Konu: | Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 44 |
Tarih: | 07.01.2025 |
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli vekiller; kanun teklifi üzerine söz aldım. Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlarken kamucu sağlık sistemini terk ederek daha derin yaralar açtığınızı ifade etmek isterim baştan. Sağlık hizmetlerinde aksama ve erişim kısıtlaması çok büyük sorunlara, acılara neden olmakta; kâr hırsıyla sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesinin yaşam hakkının yok edilmesine neden olacağını en son yenidoğan çetesinde gördük ama inatla ve ısrarla bu mantığa devam ediyorsunuz.
Görüştüğümüz teklifle "Sağlıkta Dönüşüm" anlayışıyla işlemez hâle gelen sistemi hep birlikte yaşıyoruz. Sorunlu yeni alanlar açılıyor. Bugünkü teklif, sağlığı özelleştirme çabanızın yeni ürünü aslında. Kanun teklifiyle aile sağlığı merkezlerindeki sağlık hizmetlerini ücretli yapma amacınız için ilk düzenlemeleri yaptığınızı görüyoruz maalesef. Aslında gerçeği rakamlar ortaya koyuyor, amacınızın ne olduğu bu tablodan görülebiliyor. Geçtiğimiz yıl yurttaşlarımız devlet hastanelerinde randevu bulamadığı için özel hastanelere 112 milyar 18 milyon lira harcadı yani halkımızın özel hastanelere harcadığı para bir yılda yüzde 98 arttı. Şu bir gerçek ki sağlığı özelleştirmeye emin adımlarla ilerliyorsunuz. Yine aynı hedef doğrultusunda halkımızı özel sağlık sigortasına da zorluyorsunuz. Özel sağlık sigortası denen garabet sistemle halkımızın ekmeğine, aşına göz dikip onları paralı sağlık sistemine mahkûm ediyorsunuz. Başarılı bir sistem kurduğunuzu ifade etseniz de durumun böyle olmadığını, randevu bulamayan hastalar nedeniyle acil servislerin poliklinik hizmeti vermek zorunda kaldığını görüyoruz.
Bakın, özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum: 2023'te 150 milyon 523 bin kişi acil servise başvurmuş yani bugün biz ülke nüfusundan daha fazla acil servis başvurusu olan tek ülkeyiz. Aslında sistemin çöktüğünün en büyük kanıtı da bu başvuru sayıları. İnsanlar tedavi imkânı bulabilmek için acil servisleri dolduruyorlar. Oysa sağlık, eğitim gibi alanlar temel haktır ve ülkeyi yönetenler bu hakları gasbetmemelidir.
Teklifte özelleştirme var da bir de neler yok onlara bakalım. Sosyal güvenlikle ve çalışma sorunlarıyla ilgili hayati meselelerin hiçbirinde çözüm yok. Hekimlerin, aile hekimlerinin, sağlıkçıların, hastaların menfaatine hiçbir düzenleme yok. Sağlıkta şiddeti önlemek için göstermelik de olsa bir düzenleme yok. Vatandaşlarımızın randevu bulamadığı için sağlığa erişememesine bir çözüm yok, vatandaşa şifa yok. Evet, sorunların çözümü olan kamucu sağlık anlayışı yok yani neresine baksak yok, yok, yok!
Evet, eserinizle övünün; Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında en az sağlık harcaması yapan ülke olduğunu hatırlatıyorum; bu nedenle sevinin işte. Bu nedenle halk ilaca erişemiyor, derdine çare bulamıyor. "Giderlerse gitsin." diyerek hekimlik mesleğini de itibarsızlaştırdınız, artık buna söylenecek söz de yok. Halkımız ile hekimlerimizi karşı karşıya getiriyorsunuz. Şu bir gerçek ki sağlıktaki şiddetin en önemli sebebi sizsiniz yani AKP. Her alanda huzur bozduğunuz gibi sağlık alanında da halkımızın huzurunu bozdunuz. Teklif ne mi getiriyor? Daha doğrusu, teklif ne götürüyor, esas ona bakmak lazım. Bu teklif aile sağlığı merkezlerini ticarethaneye dönüştürüyor, amacınızın son süratle devam etmesini görüyoruz. Bu teklifle aile hekimliğinde mesai sonrası verilecek yeni bazı hizmetler ile mesai içerisinde verilecek özel amaçlı raporların ücretli hâle getirilmesini öngörüyorsunuz. Buna göre "Mesai sonrası Türk vatandaşı olmayanlara sunulan hizmetler ücretli olacak." diyorsunuz. Ayrıca, Bakanlıkça belirlenecek geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının da ücretli olması anlamında bir karar alıyorsunuz. Böylece aile hekimliğine ilk defa "geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları" kavramını da getirmiş oluyorsunuz. Bu şekilde aile hekimliği merkezleri, başta biyoenerji olmak üzere akupunktur gibi çeşitli tamamlayıcı tıp uygulama merkezleri hâline dönecek gibi görünüyor. Buradan anlaşılıyor ki biz aile hekimlerinin çalışmalarını engelleyen ceza yönetmeliğiyle ilgili bir düzenleme beklerken siz "Sağlık hizmetlerini nasıl daha ücretli hâle getirebiliriz?" derdindesiniz. Asıl konuşulması gereken konuların başında Aile Hekimliği Ceza Yönetmeliği varken bu yasa bununla ilgili hiçbir olumlu düzenleme getirilmemesi... Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğine karşı aile sağlığı merkezleri 6-10 Ocak tarihleri arasında iş bırakma eylemi yapıyor. İkinci ve üçüncü basamak sağlık çalışanları da 8 Ocak Çarşamba günü yarın yani bir gün süreyle iş bırakma eylemi yapacak, aile hekimlerine destek verecekler. Aile hekimleri ASM'nin hem fiziki hem tıbbi ihtiyaçlarının kamu tarafından sağlanmasını talep ediyor. Aile hekimleri neden mi greve gidiyor? Çünkü insanca çalışma şartları istiyorlar; mesleklerini korkmadan, özgürce yapmak istiyorlar. Doğru tedavi uygulayabilmek, hastalarıyla ilgilenebilmek için hekim başına 2 bin hasta ortalaması talep ediyorlar ama ne yazık ki bunun çok üstünde bir durum söz konusu; sağlık sistemi çökmüyor, bilinçli bir şekilde çöktürülüyor âdeta. Hatırlatmak isterim ki yeterli personel, ekipman ve bütçe istemek sağlık emekçilerinin en doğal talebi ve hakkıdır. Haklı mücadelelerinde aile hekimlerinin yanında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isterim. Sağlık Bakanlığı bu süreçte ne yapıyor peki? Bebek ölümlerini engelleyecek denetimleri yapacak eleman bulamayan müdürlükler her gün aile sağlık merkezlerini günde 2 defa dolaşarak tutanak tutuyor, hukuksuz bir şekilde cezalar vererek sağlık emekçilerinin eylemlerini engellemeye çalışıyor. Oysa, anayasal haklarını kullanıyorlar çünkü sağlık sistemini büyük sorunlar yumağı hâline getirdiğiniz için buna mecburlar. Aile sağlık merkezlerinde çalışan hekimleri, sağlık emekçilerini âdeta tükettiniz; sağlık kurumlarımızı ticarethaneye, hastalarımızı müşteriye çevirdiniz, hâlâ duymuyor musunuz bunu merak ediyoruz. Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla yarattığınız sistem kimseyi mutlu etmiyor.
Kanun teklifiyle hasta katılım payını 2 TL'den 20 TL'ye yükseltiyorsunuz. Böylece, her türlü ayakta tedavide ve ilaç yazımında vatandaşlarımız her seferinde 20 TL katılım payı ödemek zorunda kalacak yani, bu miktarın arttırılması yetkisi de kuruma ve Cumhurbaşkanlığına veriliyor. İstediğiniz sürece katılım payını artırabileceksiniz, bu da yetmiyormuş gibi birinci basamaktan yapılan sevkler için 10 TL katılım payı alacaksınız. Yani kanun teklifi bu hâliyle vatandaştan daha fazla katkı ve katılım payı almayı öngörüyor. Aile hekimliği merkezlerine gelince, onlar da ücretli muayenehaneler olma yolunda emin olun, bu adımlarla yürüyorlar, ilerlemek zorunda bırakılıyorlar daha doğrusu.
Teklifin madde gerekçesi ise tam bir trajikomedi, amaç dışı ve gereksiz sağlık hizmetini engellemek. Bu gerekçe için katılım payının artırılması yani kamusal sağlığın daha da paralı hâle getirilmesi planlanıyor. Ayrıca, katkı paylarıyla birlikte raporlardan da para alınmaya başlanması da cabası işin yani aile hekimlerine reçete kotası getirenler halktan rapor parası toplamaya çalışıyor. ASM'den rapor almak mı? Evet, mümkün ama önce ücreti ödeyin. Hani şu ücretsiz sağlık hizmeti vardı ya, işte o hayalinizi evde bırakıp gelin, paranız varsa sağlık hizmetiniz var. Vatandaşlarımızın alması gereken kimi sağlık raporlarının ücretli olması yani bir ek sağlık vergisi anlamına geliyor âdeta, bunu kabul etmemeniz mümkün değil. Ayrıca, vatandaş genel sağlık sigortası primlerini ödeyemiyor. Önceki torba yasasıyla 2015 yılı öncesi genel sağlık sigortası borçlarını sildiniz yani bu borçların ödenemediğini siz de kabul ediyorsunuz aslında. Her yılın sonunda prim borçlarını silmek zorunda kalmanız, işsiz vatandaştan sağlığa erişimi için para isteyen zihniyetinizin tam da aslında iflasıdır. (CHP sıralarından alkışlar) Bunu kabul edin artık.
Teklifteki bir diğer değişiklik, SGK'ye borcu bulunmayan işverenlere uygulanan 5 puanlık indirimin 4'e düşürülmesi. Bu destek azaltıldığı için istihdam kaybı olacak mı, en büyük çekincemiz bu. Zaten asgari ücretle sefalet yaşıyor halkımız bir de bu onun üzerine eklenmek üzere. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın İlgezdi.
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (Devamla) - Üzerine bir de istihdam azaltıcı etkisi olabilecek düzenlemeler yapıyorsunuz.
Engellilere gelince, bu yasa, engellilerin haklarını tırpanlayan, zor bir yaşam sürmesine neden olacak düzenlemeler içeriyor, engellilerin kazanılmış haklarını yok ediyor. Getirilen teklifin maddeleri, kurum aleyhine açılan davalarda alınabilecek olumsuz dava sonuçlarını engellemek için hazırlanmış âdeta baktığımızda. Bu durum, engelli sigortalıların aleyhine olan bir tablo. Teklifle, 2008 öncesi sigortalı olan engellilerin almış oldukları sakatlık raporlarının bu bağlamda yeniden değerlendirilmesi ve engellilik derecesinin yeniden belirlenmesiyle ilgili açılacak davalarda kurum lehine, engelli aleyhine çıkacak yargı kararlarının zeminini hazırlıyorsunuz âdeta. Yine, 2008 öncesi sigortalı olan engellilerin engellilik oranları da değiştirilmek isteniyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (Devamla) - Değişikliklerdeki asıl sorun, engellilik raporunun değiştirilmesi. Böylece 2008 öncesi sigortalı olan engellilerin hak kaybına uğrayacaklarını ifade etmek isterim.
Bir otuz saniye daha alabilir miyim?
BAŞKAN - Selamlayın lütfen
GAMZE AKKUŞ İLGEZDİ (Devamla) - Peki, teşekkürler. (CHP sıralarından alkışlar)