GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:47
Tarih:14.01.2025

CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, nereden başlayacağımı gerçekten bilemiyorum. Şimdi bir haber düştü, İstanbul Barosu yönetiminin görevden alınması ve yerine kayyum atanması için davaname hazırlanmış ve İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş yani kayyum atanması için. Tam da kayyum meselesini konuşuyoruz belediyelere, İstanbul Barosuna kayyum atanması için davaname hazırlanmış ve gönderilmiş.

Arkadaşlar, bakın, çok müzakere etmemiz lazım. Milliyetçi Hareket Partisi bence bu dönemi tarif eden çok doğru bir cümle kurdu: "Türkiye'nin toplumsal barışa ihtiyacı var." dedi ve "Barış herkese kazandırır, savaşın kazananı olmaz." dedi. Eğer buradan başlamışsanız Adalet ve Kalkınma Partisiyle beraber... Sonuçta, şimdi konuşulan mesele negatif barış. O ne? Yani silahları gömeceksiniz; tamam, sonuna kadar gömelim. Terör olmasın, şiddet olmasın; başından beri söylüyoruz ama eğer siz bunu bir pozitif barış beklentisiyle güçlendiremezseniz o da olmaz, yine gider, tökezlersiniz ve daha büyük travmalara neden olursunuz. Şimdi, bir taraftan bunları söyleyeceksiniz "Silahlar gömülsün." diyeceksiniz ve bütün bu meselenin özü olan demokratik siyasetle, demokratik temsille ilgili en kötü şeyleri yapacaksınız.

Bakın, bu süreçte biz sizden yapmanız gerekenleri beklemiyoruz, böyle bir yaklaşım içerisinde değilsiniz. Yahu, hiç olmazsa yapmamanız gerekenleri yapmayın yani hiç olmazsa kısa bir süre nefesinizi tutun. Önümüzde bir ihtimal var, o ihtimal silahların kalıcı olarak gömülmesi, hiç olmazsa o zamana kadar durun yani bakalım ne olacak? Yine durmuyorsunuz, bakın, durmuyorsunuz; bu tutumunuzla o insanlarda bir düşüncenin oluşmasını engelliyorsunuz. Bir taraftan Akdeniz'e kayyum atayacaksınız, diğer taraftan Beşiktaş Belediyesine operasyon çekeceksiniz; şimdi, İstanbul Barosu Başkanlığına da yönetimine de kayyum atayacaksınız. Ya, kim sizden barış bekler, pozitif anlamda kim bekler gerçekten, sokakta kim bekler sizden? Bekleyemez.

Bakın, barış çalışmaları bir bilim dalıdır, dünyada çok çalışılmış. Siz, bu bilim dalında olmaması gereken ne varsa yapıyorsunuz, ne varsa yapıyorsunuz. Hadi, Milliyetçi Hareket Partisi bu işlere yeni girdi, bilmiyor diyelim. Ya, siz yirmi iki yıldır devleti yönetiyorsunuz, her şeyden sorumlusunuz, ölümlerden de sorumlusunuz, her şeyden sorumlusunuz; sağa sola kaçmaya imkânınız yok. Dolayısıyla, bari bunları yapmayın, yapmamanız gerekenleri yapmayın.

Ben, size, vicdanınıza söylüyorum: Belediye başkanlarının saat beşte evine girilmesi, yatak odalarına girilmesi, kapılarının zorlanması ve 2 polis memuru eşliğinde kamusal alanlarda yürütülmesi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bakın, kamusal alanlarda o görüntüler, seçilmiş belediye başkanlarının o görüntüleri size neyi çağrıştırıyor? Elinizi vicdanınıza koyun, söyleyin. Buna mecbur musunuz? Değilsiniz ama o darbeci anlayışınızı, darbeci görüntüleri bütün milletin kafasına kazımak istiyorsunuz. Onun için, bu oradaki 2 polisin kararı değil, sizin kararınız, merkezî kararınız.

Dün, ben İstanbul Emniyetine gittim, bana oradaki bir komiser diyor ki: "Milletvekilisiniz, her yere gireceğinizi sanmayın." Gireceğim yer neresi, biliyor musunuz? Vatandaşın girdiği kapı yani içeri gireceğim, belki orada, kafeteryada okuyacağım, belki de bir şikâyette bulunacağım. "Giremezsin." diyor. Bakın, bunu orada söyleyebiliyor; böyle bir zihniyet yarattınız ve biz bundan barış bekleyeceğiz. Ya, bari elinizi vicdanınıza koyun, iki ay yerinizde durun ya, iki ay! Yapmamanız gerekenleri yapmayın hiç olmazsa ya, sonra bakalım ne olacak ama ısrarla, ısrarla, ısrarla "Barış olmaz." diyorsunuz.

Teşekkür ederim Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)