GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Eğitim Bakanlığının yabancı uyruklu öğrencilerin olduğu okullar için güvenlik ve temizlik ihalesi yaparak ayrımcılığa neden olmasına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:57
Tarih:13.02.2025

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; az önce aldığımız haberle, geçtiğimiz günlerde Suriye'de PKK'lı teröristler tarafından açılan taciz ateşinde yaralanan Piyade Uzman Çavuş Osman Oktay'ın şehadetini öğrenmiş bulunuyoruz. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun.

Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; öncelikle, milletimizin ve Müslüman âleminin Berat Kandili'ni tebrik ediyorum. Tüm dünya için inşallah hayırlara ve beraata vesile olur.

"Üç gardaştık bir zamanlar üç gardaş,

O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Aklımıza gelir miydi hiç gardaş?

O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Arif der ki bu çileler, bu ahlar,

Belki bize bu çilede felah var.

Kul bilmesin bizi bilen Allah var,

O toprakta, sen zindanda, ben sürgün."

Millî duyguların, kahramanlıkların ve hüznün sesi Ozan Arif'i Hakk'a yürüyüşünün 6'ncı yılında özlem ve rahmetle anıyorum.

Ozanlar sadece sanat icra eden edebî şahsiyetler değildir. Ozanlar bir milletin yaşanmışlık hikâyesidir; ozanlar derdi başından aşmış, çileli insanların gözü, kulağı, gür sesi ve nefesidir; ozanlar eleştiren, yönlendirilen, düşündüren yol başçılarıdır; ozanlar bir ülkenin halk bilgeleridir.

Efendim, şöyle derdi adaleti anlatırken:

"Maalesef adalet kana boyandı,

Tarih yakanızdan sarılır bir gün.

Haksız kalem kıran o kanlı eller,

Mutlaka kökünden kırılır bir gün."

Ama umudu da hiç kaybetmezdi, mücadele cehdini derdi ki:

"Gardaşım, bu iman oldukça sende

Ölmez bu hareket, ölmez bu dava,

Evvel Allah, sonra senin sayende,

Ölmez bu hareket, ölmez bu dava."

Eleştirirdi günceli; efendim, AK PARTİ için de vardı böyle bir sözü, paylaşalım:

"Ekonomi, istikrar, çok düzelmiş canım çok!

Ne düzeldi arkadaş, boş laflara karnım tok!

Olanda zaten vardı, olmayanda yine yok!

Bir değişme masalı, bir de "ak" tutturdunuz,

Bu millete karayı ak diye yutturdunuz.

İşçi, memur, emekli, refaha mı erişti?

Yani siz geldiniz de hangi hâller değişti?

Yine kazık yiyoruz, atan eller değişti,

Bir değişme masalı, bir de "ak" tutturdunuz,

Bu millete karayı ak diye yutturdunuz." diyen Ozan Arif'i tepeden tırnağa tarumar edilen; hakkın, hukukun, adaletin, refahın mumla arandığı bugünlerde aramamak mümkün mü?

Özetle, Ozan Arif ülküdür, çiledir, gurbettir, isyandır; Ozan Arif son elli yılımızın gür sesidir.

"Sürgün oldu vatanından, yurdundan

Ayrılmadı sevdiğinin ardından,

'Ülkü' adlı bir güzelin derdinden,

Sarardı, kurudu, soldu yazsınlar."

Ruhu şad olsun.

Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; bizim çocuklarımızın eğitimi için bütçe yetersizken, ödenek bulunmazken yabancı uyruklu öğrenciler için milyarlar harcıyorsunuz. Bu nasıl bir ayırımcılık, bu nasıl bir eğitimde fırsat eşitliğidir?

Konu şu: Millî Eğitim Bakanlığı Türk çocukları için yeterli sayıda temizlik, güvenlik ve hijyen malzemesi dahi bulamazken şimdi ne yaptı? Yabancı uyruklu öğrenciler için 29 ilde tam 3.214 temizlik personeli ve 1.714 özel güvenlik görevlisi ihalesi yaptı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Tamamlayayım.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Türkoğlu, tamamlayın lütfen.

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Bu personelin sadece dört aylık maliyeti tam 594 milyon 153 bin lira. Yanlış duymadınız, 1.714 özel güvenlik, 3.214 de temizlik personeli. Hani para yoktu? Diyeceksiniz ki: "AB projeleriyle yapıyoruz." Hayırdır, sığınmacılar üzerinden aldığınız AB projeleri bizim kendi çocuklarımıza hizmet götürmenizi yasaklıyor mu? Bugün Türkiye'nin dört bir yanındaki okullar temizlik personeli yetersizliği yüzünden pislik içinde, okul kapıları 4'üncü sınıf, 5'inci sınıf çocuklara emanet edilmiş bir vaziyette.

Bu ülkenin çocuklarına yeterli kadro sağlanmazken yabancı uyruklu öğrenciler için nasıl oluyor da yüz milyonları harcıyorsunuz diyor, heyeti saygıyla selamlıyorum.