GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elâzığ'ın ve Tunceli'nin depreme hazırlıklı kent hâline getirilmesine ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:47
Tarih:14.01.2025

GÜRSEL EROL (Elazığ) - Sayın Başkanım, öncelikle bu gündem dışı söz talebimizi değerlendirdiğiniz için size teşekkür ederim. Mesainin olmadığı bir günde sizi aradım, rahatsız ettim ve talepte bulundum.

Ayrıca, benden önce konuşan Kayseri Milletvekilimize arkadaşlar bir daha kırmızı kart göndersin, kırmızı kartın ne anlama geldiğinin hâlâ farkında değil.

MURAT EMİR (Ankara) - Hemen, hemen.

GÜRSEL EROL (Devamla) - Sayın Grup Başkan Vekilim, demek ki bir daha anlatma ihtiyacımız var.

Sayın milletvekilleri, aslında dün Türkiye'de gelişen, Beşiktaş'ta yapılan operasyonla ilgili konuya da değinmek isterim. Grup Başkan Vekillerimiz, parti sözcülerimiz ve milletvekillerimiz mutlaka bu konuyu konuşacaklardır ama Türkiye'de en büyük sorunlardan biri şu anda bence, siyasetin saygınlığının yitirilmesi, insanların siyasete olan güveninin sarsılması. Bunun nedeni de şu: Bir belediye başkanıyla ilgili soruşturma da açılabilir, bir belediye başkanıyla ilgili dava da açılabilir ama bir belediye başkanı sonuçta her ne kadar bir kamu yöneticisiyse, aynı zamanda siyasi sıfatlarından, ünvanlarından ve siyaseten o göreve gelmiş kişidir. Yani onun sabah beşte evden alınması, polis nezaretinde götürülmesi doğru bir yaklaşım değildir. Bakın, Türkiye'de adliye binalarında, mahkeme salonlarında yargıçların arkasında bir şey yazar: "Adalet mülkün temelidir." Yani ne demek? Adalet devletin temelidir. Eğer siz devletin temelini adaletin size verdiği güçle bozarsanız ve itibarsızlaştırırsanız siyaset de itibarsızlaşır.

Bu anlamda şu bilgiyi de sizinle paylaşmak isterim; biz 21 milletvekili -DEVA Partisinden Tekirdağ Milletvekilimiz Cem Avşar da bize, Cumhuriyet Halk Partili milletvekili heyetimize eşlik etti- hafta sonu, cuma, cumartesi günü Tunceli ve Elâzığ'daydık. Tunceli'de ve Elâzığ'da olmamızdaki amaç şuydu: Bilim adamlarının özellikle son zamanlarda ciddi uyarıları var yani Tunceli ve Bingöl depremiyle ilgili ciddi uyarıları var, bunlarla ilgili önlemlerin alınmasıyla ilgili de tedbirlerin alınmasıyla ilgili de önerileri var. Tunceli'ye ve Elâzığ'a gitmeden önce ilgili bilim adamlarını Ankara'ya çağırarak heyetimize bu depremin riskleriyle ilgili... Olası bir deprem sonucunda Elâzığ'ın, Tunceli'nin Bingöl'ün nasıl etkileneceği konusunda Naci Görür Hocayı çağırdık ve Naci Görür Hoca bizi bilgilendirdi. Arkasından Tunceli'ye ve Bingöl'e gittik. Tunceli Valisine de buradan teşekkür ederim, deprem öncesi, Valilik yetkisini kullanarak inanılmaz tedbirler almaya başlamış ve milletvekili heyetimize kendisi bir sunum yaparak aldığı tedbirlerle ilgili bilgilendirdi. Ama görünen o ki Hükûmetin, devletin, ilgili bakanlıkların bu işe el atması lazım çünkü Tunceli'de ve Bingöl'de olacak bir deprem... O bölgede depremin şiddetinden kaynaklı ve bazı bölgelerdeki su seviyesinin yüksek olmasından kaynaklı, Ovacık'ta veya Bingöl'de 7,4 büyüklüğünde olası bir depremin bölgeye yansımasının bazı bölgelerde 10 büyüklüğünde olacağı ifade edildi. Bu da taş taş üstünde kalmama riskini yaratan bir deprem süreci. Bu anlamda, o bölgeye yatırımların gelmesiyle ilgili, o bölgede planlamaların yapılmasıyla ilgili tedbirlerin önceden alınması lazım.

Bakın, biz 2020 yılında Elâzığ'da bir deprem yaşadık ve gerçekten o süreçte TOKİ konutlarının hızlı bir şekilde yapılması, mağduriyetlerin giderilmesi ve hak sahiplerine verilmesiyle ilgili sürecin hızlı işlemesinden kaynaklı, 2023 depreminde Elâzığ hiç etkilenmedi, bir tek bina yıkılmadı, bir tek can kaybımız olmadı. Hatta, ben gelen milletvekili arkadaşlarımızı Elâzığ'da TOKİ konutlarında gezdirdim, "Yerinde görün." dedim ve orada çok doğru işler yapıldı. Eksikler yok muydu? Vardı tabii ki. Hatalı yapılan işler var mıydı? Onlar da vardı ama uyarılarımız ciddiye alındı, zaman içerisinde eksiklikler giderildi ve insanların can ve mal güvenliği sağlandı. Şimdi, önceden, bir deprem öncesi tedbir alınırsa olası bir depremde yurttaşlarımızın can ve mal güvenliği teminatı oluşturulacak orada.

Bingöl depremi özellikle Elâzığ'da 3 ilçeyi tehdit etmekte -Sayın Milletvekilim, siz de iyi bilirsiniz- Karakoçan, Kovancılar, Palu ilçelerini. Elâzığ için konuşuyorum, bu 3 ilçede yaşayan nüfus sayımız 100 bin. 100 bin nüfuslu 3 ilçemizi tehdit eden, bir, hemen yanı başımızdaki sınır ilimiz Bingöl, buralarda gerekli tedbirlerin alınması lazım; iki, Tunceli. Tunceli, alt yapısından kaynaklı, zemininden kaynaklı, binalarından kaynaklı çok büyük risklere açık. İlin Valisi son derece doğru tedbirler almış; Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okulların yıkımıyla ilgili, güçlendirilmesiyle ilgili, kamu binalarının yıkılmasıyla ilgili, yeniden yapılması ve güçlendirilmesiyle ilgili şimdiden önlemler almış, şimdiden konteyner kentler oluşturmuş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Deprem söz konusu olunca, depremi kim dile getirirse ilave bir dakika benden.

Buyurun.

GÜRSEL EROL (Devamla) - Sağ olun Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Yani Valilik yetkisiyle alabileceği, bütün tedbirlerin alınmasıyla ilgili yetkilerini iyi niyetli ve samimi bir şekilde kullanmış. Burada yapılması gereken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının bu süreci hızlandırması, Ulaştırma Bakanlığının olası bir depremden önce, ulaşım ağının bir an önce sağlanmasıyla ilgili yolların güvenliğini alması, köprüleri güçlendirmesi... Tunceli'nin depreme dirençli bir kent hâline getirilmesiyle ilgili halkın da sivil toplum örgütlerinin de Tunceli'deki bürokrasinin de talebi var.

Biz, oluşturulan heyet olarak, ilgili bakanları da ziyaret edeceğiz; önce Sayın Genel Başkanımıza hazırladığımız raporu sunacağız, sonra ilgili bakanları ziyaret edeceğiz. Bugünden sizleri bilgilendirerek, Meclisin de bu konuya, bu sürece katkısını isteyerek, Tunceli'nin depreme dirençli bir kent hâline getirilmesiyle ilgili tüm milletvekillerimizin duyarlılığını bekliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)