GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:16
Tarih:07.11.2024

CEMAL ENGİNYURT (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dokuzuncu yargı paketi üzerine söz almış bulunmaktayım. İnşallah yakın zamanda on altıncısına kadar gideceksiniz çünkü bir yaptığınızı tekrar bozmak gibi bir huyunuz var, bu huyunuzu yine devam ettiriyorsunuz. Ne çıkardığını bilmeyen, liyakate dayalı değil sadakate dayalı kadrolarla ülkenin bütün değerlerini, bütün bilgi birikimini yerle bir ettiniz. Şimdi, dokuzuncu yargı paketi… Ben eminim ki AK PARTİ'li arkadaşları da sürekli arıyorlar, bizi arayanlar sizi de ararlar: “Af var mı?” “Ceza indirimi var mı?” Hele MHP’liler, en çok siz sıkıntıdasınız; Feti Yıldız, zamanında “Beş yıl ceza indirimi.” dedi, hâlâ arıyorlar. Ne oldu ceza indirimi? Ama baktığınızda, dokuzuncu yargı paketiyle de artık bir şey yok. Geçenlerde Edirne Cezaevine ziyarete gittim Sayın Adalet Bakanlığı yetkilileri, 18 kişilik koğuşta 55 kişi yatıyor. Dolayısıyla ülkeyi getirdiğiniz yer hapishane değil tımarhaneye döndü. Dört çarpı dört, mükerrer; bir karar verin. Ya bu cezayı baştan verin, cezasını yatsın ya da “Cezayı erteledim, yeni bir ceza alırsan sen tamamını yatacaksın.” diyerek… Şu an insanların hayatını topyekûn karartmış durumdasınız. Kader mahkûmları “Bir umut.” diyor. Ehliyet affı bekleyen 1 milyona yakın insan var ama duymazlıktan geliyorsunuz, görmezlikten geliyorsunuz. Seçim meydanlarına, bölgenize gittiğinizde size de soruyorlar, insanlar “Bir umut.” diyor ama maalesef insanlar yine dokuzuncu yargı paketiyle büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. Kendi kendinize, kendi geleceğinizi teminat altına almak için araya maddeler sıkıştırıyorsunuz, sonra toplumsal tepki gelince geri adım atıyorsunuz. Geri adım atacağınıza otursak hep birlikte bir karar alsak, konuşsak, birlikte yapsak kanunları; saraydan gelen kanunlarla değil hakikaten milletvekillerinin kendi aralarında konuşarak yaptığı kanunlarla bu ülkeyi yönetsek; işte millete karşı sorumluluğumuzu daha fazlasıyla yerine getiririz ama maalesef böyle bir şey yok. Şimdi, bakıyoruz, yargı paketi… Yargı mı dağıtıyorsunuz? Hayır. Her taraf yargısızlık dolu, adaletsizlik dolu yani kayyum atamaları… Kayyum atamasına karşıyım. Neden karşıyım? Millet İttifakı olarak hazırladığımız metinde “Yargı, kararını verdikten sonra kayyum atanmalıdır.” diyoruz. Yargı kararını verdikten sonra kayyum atanmalı ama siz ne yapıyorsunuz? Hüseyin Yayman, Remzi Kartal denen kanlı teröristle yemek yiyor, fotoğraf çektiriyor, hiç sesiniz çıkmıyor; akademisyen kimliğiyle yemek yemiş. Ahmet Özer, Remzi Kartal’ı aradı diye kayyum atıyorsunuz ve buna “hukuk” diyorsunuz; olmaz böyle bir hukuk. Hukuk nedir biliyor musunuz? Hele son günlerin umut hukuku nedir biliyor musunuz? Umut hukuku, bu memlekette SMA’lı çocukların haklarının verilmesidir. Umut hukuku, EYT’linin 5000 günle hakkının gasbedilmemesidir. Umut hukuku, kademelinin on yedi yılla emekliliğini vermenizdir. Umut hakkı, 7200 prim günü söz verdiniz, sözünüzü yerine getirmenizdir. Umut hakkı, mülakat hakkıdır. Umut hakkı, nedir biliyor musunuz? Üç gün önce Rizeli bir delikanlı KPSS sınavında 1’inci olmasına rağmen mülakatta elediniz ve intihar etti; işte, umut hakkı o delikanlının hakkını yemeyişinizdir. Esas bu hakları veriniz ama yok, rahatsınız, niye? Çünkü sorumluluğunuz yok, kendinizi saraya bağlı göndere çektiniz, diyorsunuz nasıl olsa Recep Tayyip Erdoğan… Hele bir Muhammet Akbaşoğlu var; Beşiktaş'a, Galatasaray'a amigo olsa maşallah iyi gider; “Recep Tayyip Erdoğan” başka bildiği yok. Yahu, Allah'tan kork kardeşim! Biz burada “hak” “hukuk” diyoruz, biz burada “devlet” “millet” diyoruz, biz burada insanların hakkını savunuyoruz ama bakıyorsun bu konuda sessiziz; sürekli tahrik, sürekli hakaret. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN – Buyurun, tamamlayın. CEMAL ENGİNYURT (Devamla) – Bu arada şunu da söylemek istiyorum: Hani, olur ya derseniz “Niye DEM’e bir şey demediniz?” Keşke burada olsalardı, keşke burada olsalardı. Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı, Mardin’e kayyum atandı diye oraya gidiyor, ziyaret ediyor ama DEM’in Eş Başkanı denilen Tuncer Bakırhan çıkıp diyor ki: “Şeyh Saitler, Seyit Rızalar ne yaptıysa aynısını yapacağız.” Ben de diyorum ki: Tuncer Bakırhan, zerre kadar adamlığın olsaydı misafirinin Genel Başkanı Mustafa Atatürk’e, kurucu partisi CHP'ye, misafir olarak geldiği yerde bu sözleri edemezdin. Çok merak ediyor musun ne yapacağımızı? Mustafa Kemal Atatürk ne yaptıysa Şeyh Sait’in çocuklarına aynısını yapacağız. Ne mutlu Türk’üm diyene! (İYİ Parti sıralarından alkışlar)