkınma modelini inşa edeceğini ifade etmişti ancak "Az gitti, uz gitti, dere tepe düz gitti." diye bir söz, tekerleme vardır, bu süreç içerisinde adım adım inşa ettiği bu hukukun üstünlüğünü tamamen bertaraf edecek uygulamaları şu an itibarıyla sergiliyor. "Hukukun üstünlüğünü esas alan devlet, vatandaşlarının özgürlük ve haklarının teminatıdır." diyordu parti programında AK PARTİ. "Dolayısıyla hukuk devleti olmayan ve hukukun hâkim olmadığı bir toplumda demokratik bir rejimden bahsedilemez." diyordu. Bugün adalete olan güven endeksinin nerelerde olduğunu gayet iyi görüyoruz. Adalette ve hukukta arzu edilen adımları atmadığımız müddetçe ekonomide asla ve asla istediğimiz noktaya gelemeyeceğimizi biz gayet iyi görüyoruz ve son sekiz yıldır patinaj yapan bir iktidardan bahsediyorum ve size, şu an itibarıyla, ortaklarınızdan Galip Erdem'in bir sözüyle hitap etmek isterim; iktidar ortağınızdan: "Bizler davayı Ağrı Dağı'nın zirvesine çıkartacaktık. Yola koyulduk, bin zahmet, emekler, acılar çekerek tırmandık, Ağrı Dağı'nın zirvesine vardık. Zirveye vardığımızda sevincimiz sonsuzdu ama küçük bir noksanımız olduğunu fark ettik, davayı dağın eteklerinde unutmuştuk. Meğer biz davayı değil, kendimizi zirveye çıkarmıştık." (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) İşte, bahsettiğiniz hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, insan haklarına saygılı bir devlet anlayışı, Avrupa Birliği perspektifinde Türkiye'yi yaşanabilir, kalkınmış bir ülke yapma idealinizle yola çıktınız ama -üzülerek ifade ediyorum- bu söylediğiniz kriterlerin tamamını unuttunuz. Bugün Adalet Akademisinde mülakatla göreve başlattığınız hâkim ve savcıları eğiteceğiz diyorsunuz ama yargı sisteminiz iflas etmiş durumda. Emin olun, kimse şu an itibarıyla size güvenmiyor. Niçin güvenmiyor, biliyor musunuz? Değerli dostlar, dost acı söyler; bakın, bugün Akademinin başına atadığınız isim...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şahin, tamamlayın lütfen.

İDRİS ŞAHİN (Devamla) - İsmini Genel Kurulda zikretmek istemiyorum, bir yargı mensubu, benim aldığım terbiye bir yargı mensubunun ismini burada zikrederek hedefe koymak değil ama bir meslektaşı onun hakkında neler söylemişti? Şimdi, eğer o meslektaşı, onun hakkında olumsuz şeyler söyleyen arkadaşımız yanlış söylüyor idiyse onun Yargıtay üyeliğinde işi ne; eğer doğru söylüyor ve bu Akademinin Başkanı olarak atadığınız isim gerçekten sıkıntılı bir isimse Akademinin başında, eğitim alacak hâkim ve savcılara ne öğretebilir? Allah aşkına, elinizi vicdanınıza koyun ve bir muhasebe yapın. Bunların eğitmiş olduğu hâkim ve savcılar bu ülkede adalet dağıtacak. O yüzden, bugün geç olmadan, vermiş olduğunuz kararları bir kez daha gözden geçirin. Her halükârda ve şartta bu Akademiye ihtiyaç var mı? Evet, var. Akademi inşallah hayırlı olur ama Akademinin başına getirdikleriniz lütfen ehliyetli, liyakatli isimler olsun diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)