GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (2/2479) esas numaralı Sosyal Hizmetler Alanında Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/88) münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:44
Tarih:07.01.2025

MELİH MERİÇ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye yaşlanıyor, bunu ben değil Türkiye İstatistik Kurumu 2023 yılı doğum verileri söylüyor. Ülkemizdeki doğurganlık hızı 1,51'le tarihimizin en dip seviyesine düştü. Bin nüfus başına düşen canlı doğum sayısı yani kaba doğum hızı binde 11,2'ye kadar geriledi yani 1965 yılından itibaren bugüne kadarki en düşük doğum hızı. Sizlerle paylaştığım alarm verici bu durumun sebepleri üzerine detaylıca düşünmemiz gerekiyor, çok hızlı bir şekilde çözüm yolu üretmemiz gerekiyor.

Şimdi, en bilinen, göz önünde olan gerçeklerden birkaçını sizlere sunmak istiyorum: Genç nüfus gelecek kaygısından ötürü çocuk yapmak istemiyor çünkü kendini ülkesinde güvende hissedemiyor ve müthiş bir şekilde gelecek kaygısı görüyor. Yaşadığımız ağır ekonomik krizden ötürü iş gücüne özellikle genç çağın katılım oranı çok düşük. Suni büyüme rakamları ile verilen ücretler arasında müthiş uçurumlar var. Sosyal güvenlik sistemi karman çorman hâle geldi. Özellikle sığınmacıların bu sisteme bindirdiği yük Türk vatandaşlarının -başta olmak üzere- birçok hizmete ulaşmasını engelliyor. En önemlisi de milyonlarca Suriyeli sığınmacının demografik açıdan yarattıkları tehlikedir. Dünyada en fazla Suriyeliye geçici koruma sağlayan ülkelerin başında olan ülkemizde, Suriyeliler bu durumla alakalı müthiş bir tehdit oluşturmaktadır. Suriyeli kadınların doğum yaşı ve hızı, yakın gelecekte, Türk vatandaşlarının nüfusuna eşitliğini bile sağlayacak durumdadır. Örnek vermek gerekirse, Türk kadınının, doğum yapan annelerin ortalama yaşı 29 iken, Suriyeli sığınmacıların ortalama doğum yaşı 15; hem büyük bir yaş aralığı mevcut hem de kanunlarımıza tamamen aykırı biçimde çocuk yaşta doğumlar gerçekleşiyor. Daha da açık örneklemek gerekirse, bir Türk kadını ile ilk evladını kucağına alan Suriyeli bir sığınmacı kadın arasında 6 çocuk kadar bir fark oluşuyor. Paylaştığım veriler yalnızca kayıtlı sığınmacılarla alakalı değil. Kayıtsız olanların verilerini de hesaba katarsak, Türkiye Cumhuriyeti açısından deyim yerindeyse bir beka sorunu ortaya çıkacak. Kayıtlı-kayıtsız sığınmacıların doğum oranı bu şekilde devam ederse on yıla kalmadan Türkiye nüfusunun yüzde 50'si sığınmacılardan oluşacak.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; ülkemizin güvenlik, ekonomi ve sosyal anlamda kaosa sürüklenmesi muhtemel bir tablo karşısında AKP hükûmetleri ne yapıyor peki? Elle tutulur hiçbir şey.

Hafızamızı geriye doğru tazeleyelim: Hükûmet 15 Mayıs 2015'te yani dokuz sene önce doğum yardımı açıklıyor, "Canlı doğumlar için ilk altın devletten." diye bir proje geliştiriyor; 1'inci çocuk için 300 lira, 2'nci çocuk için 400 lira, 3'üncü çocuk için de 600 lira yardım yapıyor. İşin garip tarafı, daha doğrusu komedi tarafı: 2015 enflasyonu yüzde 10 bile değilken belirlenen sözde çocuk teşvikleri reel enflasyonun yüzde 100'leri aştığı 2024 yılında aynı oranda. 2015'in son iş gününde gram altın 99 lira iken 2024'ün sonunda, bugün 2.963 liradır. Konuşmaya hazırlanırken "100'lü bebek bezi ne kadar?" diye baktım, minimum 500 liradan başlıyor yani ilk çocuğunu dünyaya getiren bir anne, AKP'nin verdiği 1'inci çocuk teşvikiyle sadece 1 çocuk bezi dahi alamıyor. "Halkla dalga mı geçiyorsunuz?" diye sormak içimden geliyor.

Ekonomiyi batırdığınız, ülkeyi sığınmacılarla doldurduğunuz yetmiyor gibi bir de dokuz sene öncenin alım gücüne göre -sözde- teşvik veriyorsunuz. Geçtiğimiz aylarda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bu konuyla ilgili bir soru önergesi vermiştim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MELİH MERİÇ (Devamla) - Gelen cevapta "Doğum yardımı yönetmeliğinde artış ancak kanun değişikliğiyle mümkündür." deniyordu. Şimdi, kanun teklifiyle karşı karşıyasınız. Diyoruz ki: Bu sözde teşvikleri birinci çocuk için 30 bin lira, ikinci çocuk için 40 bin lira, üçüncü ve sonraki çocuklar için de 60 bin liraya çıkaralım. Gerçekten gariban halkın yanındaysanız, samimiyseniz, Türkiye'nin ve Türk milletinin nüfus artışını yani geleceğimizi düşünüyorsanız bu kanun teklifine "evet" demenizi bekliyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)