| Konu: | Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 07.01.2025 |
SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ ORHAN ATEŞ (Bayburt) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
1'inci, 14'üncü, 16'ncı, 17'nci maddelerle ilgili soruların cevabını şimdi arz edeceğim. Bu maddelerde yapılan düzenlemeyle, engelli bireylerin emeklilik süreçlerinde standartların birleştirilmesi sosyal adaleti güçlendirecek ve engelli bireylerin karşılaştığı sorunlar büyük ölçüde çözüme kavuşturulacaktır. Bu düzenleme mevcut sorunların çözümünde önemli bir başlangıç olacaktır. Ayrıca, iş gücüne katılımı artırmak için gelecekte kapsamlı bir çalışma yapılması planlanmaktadır.
Yine, engelli raporlarıyla ilgili bir soru vardı. 2008 öncesi raporlarda herhangi bir hak kaybı olmayacaktır. Yine, rapor alan fakat emeklilik gibi herhangi bir hakkı olmayan yurttaşlarımızda da bir hak kaybı oluşturmayacaktır.
4'üncü maddeyle ilgili, yurt dışından temin edilecek tıbbi ürünlerle ilgili soruya cevaben... Bu teklif, nadir hastalıklar için gerekli ilaçların yurt dışından temin sürecini hızlandırmayı ve bu ilaçları geri ödeme kapsamına almayı amaçlamaktadır. Kamu İhale Kanunu'ndaki prosedürler, özellikle pandemi gibi acil durumlarda hızlı hareket etmeyi zorlaştırmaktadır. Bu düzenlemenin amacı ilaçları hızlı, ekonomik ve aracı olmadan ilgililerine ulaştırmaktır. Alımlar ise belli kurallar ve kamu denetimi altında olacaktır.
Beşinci soru GETAT'la ilgiliydi. Şu anda 14 bin aile hekimimiz GETAT uygulama sertifikasına sahiptir. İsteğe bağlı tamamlayıcı tıp uygulamaları yasal olarak düzenlenmediğinden bu maddeyle düzenlendiğinde aile hekimlerine ek gelir sağlayarak motivasyonlarını artıracak ve hastaların talepleri de yerine getirilmiş olacak. Bu düzenleme aynı zamanda etik sorunları ve merdiven altı uygulamaları da engelleyecek ve denetleme imkânı sağlayacaktır. Nitekim geleneksel ve tamamlayıcı tıp insanlık tarihi kadar eski bir yöntemdir, milattan önce 2500 ile 3000 yılları arasında hekim ve çırak ilişkisiyle geliştirilen ve aktarılan bilgi ve deneyimlerle yüzyıllar boyunca birikerek günümüze ulaşmıştır. Yine, geleneksel tedavi yöntemleri halk hekimliği olarak bilinir ve dinî inanışlar, kültürel yapılar, deneyimler ve felsefeden şekillenerek günümüz modern tıbbından farklılıklar göstermektedir. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp insanlık tarihi kadar eski bir yöntem olmakla birlikte, 21'inci yüzyılın başlarında dünya genelinde yeniden popülerlik kazanmıştır. Bu yöntemler sadece gelişmekte olan ülkelerde değil Batı tıbbının baskın olduğu gelişmiş ülkelerde de yaygındır. Geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın artan kullanımı, tedavi standartlarının belirlenmemiş olması ve denetim eksikliğinden dolayı birtakım sıkıntılar yaşanmıştır dünya genelinde. Dünya Sağlık Örgütü 2000 yılında Geleneksel Tıp Araştırma ve Değerlendirme Metodolojileri Rehberi'ni, 2014 yılında ise geleneksel tıbbın güvenli ve etkili kullanımını teşvik eden Pekin Deklarasyonu'nu yayınlamıştır. Türkiye'de 2014 yılında Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği yürürlüğe konularak dünyayla paralel bir adım atılmıştır. Bu yönetmelik, yalnızca hekimlere ve kendi alanında diş hekimlerine geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulama yetkisi vermektedir. Dünyada ve Türkiye'de geleneksel ve tamamlayıcı tıp, küresel sağlık sisteminin vazgeçilmez bir parçası hâline gelmiştir. Nitekim, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Japonya, Küba ve Şili gibi ülkelerde nüfusun yüzde 40'ından fazlası tamamlayıcı tıp yöntemlerinden yılda en az 1 kere yararlanmaktadır. Bu da tedavi yöntemlerinin yaygınlığını ve güvenliğini gösteren bir vurgudur.
Ülkemizde tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları uzun bir geçmişe sahiptir ve son yıllarda daha fazla yaygınlaşmıştır. 1991'de Türkiye'de ilk düzenleme akupunktur tedavi yöntemleriyle yapılmıştır. Bu tamamlayıcı tıbbın bilimsel temele dayalı olarak uygulanmasının sağlanması hedeflenmektedir. Yine, 2012 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Daire Başkanlığı kurulmuştur. 2014'te usulsüz uygulamaların önüne geçilmesi amacıyla, Sağlık Bakanlığı tarafından 27 Ekim 2014'te kapsamlı bir yönetmelik yayımlanmıştır.
Sonuç olarak, tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları, modern tıbbı destekleyen önemli bir alan olarak halk sağlığını güçlendirme ve bireylerin yaşam kalitesini artırma konusunda potansiyel bir tedavi yöntemidir. AK PARTİ hükûmetlerimiz olarak Dünya Sağlık Örgütü kriterleri bağlamında bu uygulamaların yasal zeminde düzenlenerek daha güvenilir ve daha etkin hâle gelmesini amaçlamaktayız. Şu an 14 bin aile hekimimizin GETAT Uygulama Sertifikası bulunmaktadır. Yapılacak olan bu düzenlemeyle GETAT'ın eğitimini almış hekimlerimiz tarafından isteğe bağlı olarak yapılması ve aile hekimlerimize ek gelir sağlayacak bir modelin uygulanması planlanmaktadır. Böylece bu düzenleme hem vatandaşlarımızın güvenli sağlık hizmetine erişimini artıracak hem de bu alanın kayıt dışı uygulamalardan arındırılmasını sağlayacak.
Yine bu düzenlemeyle uygulama esnasında gelişebilecek komplikasyonlara karşı hastaya malpraktis kapsamında hukuki güvence sağlanmış olacaktır ve etik sorunları da ortadan kaldırmış olacaktır.
Yine bu madde kapsamında koruyucu ve geliştirici hizmetleri içeren birinci basamak sağlık hizmetinin ücretli olmasının bu hizmetin ruhuna aykırı olduğu iddiasıyla bir soru vardır. Bu düzenlemeyle aile hekimlerimiz üzerinde artan ve ücretsiz olan durum raporları asimetrik bir baskı oluşturmaktadır; bu raporların ücretli hâle getirilmesi ve bir kısmının e-Nabız üzerinden alınmasıyla hekimlerimizin üzerindeki bu baskı azaltılacaktır.
6'ncı madde üzerinde sorularımız vardı. Bu maddeyle birlikte -Anayasa Mahkemesinin iptal kararının verilerin paylaşımıyla ilgili olmadığı maddede belirtilmiştir- sağlık sektöründe dijitalleşme ve veri güvenliği düzenlemesi sağlık hizmetinin kalitesini artıracaktır. Ayrıca, Sosyal Sigortalar Kurumu çıkmadan önce bankalar, borsalar, reasürans şirketleri ve emeklilik sistemi gibi sandıklar kurulmuş ve bu sandıklar SGK gibi emeklilikle ilgili işlemleri yapmaktadır. Bu nedenle, SGK'yle ilgili paylaşımı yapmak bu sandıklardaki işlemleri kolaylaştıracak, yine vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıracaktır.
9'uncu maddede yapılan düzenlemeyle, üniversite hastanelerimize sağlanan mali destek hastanelerin ekonomik yükünü hafifleştirecek, aynı zamanda eğitim ve araştırma süreçlerini de destekleyecektir.
11'inci maddede yapılan düzenleme, katkı ve katkı paylarına ilişkin yapılan bu düzenleme de sağlık sistemine gereksiz şekilde aşırı yüklenilmesini engellemek amacıyla dolaylı bir sevk zincirinin önemli olduğunu göstermektedir. Bu düzenlemeyle aile sağlığı merkezine yapılan gereksiz başvurular azaltılacaktır. Aile hekimlerine öncelikle randevu imkânı sunacak ve ikinci basamağa aile hekimi üzerinden gidildiğinde muayene katkı payı daha düşük olacaktır. Yine, bu sayede, ikinci basamaktaki özellikle yan dalda yük hafifleyecek ve MHRS'deki yoğunluk azalacaktır. Ayrıca, birinci basamak sağlık hizmetleri dâhil olmak üzere, sağlık sistemi daha işlevsel hâle gelecektir.
12'nci ve 21'inci maddeyle ilgili sorular da imalat sektörüyle ilgili. Sektörel bazda mukayeseli olarak ortaya konulan rakamlarında sanayi sektörünün içinde imalat sanayisinin istihdam yaratma kabiliyeti rakamsal olarak daha fazla tespit edildiğinden, prim teşvikleri özellikle imalat sektöründe 5 puan sigorta primi indirimi yoluyla ekonomik büyümeyi destekleyecek ve istihdamın arttırılması bu yolla sağlanmış olacaktır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.