GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Şehit Jandarma Er Celal Ak'a, 15 Ocak 1984'te vefat eden Doktor Fazıl Küçük'e, yeni kurulan YENİ YOL Grubuna, köprü ve otoyollara yapılan zamlara, mülakat mağduru öğretmenlere ve intihar eden avukatlara ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:48
Tarih:15.01.2025

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli Genel Kurul, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, aziz vatanımız için, 15 Ocak 1997'de bölücü terör örgütü tarafından şehit edilen Jandarma Er Celal Ak'ı rahmet, saygı ve hürmetle anıyor; bütün şehitlerimize, gazilerimize ve ekranları başında bu Genel Kurulu takip eden bütün şehit ailelerine ve yakınlarına saygılarımı iletiyorum. Sizleri unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız.

Bir başka anılması gereken kıymetimiz 15 Ocak 1984'te kaybettiğimiz, dün andığımız rahmetli Rauf Denktaş'ın dava arkadaşı Fazıl Küçük. Tıpkı merhum Rauf Denktaş gibi Kıbrıs'ta Türk varlığını savunmak için bütün hayatını mücadeleye adayan Doktor Fazıl Küçük'ü bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum.

Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde, evet, yeni bir grup kuruldu. Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve DEVA Partisi milletvekillerinin bir araya gelerek oluşturdukları YENİ YOL Grubunun ülkemize ve milletimize hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Özellikle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin herkesin iştahını kabarttığı, kurumların arka plana atıldığı ve önemsizleştirildiği tek adamlığın ve popüler kimliklerin ön plana çıkarıldığı, yetkileri sınırsız bir Cumhurbaşkanlığı için kavgaların verildiği bir ortamda, iki kutuplu bir yapının dayatıldığı bir sistemde güçlendirilmiş parlamenter sistem modelini savunan bir parti olarak bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde yeni bir grubun varlığından ve kurulmuş olmasından, tesis edilmiş olmasından çok büyük bir mutluluk duyuyoruz. İnşallah bu arayışımızın da kıymete bineceği bir dönem olur ve bu arayışımızı bir kez daha vurgulamak istiyorum. Kendilerine de hayırlı uğurlu olsun diyorum, hoş geldiniz diyorum.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Köprü ve otoyollara çok değinildi. Dün bir sohbet sırasında bir yorum yapıldı, denildi ki: 1963 yılından beri Türkiye'de bütün muhalefet partileri hiçbir zaman ekonomiyi beğenmemiş, ekonominin hep kötü olduğundan bahsetmiş. Fakat ben şöyle bir geçmişe baktım, 1963 yılından bugüne kadar hiçbir dönemde vergilere, harçlara yapılan zam ile emekliye, işçiye verilen zam arasında bu kadar büyük bir makas olmamış, AK PARTİ âdeta zamların efendisi olmuş hani gençlerin yeni bir tabiri var "GOAT" diyorlar yani tüm zamanların en iyisi. Evet, 1963'ten beri hep eleştirmiş muhalefet ama hakikaten hiç bu dönemdeki kadar kötü olduğu bir döneme denk gelinmemiş. Sadece köprüye yapılan zamlara baktığınız zaman bile bunu net olarak görüyorsunuz yani işçi ve memur, emekli maaşlarına yapılan zamla makasın bu kadar açık olduğu bir dönem yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun tamamlayın lütfen.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Yüzde 300 ila yüzde 450 arasında bu köprü ve otoyollara yapılan zamlar.

Bir de tuhaf bir durum var. Samsun Milletvekilimiz Erhan Usta geçtiğimiz senelerde köprüden geçtiğinde köprüden geçip ödeme yapıp sonra da bir mesaj atmıştı -çok da yerinde bir mesaj- demişti ki: Ya, buradan Tunceli'deki vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum, köprüden geçiş ücretinin bir kısmını ben ödedim, kalan kısmını da sizler ödediniz. Geçsen de geçmesen de köprünün ücretini ödeten bir sistemle karşı karşıyayız. Niye? Çünkü garanti verilmiş yani 700-800 lira olan köprü geçiş ücretinin 1.200-1.300 lirasını da devlet bu müteahhitlere kendi cebinden ödüyor. Böyle bir yapı, böyle bir sistem, geçsen de geçmesen de ödenmek mecburiyetinde bırakılan bir sistem olmaz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bitirelim lütfen, son defa...

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Milleti önceleyen bir politikadan çok sermayeyi önceleyen bir politika izlendiğini burada biz çok net olarak görüyoruz.

Son olarak, mülakat mağduru öğretmenlere, intihar eden avukatlara değinmek istiyorum. Millî Eğitim Bakanlığı önünde öğretmenlerimizin, atanamayan öğretmenlerimizin, mülakat mağduru öğretmenlerimizin eylemleri devam ediyor. 21'inci yüzyıl Türkiyesinde "atanamayan öğretmen" gibi bir kavramın olması bile kabul edilemez. Bir avukatımız, bir savcı adayımız; bunlar mülakatta dereceye girmesine rağmen başarısız oldukları için intihar ettiler. Bunun arkasında işte başka sıkıntılar, başka dertler aranabilir ama bu bir beka problemidir. Hiç öyle dışarıda, orada burada aramaya gerek yok, bu beka problemi burnumuzun ucundadır diyoruz ve gençlerimizin bu problemlerine bir kez daha dikkat çekiyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.