GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YENİ YOL Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:57
Tarih:13.02.2025

YENİ YOL GRUBU ADINA MESUT DOĞAN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlarken sizin ve tüm İslam âleminin Berat Gecesi'ni tebrik ediyorum. Rabb'im bu geceyi, herkesin her konuda kendini güvende hissedeceği bir dünyanın oluşmasına vesile kılsın inşallah.

Malumunuz, bundan tam bir yıl önce, 13 Şubat 2024'te, Erzincan İliç'te Çöpler Altın Madeni'nde büyük bir felaket yaşandı ve bu felakette 9 insanımızı kaybettik. Hayatını kaybeden işçilerimize tekraren Allah'tan rahmet, acılı ailelere sabırlar diliyorum.

Bu kaza basit bir iş kazası değil, göz göre göre gelen büyük bir felakettir. Bu felakete rantı önceleyen politikalar, ihmallerle dolu uygulamalar, ciddiyetsizce yapılan denetimler ve tüm bunlara mahal veren eksik yasal düzenlemeler kapı aralamıştır maalesef. Bilim insanları, mühendisler, sendikalar defalarca uyarmalarına rağmen ne yazık ki iktidar ve yetkili kurumlar tarafından bütün riskler görmezden gelinmiştir. İktidar, denetim mekanizmalarını çalıştırmak yerine, madeni işleten şirkete kapasite artırım izinleri vermiş, ÇED raporları göstermelik hâle getirilmiş, bilimsel veriler siyasi kararlarla yok sayılmıştır. Peki, kazadan sonra ne oldu? Birkaç yetkili görevden alındı, birkaç göstermelik soruşturma açıldı ama bu faciaya yol açan sistem aynen devam etti. Siyasi sorumluluğu olanlar, bırakın hesap vermeyi, Türkiye'yi depreme hazırlayacaklarını iddia etmektedirler.

Değerli arkadaşlar, bu facia Türkiye'de madenciliğin rant düzenine nasıl teslim edildiğinin en acı örneği olmuştur. Denetim raporları kâğıt üzerinde kalmış, iş güvenliği önlemleri maliyet unsuru olarak görülmüş, işçilerin hayatı hiçe sayılmıştır.

İliç, bu düzenin ilk felaketi olmadı; daha önce Soma'da, Ermenek'te, Amasra'da aynı acıları yaşamıştık. Değişen, sadece yerler, şirketler ve hayatını kaybeden emekçilerin isimleri olmuştur. Bu ülkede işçi için kader olan, sermaye için kârlı bir düzen olmuştur. İliç, bu düzenin ilk mağduru olmadı ama istiyoruz ki sonuncusu olsun. Bu düzenin değişmesi için gerçek sorumluların yargılanması, kamu otoritesinin madencilikte rantı değil bilimi ve kamunun çıkarlarını gözetmesi, çevreyi ve insanı öncelemesi gerekmektedir.

Değerli arkadaşlar, kazanın ardından kurulan İliç Araştırması Komisyonu hâlâ nihai raporunu açıklamadı. Bunun üzerine tartışmalar oldu, bununla ilgili bir şey söylemek istemem, umarım ki Komisyon Başkanımız biraz sonra yapacağı konuşmasında buna izahatta bulunacaktır. Zaten bizler, biraz sonra basın toplantısında partimiz olarak kendi raporumuzu kamuoyuyla paylaşacağız. Yalnızca kazaya neden olan ihmalleri değil, benzer olayların yaşanmaması için alınması gereken önlemleri de kapsayan bu raporu bütün taraflarla paylaşacağız. Komisyon çalışmalarından çıkardığımız tek somut sonuç var: Madencilik mevzuatının köklü ve radikal bir biçimde revize edilmesi gerekiyor.

Komisyon çalışması demişken birkaç noktaya da dikkatinizi çekmek isterim. Komisyon çalışmasını yürütürken gerçekten şaşkınlık içerisinde kaldığımız bazı hadiselere de şahitlik ettik. Mesela, kazanın olduğu liç yığınının hangi bakanlığın sorumluluğu altında olduğunu maalesef üç aylık çalışmamız neticesinde öğrenemedik. Enerji Bakanlığına sorduk, Enerji Bakanlığı dedi ki: "Biz, maden ocaklarından sorumluyuz, liç alanı bizi ilgilendirmiyor." Çevre Bakanlığına sorduk, o da dedi ki: "Biz, 250 metre yüksekliğinde olan liç yığınının sadece tabanından ve tepesinden sorumluyuz, arada ne olduğuna biz bakmıyoruz." Çalışma Bakanlığına sorduk, dediler ki: "O, zaten bizim sorumluluk alanına girmiyor." Böyle bir şey olması mümkün olabilir mi arkadaşlar? Zaten sadece bu noktaya bile dikkatli baktığımız zaman bu felaketin neden yaşandığını hep beraber görmemiz mümkün olur.

Yine, Komisyon çalışmaları esnasında kurum ve kuruluşların arasında farklı bilgilere sahip olunduğuna dair cümleler duyduk.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Milletvekili, tamamlayın lütfen.

MESUT DOĞAN (Devamla) - Örneğin biz, bu çalışmalar yürütülürken Çalışma Bakanlığına dedik ki: "Bu maden ocağında daha öncesinde ölümlü kaza vakası yaşandı mı? Yaşandıysa kaç insanımızı kaybettik?" Kayıtlarda var, verilen rakamı söylüyorum arkadaşlar, Çalışma Bakanlığı dedi ki: "Bu maden ocağında 21 insan hayatını kaybetti." Sonra şirketi davet ettiğimizde aynı soruyu şirkete sorduk, şirket dedi ki: "Asla böyle bir şey yok, hiç kimse hayatını kaybetmemiştir." Çelişkilerle dolu bilgilerin sunulduğu bir Komisyon çalışmasını hep beraber yaşamış olduk.

Biz, hazırladığımız bu raporda inşallah kazaların önlenmesi adına gerekli önerilere yer verdik. Hep beraber yapmamız gereken, iş kazalarının kader kılıfına saklanmadığı bir Türkiye için değişiklikleri ivedilikle, el birliğiyle hayata geçirmektir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve CHP sıralarından alkışlar)