GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:48
Tarih:15.01.2025

İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; hepinizi YENİ YOL Grubu ve DEVA Partisi adına saygıyla selamlıyorum.

Adalet, ölçü ve denge anlamına da gelir, onun için terazi kullanılır. Bugün sizlere, iktidar, kendi seçim bölgemde, deprem bölgesi Kahramanmaraş'ta depreme adil yaklaşabiliyor mu, orada bir denge sağlayabiliyor mu bununla ilgili birkaç örnek vereceğim. Aslında, biliyorsunuz, depremin öncesini de yönetemedi iktidar, deprem anını da yönetemedi, bugün deprem sonrası yeniden imar çalışmalarını da yönetemiyor. Yirmi gün sonra depremin üzerinden iki yıl geçecek, hepinizi... Burada iktidardan arkadaşlarımızın "200 bin konut yaptık, 100 bin şunu yaptık, 10 bin bunu yaptık." demesi yerine o bölgelere gelirsiniz Kahramanmaraş'a, Hatay'a, Adıyaman'a, Malatya'ya; neyi yaptıklarına, neyi yapmadıklarına bizzat şahit olursunuz. Aslında, depremin geleceğini iktidarın kurumları, AFAD 2020 raporunda, Türkiye Jeoloji Mühendisleri Odası 2021 raporunda Kahramanmaraş'ın mahalle mahalle şiddetini açıklamıştı. İktidar depremin nasıl olacağını, ne kadar olacağını çok iyi biliyordu ama her zamanki gibi, bilgiyi ve kendi dışındaki insanların yeterliliklerini dikkate almadı ve sonuçta ne oldu? Klasik tavır, hemen başkasını suçlayarak, hemen geçmiş iktidarları suçlayarak hatta bu işleri 1930'lara kadar götürerek bütün yükü üzerinden atma yolunu her zaman seçtiği gibi depremde de seçti. Vatandaş bu işi yutuyor mu? Maalesef, Kahramanmaraş'ta yutuyor. İktidarın muhalefeti suçlamasını, başkasını suçlamasını, dış güçleri suçlamasını her konuda maalesef yutmakta.

Ben size bakanlıkların neler yaptığını, neler yapmadığını birkaç örnekle açıklamak istiyorum: Örneğin Çevre, Şehircilik Bakanlığı; yıkılan ev ve diğer binaların inşaat sürecinde müteahhitleri Ankara'da karşıladı, onlara binlerce yapı verdi, o arkadaşlarımız da Kahramanmaraş'a gelmeden taşeronlara daha ucuz bir fiyatla verdiler, oturdukları yerde milyonlarca lira kazandılar. Depremde, biliyorsunuz, Sayın Cumhurbaşkanımız da "Bir yıl içerisinde bütün binaları bitireceğiz." demişti, kayıtlarda var. Bugün üzerinden iki yıl geçmiş, hâlen daha yüzde 30-35'i bitmiş, diğer kalan yüzde 60'ını da kaç yılda bitireceklerini biz biliyoruz. Bakanlarımız geliyor, örneğin Çevre, Şehircilik Bakanı, Sağlık Bakanı veya Ulaştırma Bakanı; konuşmalarında hep kalıp sözler "Kahramanmaraş'ın kahraman evlatları, Sütçü İmam'ın torunları; bakanınız yoksa biz Bakanınız. Allah bu acıları bir daha göstermesin." Hemen gösterilen birkaç numune yerlerde dolanıyorlar, Kahramanmaraş'ı terk ediyorlar. Bugün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı burada çıkarılan yasaya göre rezerv alan ilan ediyor deprem bölgesinde. İnanır mısınız, Kahramanmaraş'a sizi davet ettim, gidin; Kahramanmaraş'ın göbeğinde, Kıbrıs Meydanı'nda sermaye sahiplerinin oteli rezerv alanın dışında, sadece bir ada, diğer hepsi rezerv alan içerisinde. O otel onlara yaptırılarak teslim ediliyor. Diğer vatandaşın evi, iş yeri "Kuraya gireceksiniz." deniliyor. Başka, yine, bir başka sermaye sahibinin yine bir dükkânı L çizilerek rezerv alan dışına çıkarılıyor, ondan sonra da adaletten bahsediliyor. Hocam burada olsaydı söylerdim, "Kızım Fatma bile olsa, hırsızlık yapsa onun elini keserim." diye hadisler anlatan hocam burada olsaydı da söyleseydi. Bu zengin ve sermaye sahiplerinin farkı ne acaba? Kahramanmaraş'ta onların bütün binaları rezerv alan dışına çıkarılıp onlara veriliyor, gariban vatandaşlarsa rezerv alan içerisinde tutuluyor.

Her zaman söylüyorum; Kahramanmaraş'ta depremden önce de ulaşım sorunu vardı, depremden sonra da devam ediyor. Aynı bakanlar, Ulaştırma Bakanları... Bugün TCDD Genel Müdürü "Hızlı tren Kahramanmaraş'a gelecek." diye MHP milletvekiline açıklamalar yapmış. Israrla söylüyorum; hızlı tren Kahramanmaraş'a gelmeyecek, bunu biliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Karatutlu, lütfen tamamlayın.

İRFAN KARATUTLU (Devamla) - Sağlık Bakanından bahsetmek istiyorum. Üç ayda, biliyorsunuz, Defne'ye acil durum hastanesi yapıldı, Kahramanmaraş'a yirmi üç ayda yapamadılar. Şimdi, acil durum hastanesi yerine "Kahramanmaraş Devlet Hastanesi" diye tabela asmışlar, utanıyorlar acil durumu yapamadıkları için. Onlar da aynı şekilde bizi uyutmakla meşgul. Sağlık Bakanına Allah selamet versin. Şu anda Hükûmet Abdullah Öcalan'la diyaloğu savunuyor, Sağlık Bakanıyla bir türlü diyaloğa giremedik hekim milletvekili olarak, bunu da anlatmak isteriz. İletişimi çok zayıf bir arkadaşımız, daha sonra duyuyoruz AK PARTİ'li arkadaşlarımız da örneğin Gaziantep'teki arkadaşlarımız da sorun yaşamış kendisiyle. Allah selamet versin, değişecek Bakandan sayılıyor. Ben de bir hekim olarak, kırk yıllık sağlığın içinden biri olarak Sağlık Bakanını değerlendirmenizi öneriyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)