GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu'nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:45
Tarih:08.01.2025

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; çok teşekkür ediyorum.

Somali Cumhurbaşkanının...

MEHMET DEMİR (Kütahya) - İşçilerin maaşlarının yüzde 25'ini Kütahya Belediyesi ödemiyor.

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Hakkını arayanları Meclisin kenarına yaklaştırmıyorsunuz. Hakkını arayan öğretmenler, hakkını arayan memurlar Meclise yaklaşamıyor. Meclisi kilitliyorsunuz, Meclisi; polislerle çeviriyorsunuz önünü; memurlar, doktorlar yanına yaklaşamıyor Meclisin.

BAŞKAN - Sayın Tahtasız, Grup Başkan Vekiline söz verdim, lütfen...

MEHMET BAYKAN (Konya) - Hızlı tren geliyor, gözün aydın!

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - İşinize gelmiyor, işinize, vatandaşın hakkını savununca işinize gelmiyor.

BAŞKAN - Sayın Tahtasız, İYİ Parti Grup Başkan Vekiline söz verdim, lütfen...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ya, CHP'li belediyelerin önüne gelen var; 1 kişi saraya gitsin, hemen tutuklanır, 1 kişi!

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Saraya gerek yok, AK PARTİ'nin önüne gitsen tutuklanıyorsun.

BAŞKAN - Buyurun.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; az önce yüce Meclisin çatısı altında çok önemli sorular sordum. Sayın Akbaşoğlu çok açık bir şekilde bu sorulara cevap vermek yerine dedi ki: "Sayın Çömez, bu bir nefret söylemidir."

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Hepsine cevap verdim.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sayın Akbaşoğlu, Somali Cumhurbaşkanının oğlu bu ülkede kaza yaptı mı? Yaptı. Kaza... Biz inanırız ki... Allah kimsenin başına vermesin. Peki, bu kazadan sonra kaçtı mı? Kaçtı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Müsaade et, dinle beni, önce bir dinle lütfen, ben sizi sabırla dinledim.

Somali Cumhurbaşkanının oğlu burada hangi sıfatla bulunuyordu, o soruyu sordum. Dedim ki: Kendi babasının Cumhurbaşkanı olduğu bir ülkeden şikâyetçi olarak "Ben burada sıkıntı yaşıyorum." diyerek Türkiye'den oturum aldı mı almadı mı? Buna cevap verin. Bir başka şey: Kazadan sonra bu ülkeden kaçtı mı, kaçmadı mı? Buna cevap verin. Ondan sonra asıl soruya geliyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çömez, tamamlayın lütfen.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Somali Cumhurbaşkanının oğluna Türk ismi verilerek, başka bir isim verilerek burada pasaport verildi mi, verilmedi mi? Onun evrakları şu anda -aç, lütfen, Dışişleri Bakanlığına sor- Bakanlıkta duruyor mu, durmuyor mu? Aynı şekilde, sadece bu adama değil, 36 kişiye vatandaşlık verildi mi, verilmedi mi? Bunlara cevap ver. Bunlara cevap veremeyecek durumdasınız, millete bununla ilgili hesap veremeyecek durumdasınız. Vay efendim "Sayın Çömez nefret söylemi..."

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Kesinlikle nefret söylemi Sayın Çömez.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bizim yüreğimiz Allah korkusu, insan sevgisi dolu; bunu siz anlayamazsınız, bunu anlayacak durumda değilsiniz. Ama diyoruz ki: Biz milletimize duyduğumuz sevdadan dolayı hesap sormak istiyoruz size.

Daha henüz bitmedi, dediniz ki...

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Birbirinizin yaptığı kazayı Meclise getirebiliyor musunuz? Hayır.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sabret, sabret, dinlemeyi öğren; önce bir dinlemeyi öğren, sabret ve tahammül et. Bakın, daha çok önemli belgeler geliyor, bir sabret önce. Önce bir dinlemeyi öğrenin.

Bunlara cevap istiyorum Sayın Akbaşoğlu, az öncekilere cevap veremediniz, bunlara cevap istiyorum. Dediniz ki: "Aile Bakanlığının bu konudan bilgisi yok. Ne yapalım, gitmiş yapmışlar."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çömez, lütfen tamamlayın.

Buyurun.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bu arada, Sayın Aile Bakanıyla görüştüm, kendisi beni aradı ve dedi ki: "Evet, bunlar gelmişler, bizim Bakanlığımızın Destek Hizmetleriyle görüşmüşler ve böyle bir evrak bırakmışlar -evrak da burada- ama benim onayım yok, benim bilgim yok." Dolayısıyla, bilgisinin olmadığını ama bu pırlantacıların Bakanlığın Destek Hizmetlerine geldiğini teyit etti. Ancak daha bitmedi...

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - E...

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - "E" deme, bak şimdi "e"si geliyor Sayın Akbaşoğlu "e"si geliyor.

Allah aşkına, Adalet Bakanlığının sitesinde bu ne arar? Diyorsunuz ki: "Ne olur? Bizim haberimiz yok." Yahu, Zen Kuyumculukla pırlanta anlaşması yapılmış, Adalet Bakanlığının resmî sitesinde var bu. Siz bu ülkede adaleti yerle bir ettiniz, hukuku yerle bir ettiniz, adaleti pırlantayla mı satacaksınız?

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Sayın Başkan...

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitmedi daha, sabret.

Adaleti bu ülkede pırlantayla mı satacaksınız? Bitmedi daha...

MEHMET DEMİR (Kütahya) - Bakanın onayı var mı?

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bakanın onayı yoksa resmî sitesinde ne arıyor, Bakanlığın resmî sitesinde ne arıyor?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sayın Başkanım, istirham ediyorum.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Çömez, tamamlayın lütfen.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bakanlığın resmî sitesinde pırlanta anlaşması ne arıyor? Siz adaleti bu ülkede pırlantayla mı satar hâle geldiniz? Bu millet aç ve sefilken nasıl olur da bakanlıklarınızın personeline yüzde 10 indirimle, ÖTV'si alınmamış pırlantanın satışının reklamlarını yaparsınız?

Bitmedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, buyurun, Bakanlığınızın resmî sitesinde; pırlanta anlaşması yapmışsınız, utanç vericidir! Bu ülkede insanlar açlık ve sefalet içerisinde yaşarken, sokaklardan, konteynerlerden, çöp konteynerlerinden nafakalarını toplarken sizin bakanlıklarınız pırlanta reklamı yapıyor, kendi personeline pırlanta reklamı yapıyor.

Bitmedi, bitmedi daha, başkasını da söyleyeyim. Kültür ve Turizm Bakanlığı tektaş pırlanta reklamı yapıyor "Benim çalışan personelim tektaş pırlanta alabilir." diyor. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar) Milletin aç ve sefil olduğu bir ülkede pırlanta reklamı yapıyor.

Başka bir konuya geleceğim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitiriyorum efendim. Lütfen, çok önemli, istirham ediyorum. Burası çok önemli, istirham ediyorum.

BAŞKAN - Mikrofonunuzu son kez açıyorum Sayın Çömez.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Az önce dediniz ki: "Diyanet İşleri Başkanlığı..." Diyanet İşleri Başkanlığı bu ülkede Atatürk'ün kurduğu bir kurumdur, niye biz buna karşı çıkalım? Baş tacıdır ama her kurumu olduğu gibi onu da çökerttiniz, onun için itiraz ediyorum. Şu soruma cevap ver lütfen: Türkiye Diyanet Vakfı Washington'da 4 milyar liralık gayrimenkul aldı mı, almadı mı? Hanlar, hamamlar, Türk hamamları, restoranlar, villalar, havuzlar, oteller yaptı mı, yapmadı mı? Bir yıl içerisinde 2,5 milyon dolar zarar etti mi, etmedi mi? AKP yandaşlarının çocuklarına yıllık 700 bin dolar maaş verdi mi, vermedi mi? Cevap vereceksiniz bunlara.

Bu da bitmedi. Bugün geldi elime belgesi; Sayın Akbaşoğlu, açın, sorun Bakanınıza, Cumhurbaşkanı Yardımcısına sorun, Diyanet İşleri Başkanına sorun. Şu anda, bu buz gibi soğukta, deprem bölgesinde insanlar konteynerlerde yaşarken Diyanet İşleri Başkanlığının vakfı Avusturalya Melbourne'da -bakın, bu resmi bütün Türkiye görsün- burayı satın almış 702 bin dolara, işlemleri devam ediyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Son bir cümle, bitiriyorum efendim.

BAŞKAN - Buyurun, son kez açıyorum mikrofonu.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Hem de açık artırmaya girerek almış. Lütfen, hemen şimdi o Başkanınızı arayın, sorun bakalım bu binayı almış mı, almamış mı?

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Suç mu? Alsa ne olur?

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Öte yandan kalkıp da "Bize iftira atıyor.", "Müddei arkasında dursun." "Nefret söylemi..." Hayır, efendim, biz karşınıza belgeyle çıkıyoruz ve millet adına size hesap soruyoruz, partinize hesap soruyoruz, iktidarınıza hesap soruyoruz çünkü bunlara cevap verebilecek ne bir kültürünüz var ne bir bilginiz var ne de bu soruların altından çıkabilecek gücünüz ve kudretiniz var. Eziliyorsunuz bunların altında, pırlantaların altında eziliyorsunuz, bu yalanların altında eziliyorsunuz; milletten ve halktan koptunuz, onun altında eziliyorsunuz ve onun için çaresizce saldırıyorsunuz sağa sola, yazık ediyorsunuz kendinize. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)