GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:29
Tarih:06.12.2011

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Benden önce konuşan, grup önerisinin lehinde konuşan milletvekili arkadaşımızın beyanlarını kabul etmemiz mümkün değildir.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Çünkü, doğru! Doğru oldukları için kabul etmiyorsun!

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Türkiye son dokuz yılda demokratikleşme alanında çok önemli mesafeler almıştır. Basın özgürlüğü alanında da alınan mesafelerin, basında çok sesliliğin, TRT'deki kalitenin arttığını bütün milletimiz yakinen takip etmekte ve takdir etmektedir.

CHP grup önerisi aslında Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarını aksatmaya yönelik bir grup önerisidir. Muhalefet partilerimiz bu alışkanlığı yaklaşık üç yıldır devam ettirmektedirler. İktidar partisi olarak, iktidar milletvekilleri olarak Meclisin çalışmasını, bu ülkenin, bu milletin yararına kanunların gecikmeden burada görüşülmesi ve kanunlaşmasını istiyoruz. Ancak, bu kanunların geciktirilmesi noktasında İç Tüzük'ün de verdiği bir yetkiyle grup önerisi alışkanlık hâline getirilmiştir. Meclisin çalışmalarının aksatılmasına yönelik bu tekliflerin burada TRT gibi güzide bir kurumumuz kullanılarak konu edilmesini ve TRT'nin, anayasal bir kurumumuzun yıpratılmasını da doğru bulmadığımızı ifade etmek istiyorum.

Çağımız demokrasilerinin vazgeçilmez şartlarından biri de özgür medyanın varlığıdır. AK PARTİ, bütün vatandaşlarımızın özgür haber alma ve düşüncelerini yansıtma hakkını esas kabul eder.

Medyaya ilişkin tüm yasal çerçeve ele alınarak, medyanın ifade özgürlüğüne getirilen ve demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaşmayan yasakların kaldırılacağı, yazılı ve görsel medyanın özgürlüklerinin titizlikle korunacağı ve tekelleşmeye fırsat tanınmayacağı yönündeki taahhütler AK PARTİ'nin programında yerini almış ve bu taahhüdün gereği dokuz yıl içerisinde büyük ölçüde hayata geçirilmiş, medyada özgürlük ortamı sağlanmış, tekelleşme ortadan kalkmış, çok sesli medya ortaya çıkmıştır.

2008 yılında, 2954 sayılı TRT Kanunu'nda 5767 sayılı Kanun'la önemli değişiklikler yapılmıştır. Radyo ve televizyonlar ile tüm medya araçlarından yapılan yayınların düzenlenmesine ve özerkliği ve tarafsızlığı Anayasa'da hükme bağlanan Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin esas ve usuller yeniden belirlenmiştir.

TRT Kanunu'nda yapılan yeni düzenlemeye göre yayın esasları yeniden belirlenmiştir. Anayasa'nın sözüne ve ruhuna bağlı olmak, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, millî egemenliği, cumhuriyeti, kamu düzenini, genel asayişi, kamu yararını korumak ve kollamak esaslarına bağlı kalan TRT, kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe oluşabilmesi için kamuoyunu ilgilendiren konularda yeterli yayını yapmakta; tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamak ve bir siyasi partinin, grubun, çıkar çevresinin, inanç veya düşüncenin menfaatlerine alet olmamaya büyük bir özen göstermektedir.

5767 sayılı Kanun'la TRT Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un bazı maddelerinin tarafsızlık hükümlerine aykırı bulunduğu gerekçesiyle, ana muhalefet partisi, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Anayasa Mahkemesine dava açılmış, mahkeme, yapılan düzenlemelerin tarafsızlık ilkesine aykırı olmadığını tespit ederek yürürlüğü durdurma talebini reddetmiştir.

Anayasa Mahkemesi kararında, demokratik ülkelerde özerk kurumlar da hukuki ve demokratik denetime tabi tutulmak suretiyle keyfîliğe sapmaları engellenmeye çalışılmaktadır. Bu nedenle, ülkemizde diğer özerk kuruluşlarda olduğu gibi TRT de denetim altına alınmıştır.

2954 sayılı Kanun'un 8'inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre, Kurum, Hükûmet ile ilişkilerini Başbakan aracılığıyla yürütür. "Denetimin amacı, kurumun kamu yararı ve mesleğin evrensel ilkelerine uygun olarak işleyişini güvence altına almaktır. Bu denetim, kurum yayınlarının, yürütme organlarının tercih ve çıkarları doğrultusunda yönlendirilmesini sağlamaya yönelik bir yetki olarak nitelendirilemez." gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyet Halk Partisinin iddialarını yerinde görmemiştir.

Özerkliğin, kişi ve kuruluşların kendi faaliyetlerine ilişkin kararları alma ve uygulama konusunda gerekli yetkiyle donatılmış olması anlamına geldiğini, aynı zamanda kurumların dış etkilere karşı korunmasını ifade ettiğini Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararında belirtmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ hükûmetleri TRT'ye büyük önem vermiştir. TRT, kamu yayıncılığı yapan, Anayasa'da düzenlenen, kanunu olan bir kuruluşumuzdur. Güçlü kaynaklara sahip ve bu kaynakları en iyi şekilde milletimiz için kullanmaktadır.

Geçmişte TRT hep eleştiri konusu yapılmış, gerek yayınları gerekse tarafsızlığı noktasında olumsuz eleştirilere muhatap olmuştur. Son yıllarda Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu, sorumlu ve tarafsız yayıncılığın gereğini yapmaktadır.

TRT bugün 14 kanalıyla milyonlarca insan tarafından dünyanın bütün kıtalarında izlenen bir televizyon hâline gelmiştir. Bunların içerisinde sadece Türkçe değil, Arapçası, Kürtçesiyle, TRT Avaz'da 8 ayrı diliyle, 30'dan fazla farklı dilde yayın yapan radyolarıyla, web sayfalarıyla TRT büyük bir atılım içine girmiştir.

Cumhuriyet Halk Partisinin TRT'yle ilgili vermiş olduğu araştırma önergesinde belirtilen hususları kabul etmemiz mümkün değildir. TRT'nin son yıllardaki başarısını, tarafsız yayın anlayışını milletimiz takdir etmektedir. Verilen araştırma önergesi, TRT gibi önemli bir kurumumuz kullanılarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışmalarını aksatmaya yönelik bir grup önerisidir. Bu nedenle grup önerisinin aleyhinde olduğumu belirtiyor, hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Tunç.