| Konu: | Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 12.02.2025 |
MUSTAFA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; grubumuz adına 17'nci madde üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri saygıyla selamlıyorum.
Tabii, 17'nci madde "Danışma Kurulu" ibaresinin "Eğitim Kurulu" olarak değiştirilmesini öngörüyor, bununla ilgili bir ibare. Yani bizim toplumda en temel ihtiyacımızın adalet ve ahlak vurgusu olduğunu her geçen gün daha iyi anlıyoruz, her gelişmede bunu bir kere daha idrak ediyoruz. Sabahleyin burada yapılan gündüz kuşağı programlarındaki ahlaki dejenerasyon etkisi neyse, aynı zamanda adalete duyulan güvenin her geçen gün yıpranması ve insanların "adalet mekanizması" denildiğinde yani gücü elinde bulunduranlarla beraber adalet mekanizması şekilleniyor algısının topluma verdiği zararı anlatabilmek mümkün değil. Her bir insanımızın adalet mekanizmasına olan güvenini tesis edecek, aidiyet duygusunu güçlendirecek, ahlaki ve adalet duygusuna dönük yaptırımları, onunla ilgili endişeleri ortadan kaldıracak bir anlayışın mutlaka kurgulanması, mutlaka hayata geçirilmesi gerekir.
Tabii, ben, bugün, gündemde olduğu için, Gazze'yle ilgili bazı değerlendirmeler yapmak istiyorum. Gazze'nin 7 Ekimde başlayan süreçte, bugün itibarıyla tam anlamıyla bir tehdide dönüşme noktasında Trump tarafından tehdit edildiğini görüyoruz. Bir kere daha taşları yerine oturtalım; 7 Ekim başlangıç mıdır, sonuç mudur? 7 Ekimde olanlar nedir? 7 Ekim aslında bir başlangıç değil 7 Ekim bir sonuçtur. 7 Ekim neyin sonucudur? 7 Ekim 1897'deki Birinci Siyonizm Kongresi'nin sonucudur. 7 Ekim aynı zamanda 1917 yılında Balfour Deklarasyonu'yla beraber o bölgenin tehdit edilmeye başlanmasının sonucudur. 7 Ekim aynı zamanda 1947'de Nekbe'nin, büyük felaketin sonucudur. 7 Ekim aynı zamanda 1987'de Birinci İntifada'ya gelen sürecin sonucudur ve aynı zamanda 2006 yılında yapılan meşru seçimlerde 132 sandalyelik Filistin Parlamentosunda 76 üyeyi kazanan Hamas'ın bu zaferinin İsrail tarafından tanınmaması neticesinde o bölgeye yapılan yaptırımların, ambargoların, ablukaların sonucudur. Önce bunu net olarak bilmemiz, buna göre hareket etmemiz gerekir. Yani Gazze'de bugün olanlar yüz yıllık bir planının sonucudur, önce bu gerçekle yüzleşmemiz, bunu bilmemiz gerekir.
Peki, değerli arkadaşlar, Türkiye'nin yapması gerekenler nedir? Sayın Cumhurbaşkanının Malezya'ya giderken Filistin üzerine yaptığı değerlendirmeler önemli ama açıklamaların içinde bir kere ABD ve Trump vurgusu yok. Ama şu anda bizi tehdit eden, bölgemizi tehdit eden, doğrudan Amerika. Amerika'ya karşı, Trump'a karşı en küçük bir eleştiri bile yapmadan Filistin meselesinin bugün içinde bulunduğu krizi çözmemiz mümkün değil. Ben bunu çeşitli defalarda gösterdim, bir kere daha ifade ediyorum: Bakınız, bu, son G20 zirvesinde Amerika tarafından ilan edilen ticaret yoludur. Bu ticaret yolunun başlangıç noktası Mumbai'dir, Ürdün'dür, Suudi Arabistan'dır, İsrail'in Hayfa Limanı'dır. Hayfa Limanı demek Gazze demektir. Türkiye'nin Basra Körfezi üzerinden Kalkınma Yolu Projesi, Orta Koridor Projesi, bütün bunları baypas edecek proje budur. Şayet bugün Amerika'ya karşı bir duruş sergilenmezse, Trump'a karşı bir duruş sergilenmezse önce Orta Koridor, Kalkınma Yolu gibi projeler tamamen devre dışı kalacak demektir.
Bir başka şey daha var değerli arkadaşlar, bu da IMEC denilen Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon yataklarının, doğal gazın Avrupa'ya taşınma projesidir. Bu taşınma projesi Rus-Ukrayna savaşı başladığında Amerika tarafından maliyetli olduğu için iptal edilmişti. İptal edilme gerekçesi Avrupa'nın doğal gaz ihtiyacının Rusya tarafından sağlanma ihtimaline karşı burayı güçlendirmek, Türkiye'nin kullanılmasını temin etmekti. Rusya, Amerika anlaştı, Ukrayna savaşı bitiyor. Buradaki durumla birlikte Akdeniz gazının Türkiye baypas edilerek şu anda Avrupa'ya taşınma projesi yeniden canlandırılacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaya, tamamlayın lütfen.
MUSTAFA KAYA (Devamla) - Dolayısıyla biz Gazze meselesine bakarken değerli arkadaşlar, Gazze meselesini kınamak, lanetlemek gibi ifadelerle geçiştiremeyiz. Önemli bir bilgi arz etmek istiyorum: Dipkarpaz yani Kıbrıs'ın en uç noktası ile Gazze arasındaki mesafe 455 kilometre. Hatay ile Gazze arasındaki mesafe 571 kilometre. Arkadaşlar, Gazze meselesi yarın ne olursa olsun bizim her şeyi göze almamız gereken bir noktaya çok ciddi bir şekilde geliyor. Gazze meselesi, bizim sadece, işte, inancımızdan kaynaklanan, tarihimizden kaynaklanan -evet, değerli, önemli ama- sadece onlarla açıklanacak bir mesele olmanın ötesinde, Akdeniz'deki gücümüzün, Doğu Akdeniz'deki varlığımızın ve bölgedeki etkinliğimizin tam anlamıyla merkezine doğru yerleşiyor. Bu konuda daha aktif olmalıyız diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)