GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:57
Tarih:13.02.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA NEJLA DEMİR (Ağrı) - Sayın milletvekilleri, kıymetli halkımız; öncelikle temel gündemimiz olan ve her şartta, her koşulda savunduğumuz, savunmaya da devam edeceğimiz barış ve demokratik cumhuriyetin inşası için söz kuran, çaba gösteren, emek veren toplumun her kesimine buradan selamlarımı ve saygılarımı iletmek istiyorum.

Sayın milletvekilleri, an itibarıyla, iktidarın yirmi iki yıllık yürüttüğü politikalarını bir kelimeyle özetleyecek olsak, o kelime tam anlamıyla "zehirlenmek" olurdu. Evet, arkadaşlar, tam yirmi iki yıldır zehirleniyoruz. Deney laboratuvarı hâline getirilen eğitim sistemiyle denek gibi görülen çocuklar, gençler sürekli değişen müfredatlarla zehirleniyor. Yetersiz doktor, sağlık çalışanı, teknik donanım yönünden tedavi imkânları bulamayan hasta yurttaşlar rant anlayışıyla uygulanan sağlık politikalarıyla zehirleniyor. Diyanet İşleri Başkanlığı ve dinî duyguları sömüren yapılanmaların önünü açan iktidarın politikalarıyla halkın inanç ve güven duyguları zehirleniyor ve araştırma önergemizin de konusu olan, aynı zamanda korkunç da bir hâl almış olan sağlanamayan gıda güvenliğiyle fiziksel ve biyolojik olarak her an hepimiz zehirleniyoruz.

Sayın milletvekilleri, ekonomik kriz halkın yeterli gıdaya ulaşması açısından büyük bir engel iken yanlış politikalar yüzünden ise sağlıklı gıdaya ulaşmak neredeyse imkânsız bir hâle geldi. Avrupa Komisyonu 2024 yılı verilerine göre Türkiye'den ihraç edilen tarım ürünlerinin yüzde 35'i insan sağlığı yönünden ciddi risk taşıdığı gerekçesiyle iade ediliyor. Peki, gümrükten dönen ürünlerin akıbetini kimse biliyor mu? Hayır. Çünkü imhasına dair şeffaf bir süreç yürütülmüyor yani şeffaflık yok, denetim yok, hesap vermek yok. Peki, ne var? Tamamen "yaptık oldu" anlayışı var.

Sayın milletvekilleri, tarım il ve ilçe müdürlükleri zirai ilaç bayisi belgesi olan şirketlerin sistemdeki stok durumlarına göre tarım ilaçlarının yıllık tüketim miktarlarını yayınlıyor ancak gelin görün ki işin gerçeği çok farklı çünkü mühendis kontrolünde 1 ton ilaç satılıyorsa en az 2 ton ilaç da kayıtsız bir şekilde satılıyor; rastgele hem de, herhangi bir tüccar tarafından satılıyor. Dolayısıyla, Bakanlığın son bir yılda 55 bin ton olarak açıkladığı pestisit tüketiminin gerçekte en az 2 katı olduğunu söylüyorum. Peki, bunu neye göre söylüyorum? Bizzat sahada gördüklerime göre söylüyorum, bizzat sahada gözlemlediklerime göre söylüyorum. Gelin, hep birlikte çarşıya, pazara gidelim, çiftçilerin yoğunlukla alışveriş yaptıkları, herhangi bir gıda satılan ya da herhangi bir inşaat malzemesi satılan bir iş yerinde tarım ilaçlarının nasıl rahatlıkla satıldığına hep birlikte şahitlik edelim, edeceğiz de.

Bakın, bu konu gerçekten çok ciddi bir konu, herkesin özellikle üzerinde durması gereken bir konu. Tarım ilaçları mutlaka mühendis kontrolünde, uygun dozajlarda ve doğru yöntemlerde uygulanmalıdır. Israrla üstüne basa basa söylüyorum: Tarım ilaçları öyle rastgele ticareti yapılacak herhangi bir eşya ya da herhangi bir malzeme değildir. On dört yıl saha deneyimi olan bir ziraat mühendisi olarak söylüyorum: Kalıntıdan dolayı sınırlardan dönen gıdalardan çok daha fazla kalıntısı olan tarım ürünleri gerekli analizler ve denetimler yapılmadığı için her an hepimizin sofrasına her gün geliyor. Peki, bu neye sebep oluyor? Bebeklerde gelişim bozukluğuna, çocuklarda hormonal hastalıklara, yetişkinlerde başta kanser riski olmak üzere daha birçok hastalığa sebep oluyor ya da sebeplerin başında geliyor. Bu nedenle, iktidar işin ciddiyetini kavrayarak gerekli politikaları üretmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Demir, tamamlayın lütfen.

NEJLA DEMİR (Devamla) - Sayın milletvekilleri, bir diğer konu ise sahte içki meselesi. Son rakamlara göre 113 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce insan hastanelik oldu. Bu ölümler bir tesadüf müdür? Değildir tabii ki. Bu ölümler halkın boğazına çöken ekonomik politikaların, vergilerle yurttaşı çaresizliğe sürükleyen sistemin sonucudur. Sadece sahte içkiye karşı değil; sahte peynire, sahte yağlara, sahte bala ve daha envaiçeşit ürüne karşı da aynı denetimsizlik, aynı umursamazlık söz konusudur. Halkın ölüme sürüklenmesini izleyen, denetimleri göstermelik yapan iktidara ne yazık ki sağlığımız emanet durumda ve biz bu anlayışa karşı sağlığı, doğayı, ortak geleceğimizi savunmaya devam edeceğiz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)