| Konu: | 6111 SAYILI BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU VE DİĞER BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 07.02.2012 |
CHP GRUBU ADINA BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; 150 sıra sayılı Kanun Teklifi'yle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
2 Kasım 2011 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 662 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü daha önce genel bütçeye tabi bir idareyken özel bütçeye tabi bir idare olarak değiştirildi kanun hükmünde kararnameyle. Tabii, bu yapılırken, kanun hükmünde kararnameyle yapıldığı için bu arada birçok aksama da söz konusu oldu. Bugün bununla ilgili bir aksamayı düzeltmeye çalışıyoruz. Biraz önce yaşadık. Yine son anda fark edilen bir düzenlemeyle, aslında 6111 sayılı Kanun'a ek yapıyorduk, kanunun düzenlemesi açısından çok yanlış olacak bir düzenleme, uygulanması mümkün olmayan bir düzenleme söz konusu olacaktı. 4749 sayılı Kanun'a yapılması gereken düzenleme, değişiklik 6111'le yapılmış olacaktı ki uygulanması mümkün değildi. Bunlara özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Bu tür değişikliklerin özellikle kanun hükmünde kararnamelerle yapılmaması gerekiyor.
Değerli arkadaşlarım, bu konu, üzerinde şu anda konuştuğum ek 25'inci madde, geçici 25'inci maddeyle ilgili konu Plan Bütçe Komisyonuna daha önce bize bildirilerek gelmedi. O anda, 6111 görüşüldükten sonra son anda ilave edildi. Biz de hoşgörü çerçevesinde bunu uygun gördük, uzlaştık, getirilmesini kabul ettik. Bu, Meclis çalışmaları için, komisyon çalışmaları için de güzel bir örnekti, örnek teşkil ediyordu. Çalışmaların hızlandırılması, amacına ulaşması açısından biz de bunu kabul etmiştik fakat bugün görüyoruz ki bu durum böyle olmakla beraber bir taraftan bu uzlaşma, güzel örnekler verilirken diğer taraftan da İç Tüzük değişikliğiyle ilgili bir teklif geliyor. Bu uzlaşma ortamı, güzel ortam tamamen altüst ediliyor, bütün dengeler bozuluyor, hoşgörü ortamı yok ediliyor. Diğer taraftan kanun hükmünde kararnameyle biliyorsunuz, otuz beş kanun hükmünde kararnameyle devlet düzeni yine aynı şekilde altüst edildi, bir yığın sıkıntı getirildi.
Değerli arkadaşlarım, bu saatte, kimse tabii çok önemli de görmediği için takip etmiyor ama özellikle kanun hükmünde kararnamelerle getirilen değişikliklerle devlet düzeni gerçekten çok sıkıntıya sokuldu, baştan aşağı büyük yanlışlıklar yapıldı. Dikkatinizi bu vesileyle çekmek istiyorum. Bir kere devlette koordinasyon bozuldu. Eğer bürokrasiyi biliyorsanız, bürokrasiden geliyorsanız, şu anda bürokrasiyi takip ediyorsanız, bununla ilgili muhakkak ki size de geri dönüşler olacaktır, bu tür bilgiler geliyor olacaktır. Kamuda bürokrasinin morali çok bozuk, büyük sıkıntı içerisindeler. Bu kanun hükmünde kararnamelerle getirilen ücret düzeni maalesef bütün devleti, bürokrasiyi altüst etmiş vaziyette. Bazı müdürlerin, şeflerin altında çalışan insanlardan daha az maaş alması söz konusu, daha az artışlar söz konusu. Onun için büyük bir moralsizlik var, sıkıntı var, koordinasyon eksikliği var.
Ayrıca bu kanun hükmünde kararnamelerle teftiş düzenine, özellikle denetim düzenine büyük bir darbe vuruldu, çok büyük bir boşluk var şu anda devlette, teftiş ve denetim düzeninde çok büyük bir eksiklik var, yanlışlık var, neredeyse denetim yapılmaz bir vaziyette. Tabii bunun çok önemli sonuçları olur, önümüzdeki yıllarda bunun sıkıntılarını hep beraber yaşarız. Onun için, şimdiden bu konuyla ilgili tedbir alınması lazım. Bu vesileyle ben, burada özellikle bu konuyu belirtmek istiyorum. Gerçekten de devlet düzeni, kurumları altüst vaziyettedir. Özellikle kariyer meslekler, uzmanlık, şeflik, araştırmacı gibi kadrolar altüst edilerek kullanılmış vaziyette. Yani bunu, ben, kendi partimin kadroları yok edildi anlamında söylemiyorum; benim partime yönelik, benim partimin bürokratlarına yönelik bir kıyım var şeklinde söylemek istemiyorum, öyle bir durumdan bahsetmiyorum. Genel olarak devlette çok büyük bir sıkıntı olduğuna dikkatinizi çekmek istiyorum. Bunu samimi olarak söylüyorum. Zannediyorum, devletle bağlantısı olanlar buna katılırlar. Aslında bu konuda bir araştırma önergesi de verdim. Bu konuyla ilgili bir çalışma yapmamız muhakkak gereklidir.
Diğer taraftan, bu vesileyle belirteyim, bu İç Tüzük değişikliği konusu yine herhâlde yarın gündeme gelecek ama bakın değerli arkadaşlarım, iktidar partisi olarak şimdiye kadar on yıl içerisinde buraya getirilen hiçbir kanun teklifi veya tasarısı geri dönmedi, muhakkak çıktı, süresi içerisinde çıktı. On yıldan beri çalışan bir sistemi değiştirip de başka bir sistem getiriyorsanız bunun arkasında biz de muhalefet olarak başka gerekçeler arıyoruz. "On yıldan beri çalışan bir sistem vardı, neden değiştirilmek isteniyor? Arkasında başka bir oyun mu var?" diye düşünüyoruz. Onun için, gereksiz yere bütün bunları yapmak? İşte geçen hafta da Meclis çalışmamış oldu, vatandaş nezdinde kötü bir örnek vermiş olduk. Bütün bunlara gerek yok. Biraz önce verdiğim şekilde Komisyonda da burada da biraz önce yaptığımız tespit, aslında bir hukuksuzluk içermesine rağmen yine sizin oylarınızla geçti, buna da itiraz etmedik. Aslında uyumlu olarak, uzlaşmayla birçok konuyu alıp götürebiliriz, Meclisin daha hızlı çalışmasını sağlayabiliriz.
İlk motorlu uçuş hangi tarihte gerçekleşti hatırlıyor musunuz? 1903 yılında ilk uçak uçmuş, ilk uçuş 1903 yılında gerçekleşmiş. Bundan altmış altı yıl sonra Aya ayak basılmış. O kadar hızlı, teknolojide müthiş bir değişim söz konusu. Teknolojideki bu hız maalesef toplumlarda aynı şekilde görülemiyor. Toplumlar aynı hıza ayak uyduramıyor. Getirilen İç Tüzük'ün gerekçelerinden bir tanesi de teknolojiye ayak uydurmak ama teknoloji başka bir şey, toplumların, insanların bazı şeyleri özümsemesi farklı bir konu. Onun için aynı paralelde yürütmek mümkün değil, insan tabiatı, insan fıtratı çok farklı. Bu konuları zorlamamamız gerekir, acele etmememiz gerekir, tam tersi sonuçlar verdi iki haftadan beri görüyorsunuz. Bu konunun toplumda da büyük sıkıntı yaratmadan çözümlenmesi gerekir.
Sonuç olarak: Üzerinde değişiklik yapmaya çalıştığımız 6111 sayılı Kanun ve 4749 sayılı Kanun, muhakkak ki bizim de desteğimizle çıkmıştır, muhakkak ki faydalar sağlayacaktır ama biraz önce ben Sayın Bakan buradayken, Başbakan Yardımcısı buradayken de sordum kendisine, Plan ve Bütçe Komisyonunda da sormuştum "Kaç firmayı ilgilendiriyor ve total olarak ne kadarlık bir meblağdan bahsediyoruz?" diye sordum, ne Komisyonda ne burada cevap verilemedi. Görüyorsunuz bütün bunlara rağmen -bu tür-cevaplarının olmamasına rağmen, yine de destekliyoruz, çıksın istiyoruz, Meclis çalışmaları tüm hızıyla devam etsin istiyoruz, ülkemize yararlı, vatandaşımıza yararlı işler yapılsın istiyoruz, ama sizin de bu konuda iktidar olarak muhalefete anlayış göstermenizi de bekliyoruz.
Bu vesileyle, ben -bu saatte fazla sabrınızı zorlamayayım- hepinize saygılar sunuyorum, iyi akşamlar diliyorum efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kuşoğlu.