GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:45
Tarih:08.01.2025

SERKAN SARI (Balıkesir) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Sosyal Güvenlik Kurumunun yurt dışından ilaç teminiyle ilgili 4'üncü madde üzerine söz almış bulunuyorum.

Tabii, bu maddenin ve bu teklifin ne için bu kanun teklifinde yer aldığını hep birlikte soruyor, sorguluyor olmamız gerekiyor. Bugün Sosyal Güvenlik Kurumunun yurt dışından nadir hastalıklar için ve yeni nesil ilaçların temini için getirilmiş olan bu çabanın arkasında yatan sebebi doğru anlamamız ve doğru sorgulamamız gerekiyor. Bugün Sosyal Güvenlik Kurumunun yurt dışından ihale yoluyla alacağı beyan ediliyor. Komisyon görüşmelerinde vurguladığımızda bu ihalenin direkt Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ve ilgili firmalar üzerinden yapılıp yapılmayacağı, aracı kurumların kullanılıp kullanılmayacağı, bir yandaş medikal firmasına fırsat yaratmak için mi bu çaba içerisinde olup olmayacağı sorusuna bir türlü doğru cevabı alamadık. Bugün yurt dışında bir aracı firma ve bir medikal firma olmayabilir, yurt dışında kurulacak bir firma üzerinden mi alınacak? Bunu sorgulamamız gerekiyor. Bu maddenin arkasında yatan gerçekleri görmez isek hata yaparız. Niye diyorum? Çünkü eğer amaç, yurt dışından nadir hastalıklarla ilgili ilaçları getirebilmek ise bu görevi yapabilecek olan Devlet Malzeme Ofisimiz hazır bir şekilde burada mevcut. Yönetmeliğinde ilaç temini, yurt dışında ihaleye girme, kadro ve bu anlamdaki lojistik altyapısı mevcut olan Devlet Malzeme Ofisimizden SGK birçok ilacı alabiliyorken neden bu tarz ilaçların temini SGK üzerinden yapılıyor, neden denetimden ve Kamu İhale Kurumu baskılarından kurtarılmaya çalışılıyor, merak ediyoruz. Bugün hastalarımıza vaatte bulunuyorsunuz "İlaçlarınıza daha kolay ulaştıracağız sizi." diye ama arkadan niyetinizin ne olduğunu hep birlikte sorgulamak zorundayız. Şayet Sosyal Güvenlik Kurumu gerçekten kamucu bir anlayışla hizmet etmek, vatandaşımıza sağlık hizmetini en sağlıklı şekilde vermek istiyorsa bugün hastanelerde özelleştirdiği yoğun bakımlara el atsın; bugün hastanelerde özelleştirdiği MR, tomografi gibi radyolojik hizmetlere el atması gerekiyor; bugün hastanelerde özelleştirdiği laboratuvar hizmetlerine el atması ve esas sorumluluğu olan sağlık hizmetlerini kamu eliyle, kamu vicdanıyla yapıyor olması gerekiyor. Sosyal Güvenlik Kurumunun görevi denetlemek ve düzenlemektir, bugün ticaret yapmak değildir. Bu amaç için kurulmuş Türk Eczacıları Birliği var, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu var. Şu anda iki kurum zaten bu ilaçların tedariki için mücadele ediyor ve gerekli çalışmaları yapıyor amma velakin görüyoruz ki üçüncü kurum olarak Sosyal Güvenlik Kurumu burada dayatılıyor; bunun anlamını bilemiyor, anlayamıyoruz.

Bugün Sosyal Güvenlik Kurumu denetim görevini yapmadığı için çocuklarımız, bebeklerimiz, hastalarımız canlarından oldu. Önleyebildi mi? Tabii ki önleyemedi. Bugün beceremediği görevlerin üstüne görevi olmayan sorumlulukları eklemeye çalışıyor. Bu anlamda, SGK'yi görevini yapmaya, zorunluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz. Bu anlamda yürütmüş olduğu çalışmalar yerinde ve yerli değildir. Bugün yurt içinde ne yazık ki uyguladığınız fiyat politikası kur farkından kaynaklı hâlihazırda ruhsatlı ilaçların birçoğu yok. Siz vadediyorsunuz ki: "Yurt dışından ilaç sıkıntısını çözeceğiz, ihale yapacağız, tedarik edeceğiz." Madem böyle bir bütçeniz var, madem yapabiliyorsunuz, bugün ruhsatlı olan ilaçları niye Türkiye'de bulunduramıyorsunuz? Raflarda "İlaç yok."larıyla karşı karşıya, hastalar ilaçlarına ulaşmak için çırpınıyor ama siz görevinizi yapamıyorsunuz. Madem öyle SGK, Sağlık Bakanlığının onayladığı ilaçları yurt dışından getirecek size burada teklifte bulunuyorum: Ödeme listesine ekleyin bu ilaçları, olağan döngüsünde getirin, hastalarımız sizin bu bürokratik engellerinizle uğraşmak yerine yayımlayacağınız genelgelere uygun olarak doktorlarımızın çıkaracağı raporlarla ilaçlarına ulaşabilsin. Gene bir bürokrasi, gene bir kaos yaratma çabasındasınız. Buradan bir sonuç alamayız.

Sizin bu engelleriniz ve bürokratik çabalarınız yüzünden SMA hastaları sokakta dilencilik yapmak zorunda kalıyor, DMD hastaları kapı kapı gezip rapor, mevzuat, dava, mahkeme süreçleriyle hastalarına ilaç ulaştırmaya çalışıyor, can havliyle mücadele ediyor. Siz yine bir macera peşindesiniz. Bugüne kadar yapmadınız, yapamıyorsunuz, yapamayacaksınız. Sağlık sistemini çökerttiniz, sağlık sistemini sadece bir ticarethane yaptınız. (CHP sıralarından alkışlar) Bu anlayışınızdan kurtaracağız ülkemizi, milletimizi, hastalarımızı, çocuklarımızı.

Bugün 30 bine yakın eczacım mağdur durumda. İlaç fiyat kararnamesinde yapmamış olduğunuz düzenlemelerden dolayı eczacılar ekonomik krizle karşı karşıya. Bugün ecza depolarına, firmalara gerekli desteği ve düzenlemeyi yapıyorsunuz ama hastalara en yakın sağlık hizmeti veren eczacılarımızın sorunlarına kör, sağır, dilsiz, üç maymunu oynuyorsunuz; yazıktır, günahtır.

Asgari ücret yüzde 30 arttı, kira giderleri yüzde 18 arttı, enerji giderleri yüzde 54 arttı ama eczacılarımızın gelirlerine ne yazık ki bir güncelleme yapmadınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Sarı, tamamlayın lütfen.

SERKAN SARI (Devamla) - İmzalamadığınız fiyat kararnamesi ve sözleşme için eczacılarımız kapıda bekliyor; bugün Sosyal Güvenlik Kurumu eczacıların emeğinin hakkı olanı verene kadar da mücadele etmeye hazırlar. Hep birlikte onların sesi olmak için biz de Mecliste, buradayız.

Ne yazık ki sağlık sistemini çökerttiniz. "İlaç yok."ları yüzünden hastalarımız hastanelerde veya eczanelerde kuyruklarda bekliyor. Hastalarımız "muayene ücreti" "fiyat farkı" "katılım payı" adı altında ilaçlarımıza ne yazık ki ulaşamıyorlar.

En düşük emekli aylığı 2002'de 257 lira; 12 çeyrek altın alıyordu. En düşük asgari ücretle bugün ne yazık ki 4 küçük altın alabiliyor; siz geldiğinizde 7 küçük altın alıyordu. 12 küçük altından 2'ye emeklilerimizi düşürdünüz; asgari ücretlimizi 7'den 4'e düşürdünüz. Çalışma Bakanınız asgari ücreti açıklarken konuşamadı, yutkundu, boğazına takıldı. Emekçinin, emeklinin hakkı sizin boğazınıza takılacak. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)