Konu: | Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 48 |
Tarih: | 15.01.2025 |
OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'nin 8'inci Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal bir gün bana sordu, dedi ki: "Sence Osmanlı Devleti altı yüz yıl nasıl yaşadı, niye yaşadı? Yani ta Viyana'dan Yemen'e kadar, o kadar geniş bir araziyi eline geçirecek güce sahip olarak askerî gücüyle mi bunu yaptı? Bu başarıyla mı yaşadı? Ne diyorsun?" "Sizce ne?" dedim. "Ben bunu çok düşündüm, okudum. Benim vardığım sonuç, Osmanlı Devleti'nin en temel dayanağı adaletti, adaletin dayanağı yargıydı, adil bir yargı vardı, herkes kadıya güvenirdi, kadının verdiği hükme güvenirdi ve ne zaman ki adalet Osmanlı'da bozulmaya başladı, Osmanlı Devleti de tepetaklak aşağı gitmeye yöneldi." dedi. Bugün Türkiye'de biz bunun tam tersi bir manzarayı yaşıyoruz. Bağımsız bir yargının olmadığını herkes biliyor, Türkiye'de "Türkiye" ve "adalet" sözcüklerinin yan yana gelemeyeceğini bilmeyen hiç kimse yok. Adalet, Türkiye'nin en büyük eksikliği, o kadar ki... (AK Parti sıralarından uğultular)
Beyler, ya dışarı çıkın, oylama sırasında girersiniz ya da dinleyin ya da susun. (DEM PARTİ, CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)
"Terörsüz Türkiye" şu anda Türkiye'nin en gözde sloganı; en az "terörsüz Türkiye" kadar geçerli olması gereken, en az onun kadar geçerli olması gereken "adaletli Türkiye" çünkü Türkiye'nin en büyük eksikliği adalet. Ve Türkiye Adalet Akademisi Kanunu tam da bu bakımdan önemli ve 3'üncü madde âdeta bu kanunun kurucu maddesi gibi. Hâkim ve savcıların eğitilmesini öngören Türkiye Adalet Akademisi 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kuruldu ve 2023 yılında Anayasa Mahkemesi oy birliğiyle iptal etti. O Anayasa Mahkemesinin 6 üyesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, 3'ü Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı zamanında Abdullah Gül tarafından, 3'ü de sizler tarafından seçilmiş insanlardan oluşmuştu ve o Anayasa Mahkemesi bu kanunu, daha doğrusu Cumhurbaşkanı kararnamesiyle kurulan bu Akademiyi iptal etti. Şimdi, oy birliğiyle alınan iptal kararının dayanağı Anayasa’nın 104'üncü maddesinde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı yetkileriyle ilgili hükmün ihlal edilmesi idi. 104'üncü maddenin on yedinci fıkrasında "Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz." deniyor. Şimdi, bu kanunla, bu getirilen kanunla cinlik yapılıyor; Türkiye Adalet Akademisi Başkanını Cumhurbaşkanı değil Bakan atayacak, değişiklik bu. Ama Bakanı atayan da Cumhurbaşkanı, özerklik söz konusu değil yargıda. Yargı, yürütmenin yine kontrolünde, sağlam kontrolü altına alınmış oluyor. Bu kanunun bu hâliyle Anayasa Mahkemesinde iptal edileceği besbelli; Anayasa Mahkemesi aynı Anayasa Mahkemesi. Muhtemelen bu yasama dönemi bitmeden, biz yine burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Türkiye Adalet Akademisi kanun teklifini bir daha görüşeceğiz, geri gelecek çünkü.
Şimdi, bütün bunları niye yapıyorsunuz arkadaşlar, anlamak çok zor. Hani, Einstein'a atfedilen bir söz vardır "Aynı şeyleri sürekli yaparak farklı sonuç beklemek." diye, o sözü hatırlatmak istemiyorum ama sonucunun belli olduğu, aynı şeyleri üst üste yaparak, Anayasa çiğneyerek, Anayasa Mahkemesi kararlarını ihlal ederek bu kanunu nasıl geçireceksiniz? Oylarınızla geçireceksiniz, birkaç ay sonra bu kanun iptal edilecek ve geri gelecek, yine biz bu konuları konuşacağız. Yapmayın arkadaşlar, bu kanun teklifini geri çekin.
Saygılar sunuyorum. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)