GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:45
Tarih:08.01.2025

İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Geçen hafta ikinci depremin merkezi Elbistan'daydım; perişan hâlde Elbistan, çamurlar içerisinde, esnaf perişan. Rezerv alana alınmasını istediği birtakım yerler var, maalesef Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir türlü bu organizasyonu yapamıyor. Şeker fabrikasının su depoları patlamış, Afşin-Elbistan Santrali'ne tekrar 2 ünite daha yapılacak, bir çevre felaketi yaşayan bir ilçemiz. 25-30 bin göç olmuş yani Elbistan göçüyor, bir an önce hizmet bekliyor. "Biz belediyeyi farklı partiye verdik diye cezalandırmayın." diyor ve en sonunda da diyor ki: "Bir an önce bizi il yapın, bu depremin etkisini üzerimizden atalım."

İkinci konu, tabii ki sağlıktaki yozlaşma ve halkın memnuniyetsizliği büyük bir hızla devam ediyor. Zamanında Hükûmete seçim kazandıran sağlık sektörü, maalesef bugünlerde halkın hiç de memnun olmadığı, hizmette kalitenin düştüğü bir sektör hâline geldi. Bugün, halk da memnun değil, hizmeti veren çalışanlar da memnun değil, hizmeti denetleyen ve finanse eden Bakanlık da memnun değil. İktidar yönetememe konusunda son zamanlarda mahir işler yapıyor. Nedir bunların nedenleri? Toplumun taleplerini okuyamıyor, hizmeti üreten ve çalışanlarla diyalog kuramıyor, hizmeti denetleme ve finanse etmede zorlanıyor. İktidar Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla yıllarca övündü. "Sağlık kurumlarını tek çatı altında topladık, finansı tek çatı altında topladık, özel sağlık kurumlarını açtık." vesaire derken... İşte, doktor sayılarını artırarak tıp fakültelerinde kontenjanı artırdı ama sonuçta, sağlık yöneticilerine gelirken ehliyetsiz ve liyakatsiz bütün bulabildiklerini bu makama getirdiler.

Biliyorsunuz, özellikle, sağlık yönetiminde sözleşme yaptığı kişiler var Hükûmetin sağlık müdürlüklerinde. Bugün, bu yöneticilerin yüzde 80'i, 90'ı Hükûmete yandaş SAĞLIK-SEN'in ya mensubu ya onların yönetiminde ya da delegesi. Şehrim Kahramanmaraş'ta, Sağlık Müdürlüğünde 120 yönetici var, bunun 105'i SAĞLIK-SEN'in üyesi, yöneticisi veya delegesi.

Hükûmet aynı zamanda ne yaptı bu süre içerisinde? Kendi atadığı on binlerce müdürü, idareciyi bir gecede araştırmacı yaptı -tasfiye yapmak için- Hükûmet sağlığın işlediği kurumları tasfiye etti, Halk Sağlığı Kurumu kurdu, Kamu Hastane Birliklerini kurdu. Ne yapabildi? En fazla üç beş sene dayanabildi, eski tas eski hamama dönmek zorunda kaldı; Halk Sağlığı Kurumu da kalmadı, Kamu Hastane Birlikleri de kalmadı.

Geçmişteki Sağlık Bakanı da profesördü, bu yeni Sağlık Bakanımız da profesör; bu arkadaşlarımızın genel anlamda bazen akademik kibirleri oluyor, bir türlü diyaloğa girmiyorlar, hele Sağlık Bakanının genel cerrah olması, bir de cerrahi kibri var kendi üzerinde. Eski Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ'dan AK PARTİ İl Başkan Yardımcısı, aynı zamanda Tabip Odası Başkanı olarak üç ay randevu alamamıştım; sağ olsun kendilerinden. Aynı durumu şimdiki Sağlık Bakanıyla da yaşıyorum, deprem bölgesinin tek doktor milletvekili olarak üç aydır randevu alamadım; Allah selamet versin diyoruz.

Ne yapıyor Sağlık Bakanlığı? Bütün suçu hekimlerin üzerine yüklemek için çaba sarf ediyor. İşte, gördünüz, üç günden beri eylem yapan aile hekimleriyle ilgili idari, mali, tıbbi bütün kısıtlamaları getirdi, sanki bütün sorumluluk onlarda gibi. Bu terbiye devam ediyor, ne yapıyor? Hastanede nöbet tutacak hekimlere 40 kilometre, 50 kilometre, 100 kilometrede uzaklıktaki ilçelere "Hadi sana nöbet yazdım." diyor ve onları da terbiye etmeye çalışıyor! Daha iki gün önce cildiyecilerin, plastikçilerin hakkı olan estetikle ilgili yönetmeliği değiştirerek "Herkese verdim bu yönetmeliği, kimler yaparsa yapsın." diyor. Durur mu Sağlık Bakanlığı? Durmuyor, sayıları 50 bin, 60 bin, 100 binleri bulan fizyoterapist, psikolog, diyetisyenlere hekimlerin hakkı olan teşhis ve tedavi hakkını vermeye çalışan bir yönetmenliğin de peşinde olduğunu duyuyoruz. Amacı nedir? Kaliteyi düşürüp maliyeti azaltmak ve hekimleri nasıl zapturapt altına alırız diye çalışmalar yapmak. Maalesef bu kibirli kafa sağlık yönetiminde başarılı olamayacaktır. Aile hekimlerine kanunda mesaiden sonra çalışma serbestiyeti getiriliyor. Aslında bu şu demek: Biz size maaş vermede yetersiziz, biraz daha çalışın, biraz daha kazanın." Ama kazandıklarını sadece hekimlere mi veriyor? "Hayır, döner sermaye yatırın, bir kısmını da biz alalım." şeklinde bir yapılanmaya gidiyor.

Peki, yıllardır övündüğünüz muayenehaneleri kapattınız "Hastanelerde işleri hallediyoruz." dediniz ama sağlıktaki iddianız ne oldu?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Karatutlu, tamamlayın lütfen.

İRFAN KARATUTLU (Devamla) - Bugün tekrar onlara mesai vererek, tekrardan muayenehaneleri işleme alarak sağlığı eski hâline getiriyorsunuz.

Sadece hekimler mi? Bugün az önce eczacılardan da geldi, kendileriyle ilgili İlaç Temin Protokolü'nün imzalanmamış olmasından şikâyetçiler. Reçete başı hizmet bedellerinin, eczane indirim oranlarının güncellenmemesinden ve taleplerinin karşılanmamasından muzdaripler. İlaç Fiyat Kararnamesi'nde belirlenen baremlerin güncellenmesini, artışların standart olmasını istiyorlar.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)