Konu: | Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 47 |
Tarih: | 14.01.2025 |
MHP GRUBU ADINA MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 178 sıra sayılı Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi'nin tümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında, bugüne kadar şehit edilmiş olan bütün yargı mensuplarımızı ve geçtiğimiz günlerde elim bir şekilde vefat ettiğini öğrendiğimiz Adana Adliyesinde staj yapan savcı adayımız Mithat Can Yalman'ı rahmetle anıyor, kederli ailesine ve Türk hukuk camiasına başsağlığı diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; adalet, temel hak ve özgürlüklerin güvencesini oluşturmakla birlikte devletin de temelini teşkil etmektedir. "Adalet" kavramı; Türk düşüncesinde geçmişten bugüne çok önemli bir yer tutmuş, bir fazilet olmaktan öte, kamu düzeninin tesisi için en mühim amil olarak görülmüştür. Yusuf Has Hacib "Kutadgu Bilig" adlı eserinde "Ülkeni elinde tutmak için çok asker ve ordu lazımdır. Askerini beslemek için de çok mal ve servete ihtiyaç vardır. Bu malı elde etmek için halkın zengin olması gerekir. Halkın zengin olması için de doğru kanunlar konulmalıdır." diyerek bunlardan birinde zaaf olursa diğer 4'ünün de bir fonksiyonunun ve anlamının kalmayacağını da dile getirmiştir. Bu veciz ve öz ifadeler, adaletin mülkün yani devletin temeli olduğunu bir defa daha teyit ve tespit etmektedir. Batı felsefesinde ise siyasi bir toplumun ahlaki bir toplum olması ve bu toplumda hukukun ve ahlakın iç içe geçmesi gerektiği ifade edilmiştir. Hukukun ahlaki bir temelinin olması ancak ve ancak adalet duygusunun üzerine inşa edilmesiyle mümkün olabilecektir. Buna göre, hak edenin hakkını aldığı, mal, mevki ve fırsatların adil dağıtıldığı bir düzen adil bir toplumsal yapının var olduğunu bize göstermiş olacaktır. Hak edenin hakkını alamadığı bir devlet ise adil bir devlet olmayacak, hukukun üstünlüğünden ve hukuk devletinden bahsedilemeyecektir.
"Hukuk devleti" kavramı, genellikle vatandaşların, kurumların ve devletin demokratik konsensüsten doğan yasalar aracıyla sınırlandırılmasına işaret etmektedir ancak bu sınırlandırmaları hukuk devletinin belirli karakteristik özellikleri bağlamında anlamak gerekir. Bunlar; hukuk önünde eşitlik, hakkaniyet, gücün dağılımı, karar alma sürecine katılım, yasal kesinlik, keyfîlikten kaçınma ve şeffaflık olarak sınırlanabilir. Hukuk devletinin ilk koşulu; kuvvetler ayrılığı ve denkliği ilkesinin muhafazası, yargının yasama ve yürütme organına karşı bağımsızlığı olarak ifade edilmelidir. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, hukuk devletini vücuda getirmenin en önemli vasıtasıdır. Buna göre, yargı bağımsızlığı, yargı mercilerinin hiçbir makam ve organa bağlı kalmaksızın, emir ve talimat almadan ve yine baskı altına alınmadan görevlerini yerine getirebilmesi demektir. Yargının tarafsızlığı ise ancak yargının bağımsızlığıyla sağlanabilecektir. Toplumda fertlerin verilen bir karara rıza gösterebilmesi için yargının tarafsızlığına kanaat etmiş olması lazımdır. Zira tarafsız olanın gerçeği çıplak bir şekilde görebileceği ve adil olacağı kabul edilir. Adalet dağıtma pozisyonunda olan bir kişinin ön yargılardan uzak, liyakate dayalı bir sistem içinde tespit edilerek yetiştirilmesi bu açıdan son derece kritik bir önem taşımaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vatandaşlarımızın adaletli ve hakkaniyetli bir sosyal düzen içerisinde hayatını idame ettirmesi, hukukun üstünlüğü prensibinin hâkim kılınması, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması, güçlünün değil haklının korunması ve nihai olarak huzurun tesis edilmesi devletin temel görevleri arasında yer almaktadır. Bu doğrultuda, ülkemizde çağın gereklerini gözeterek vatandaşlarımızın talep ve ihtiyaçlarının karşılanması hususunda adalet mekanizmasının güçlendirilmesi ve tahkim edilmesi yolunda şimdiye kadar önemli adımlar atılmıştır. Yargı reformu stratejisi kapsamında şimdiye kadar 9 yargı paketi düzenlemesi Meclisimizde kabul edilmiştir. Kısaca değinmek gerekirse: Birinci yargı paketiyle, hak ve özgürlükler genişletilmiş; ikinci yargı paketiyle, infaz sisteminde önemli kolaylıklar sağlanmış; üçüncü yargı paketiyle, özel hukuk alanında önemli sadeleştirmeler getirilmiş; dördüncü yargı paketiyle, lekelenmeme hakkı güçlendirilmiş; beşinci yargı paketiyle, çocukların icra yoluyla teslim usulüne göre çocuğu önceleyen, insan odaklı adalet anlayışına uygun yöntemlerin hayata geçirilmesi sağlanmış; altıncı yargı paketiyle ise takdiri indirim sebepleri belirli konularda tahdidi hâle getirilmiş, böylelikle failin pişmanlık içermeyen, salt indirim almaya yönelik davranışlarının takdiri indirim nedeni olarak kabul edilmemesi sağlanmış, yine, kadına karşı şiddetle daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanabilmesi amacıyla önemli adımlar atılmış; yedinci yargı paketiyle, dava şartı ara buluculuğunun kapsamı genişletilmiş, icra sistemindeki değişikliklerle avukatlara kolaylıklar sağlayan düzenlemeler hayata geçirilmiş; sekizinci yargı paketiyle, itiraz, istinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru süreleri yeknesak hâle getirilmiş, özgürlüğü bağlayıcı ceza sebebiyle kısıtlama kurumu değiştirilmiş; dokuzuncu yargı paketiyle de Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nın niteliği artırılmış, hukuk fakültesi mezunlarının uzlaştırıcı olabilmesi ve ara buluculuğa dair kanuni düzenlemeler getirilmiştir.
Bu düzenlemelerin yanında, idari organlar tarafından hayata geçirilmiş olan adalete erişimi kolaylaştırıcı reform niteliğinde düzenlemeler de hayata geçirilmiştir. Bu çerçevede, bölge adliye mahkemesi sayıları artırılmış, e-duruşma uygulaması hayata geçirilmiş, vatandaşlarımızın dava masraflarının azaltılması hususunda bazı avukatlık hizmetleri için KDV oranı düşürülmüş, HSK Teftiş Kurulu bünyesinde Yargıda Performans Ölçüm ve Takip Merkezi kurulmuş, adli süreç boyunca bilgilendirme, yönlendirme ve psikososyal destek hizmetleri sunmak amacıyla adliyelerimizde adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlükleri kurulmuş, adli yargıda mahkeme sayısı 10 bini geçmiş, idari yargıda mahkeme sayısı 304 olmuştur. Hâkim ve cumhuriyet savcısı sayısı 2024 Ekim ayı itibarıyla 24.642 kişiye ulaşmıştır. Hâkim ve savcı yardımcılığı sistemiyle, hukuk mesleğine hazırlık dönemi uygulaması başlatılmış; 1.075 hâkim ve savcı yardımcısı göreve başlamıştır. Adalete erişimi güçlendiren ve yargılama sürelerini hızlandırarak yerinde ve zamanında karar alınmasını sağlayan seri muhakeme usulü ve basit yargılama usullerine 1 Ocak 2020 tarihi itibarıyla geçiş yapılmış, böylece yargılama usullerinin basitleştirilmesine ve sadeleştirilmesine yönelik önemli adımlar atılmıştır. Burada kısaca ve özetle ifade ettiğimiz, kolaylaştırma ve iyileştirme amaçlı tüm düzenlemeleri Cumhur İttifakı anlayışı çerçevesinde desteklemekte olduğumuzu ifade etmek istiyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; adalet hizmetlerinin aziz milletimize etkin ve verimli olarak sunulabilmesi maksadıyla modern ve yeterli fiziki mekânların oluşması, teknolojik kapasitenin artırılması ve donanımlı insan kaynağının desteklenmesi yönünde önemli adımlar atılmaktadır. Bu doğrultuda, hâkim ve savcı yardımcılarının nitelikli olarak yetiştirilmesi hususunda Türkiye Adalet Akademisinin faaliyetleri oldukça önemlidir. Görüşülmekte olan 178 sıra sayılı Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi'ne bakıldığında Anayasa Mahkemesinin iptal kararları doğrultusunda yeni düzenlemelerin yer aldığı görülmektedir. Hazırlanan kanun teklifiyle, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesi, uluslararası belge ve raporlar ile mukayeseli hukuktaki örnekler dikkate alınarak Adalet Akademisinin teşkilat ve görevleri ile eğitim ve öğretim faaliyetleri yeniden düzenlenmiştir. Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi'yle, adalet mekanizmasında yer alan insan kaynağının nitelikli olarak güçlenmesi söz konusu olacaktır. Adalet sisteminin eğitim, liyakat ve bilimsel yaklaşımla inşa edilmesi hukuk sistemimizin ve yargı mensuplarımızın geleceğe emin adımlarla ilerlemesine katkı sağlayacaktır. Adaletin bağımsız ve tarafsız yargı eliyle tecelli etmesi, kalkınmanın da bir gereği olan sağlıklı bir eğitimin her alanda kendini göstermesiyle mümkün olacaktır.
Görüşülmekte olan kanun teklifi, "Türk ve Türkiye Yüzyılı" olarak nitelendirdiğimiz bu yüzyılda vatandaşlarımızın adalete olan güveninin artmasına ve adalet sisteminin etkin, verimli ve hızlı bir şekilde işlemesine önemli katkılarda bulunacaktır. Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi'yle, Akademinin idari kapasitesi güçlendirilmekte, eğitim ve öğretim faaliyetleriyle ilgili kararları almak üzere yargı alanındaki kurum temsilcilerinin yer aldığı Eğitim Kurulu oluşturulmaktadır. Akademi bünyesinde hukuk ve adalet alanında araştırma ve bilimsel çalışmalar yapmak, uluslararası gelişmeleri takip etmek, proje geliştirmek üzere Hukuk Araştırmaları Merkezi kurulmaktadır. Adalet Akademisi bünyesinde kurulacak Hukuk Araştırmaları Merkezi, Türk hukuk sisteminin bilimsel temellerini güçlendirecek, uluslararası gelişmeleri yakından takip ederek hukuk alanında dünya çapında birikim sağlayacaktır. Bu merkez, aynı zamanda hukuk reformlarının bilimsel bir zeminde yapılmasını sağlayarak yargı süreçlerinin daha etkin ve hızlı işlemesine katkıda bulunacaktır.
Hâkim ve savcı yardımcılarının eğitimleri ile hâkim ve savcıların meslek içi eğitimleri Akademi tarafından verilecektir. Bu teklifin diğer bir önemli yönü de Adalet Akademisi tarafından yargı sistemimizde önemli bir yeri olan noterler, avukatlar ve diğer hukuk mensuplarına yönelik eğitim programlarının uygulanmasına ortam sağlanmasıdır. Adalet hizmetlerinin tüm unsurlarının nitelikli bir eğitimden geçmesi yargı sisteminin bütüncül bir yaklaşımla güçlenmesini sağlayacaktır. Bu, adaletin sadece hızlı değil aynı zamanda doğru bir şekilde tecelli etmesini de beraberinde getirecektir. Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi'yle, yargı mensuplarımızın eğitimlerine önem veren, meslek öncesi ve meslek içi eğitimlerini modern standartlarda organize eden bir yapı öngörülmektedir. Özellikle meslek öncesi eğitimlerde adayların mesleki etik kuralları benimsemeleri, hukukun tarafsızlığına uygun hareket etmeleri ve milletin adalet beklentilerine yanıt verecek kapasiteye ulaşmaları hedeflenmektedir. Temennimiz odur ki bu kanun teklifi, yargı mensuplarımızın meslekte uzmanlaşmasının önünü açacak ve uluslararası düzeyde adalet sistemimizin saygınlığını artıracak bir eğitim altyapısını oluşturacaktır. Adalet Akademisiyle, meslek öncesi eğitimlerin yanı sıra meslek içi eğitimlerle hâkim ve savcıların hukuk sistemindeki ulusal ve uluslararası gelişmeleri takip etmesi sağlanacaktır. Adalet Akademisi, hukuki alanda bilimsel araştırmaların yapılması, ihtiyaçların tespit edilmesi ve yeni projelerin geliştirilmesine de imkân verecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi olarak adaletin gecikmeksizin eksiksiz ve doğru bir şekilde tecelli etmesi gerektiğine inanıyoruz. Merhum Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş'in ifadeleriyle: "İnsanlar yoksulluğa, açlığa, susuzluğa tahammül ederler fakat adaletsizliğe, hor görülmeye, aşağılanmaya asla müsaade ve müsamaha edemezler." Yine, destan şairimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu'nun veciz ifadeleriyle "Ekmek, su, aş bulmak gecikebilir/Temele taş bulmak gecikebilir/Devlete baş bulmak gecikebilir/Adalet gecikmez, tez verilmeli."
Geciken adaletin adalet olmadığına ve nihai olarak adalette zaman aşımının mümkün olmayacağına inanıyor, bu doğrultuda ülkemizin adalet sisteminin hızlı ve etkin bir şekilde işlemesini son derece önemli buluyoruz.
Değerli milletvekilleri, Türk milleti tarih boyunca adım attığı her coğrafyaya adaleti götürmesiyle nam salmış bir millettir. Bugün de MHP ve Cumhur İttifakı olarak hem tarihimiz hem de yarınlarımız için bu büyük ve onurlu mirasımızın sorumluluğunu taşımaktayız. Bu noktada Türk milletinin yüksek adalet anlayışının yaşatılması millî, ahlaki ve tarihî sorumluluğumuzdur.
Adalet Akademisinin yargı mensuplarımıza vereceği eğitimler, onların sadece hukuk bilgisiyle değil devlet ve millet şuuruyla da teçhiz edilmesini sağlayacaktır. Türkiye Adalet Akademisinin hâkim ve savcı yardımcılarından başlayarak tüm yargı mensuplarının etik değerleri ve hukukun evrensel ilkelerini benimseyerek yetişmesini sağlayacak bir eğitim modeli benimsemesi yargı sistemimizin geleceğini de güvence altına alacaktır. Hukukun evrensel ilkeleri ve etik değerlerin benimsenmesinin yanı sıra Türk-İslam medeniyetinin adalet konusundaki hassasiyetinin gözetilmesi ve bu şuurla yargı sistemimizin güçlendirilmesi toplumsal vicdanın gelişmesine önemli katkılar sağlayacaktır.
Değerli milletvekilleri, Cumhur İttifakı olarak Türk milletinin vicdanındaki adalet arzusuna yanıt verecek ve taleplerini karşılayacak kanuni düzenlemelerin hayata geçirilmesi için çalışmalarımıza kararlılıkla devam etmek arzusunda olduğumuzu bir defa daha belirtmek istiyoruz.
Akademinin getireceği yenilikler yargı mensuplarımızın liyakat esasına dayalı olarak yetişmesini sağlayacaktır. Adalet sistemimizde eğitimin, bilimin, liyakatin öncelikli hâle getirilmesi Türkiye'nin güçlü bir hukuk devleti olarak yükselmesini de sağlayacaktır. Adaletin sağlanması Türk devletinin temel görevidir. Bu görevi yerine getirmek için güçlü bir adalet mekanizmasına ihtiyaç olduğu muhakkaktır. Adalet Akademisi bu mekanizmanın da merkezinde yer almaktadır. Meslek içi eğitimlerden hukuk reformlarına kadar geniş bir alanda katkı sağlayacak olan bu yapı, Türk yargısının geleceğini de şekillendirmiş olacaktır. Milletimizin güvenini kazanmış bir adalet sistemi, devletimizin bekasını sağlayacak en önemli unsurlardan biridir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi olarak adaletin sağlanmasının, hakkın yerini bulmasının ve hukukun eksiksiz bir şekilde teşekkül etmesinin bir medeniyet göstergesi olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda ülkemizin hukuk sisteminin güçlenmesi ve geliştirilmesi yönünde atılan tüm adımları desteklediğimizi bir defa daha dile getiriyoruz.
Görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin de devletimize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, Gazi Meclisimizi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)