| Konu: | 6111 SAYILI BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU VE DİĞER BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 07.02.2012 |
CHP GRUBU ADINA FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, aslında bu yasanın, bizim, hepimizin kabul etmesi gereken 1'inci maddesinden bahsediyorum ve eksik bir yasa. Bu yasada yurt dışı müteahhitler ve yurt dışında iş yapan Türk iş adamlarına vergi yapılandırmasından dolayı? Geçen yıl yapılan yapılandırmada yapılandırılmış ama yurt dışında işlerinin bozulması nedeniyle yapılandırılan vergi borçlarını ödeyemeyen yurt dışı müteahhitlere ve yurt dışında iş yapan Türkiye'de kayıtlı mükelleflere getirilen bir yasa. Birinci maddesi? Bir kere bu eksiktir arkadaşlar.
Değerli arkadaşlarım, dilerseniz bir de size biraz yurt dışı müteahhitliklerden bahsetmek istiyorum. Türkiye aslında? Türkiye'nin çok önemli bir can damarı. Yurt dışı müteahhitler Türkiye'nin görünmez kahramanları ama her ne hikmetse yurt dışı müteahhitler hiçbir zaman ağlamıyorlar, yurt dışı müteahhitler hiçbir zaman gelip kapılarda beklemiyorlar, onlar işlerini yapıyor. Yaklaşık 20 milyar dolarlık bir iş hacmi var arkadaşlarım bunların. 20 milyar dolarlık bir iş hacminde ülkeye yaratılan katma değeri ben madde madde saymaya çalışacağım şimdi. Bir kere 20 milyar dolarlık iş hacminden; bir, yurt dışı müteahhitlerin çok önemli kısmı işçilerini Türkiye'den götürüyor ve bir istihdam yaratıyor, ekmek yaratıyor. Bu çok önemli bir olgu. Yani kısmen yerelden işçi alıyor ama ağırlıklı, yaptığı işlerin ağırlığında hep Türkiye'den götürüyor. Bu ülke için yurt dışında çalışan Türk işçilerinin, Türk müteahhitlerinin ve Türk iş adamlarının yanında çalışan insanların sayısı oldukça çok önemli bir sayıdadır. Bir kere çok önemli bir istihdam yaratıyor ve yarattığı istihdamla bu insanlarımız aşlarını, ekmeklerini oradan temin ediyorlar.
Tabii, bir başka konu yani yurt dışı müteahhitlerin ülkeye sağladığı fayda? Bu insanlar orada yaptığı işlerin -ne iş yaparsa yapsın, ister inşaat müteahhidi olsun ister inşaat taahhüt işi yapsın ister yurt dışında ticaret yapsın- Türkiye'de vergi mükellefiyse orada kullanacağı malların çok önemli bir kısmını Türkiye'den götürüyor. Yani orada yaptığı iş Türkiye'den her konuda? Yani yurt dışı müteahhitlerin, hakikaten bu insanların elleri öpülecek insanlar.
Burada yapılan bir hiç. Onlar için çok önemli değil. Önemli ama hiç önemli değil. Neden? Ülkeye bu kadar döviz kazandıran, ülkeye bu kadar istihdam yaratan, ülkeden bu kadar ithalat yapıp karşı tarafa yani Türkiye'den ihraç, ürün ithal eden bu insanlara biz yeterince değer vermiyoruz, yeterince sorunlarını çözmüyoruz. Ne sorunları var? Şimdi, biraz onlardan bahsedelim.
Değerli arkadaşlarım, bir kere bazı ülkelerle ikili anlaşmamız yok. Bazı ülkelerle ikili anlaşmamız olmayınca mükerrer vergi ödüyor bu arkadaşlarımız. Örneğin, Libya'da iş yapan müteahhitlerimiz -çok önemli bir rakamdır Türkiye için- Libya'da yüzde 42 vergi ödüyorlar arkadaşlar. Ama Türkiye'yle ikili, karşılıklı anlaşması olmadığı için Libya'da vergisini ödediği parayı şirketine, orada kazandığı parayı kâr payı olarak getirmeye çalıştığı zaman Maliye diyor ki: "Hey, getir bakayım, ben de vergimi alacağım." Arkadaşlar, ben orada yüzde 42 vergimi ödemişim. Bu nedenle, yurt dışında iş yapan müteahhitlerin çok önemli kısmı paralarını Türkiye'ye getirmiyorlar. Türkiye için çok önemli bir kaynak. Ben, bunu, Plan ve Bütçe Komisyonunda Sayın Bakana ve Sayın Gelir İdaresi Başkanına altını çizerek söyledim. Eğer yurt dışında iş yapan müteahhitlerin yurt dışında vergisini kurumlar vergisi olarak ödediği paranın Türkiye'ye gelen kısmı gelir vergisinden istisna olursa çok önemli bir kaynak gelir arkadaşlar ama kimse bunun farkında değil, kimse buna çözüm bulmuyor. Siz yurt dışından gelip Türkiye'de tahvil alan, hazine bonosu alan insanlardan vergi almıyorsunuz; alnının teriyle, orada çok zor koşullarda yıllarca edindiği deneyimlerle ülkeye sadece döviz getiren insanlardan orada elde ettiği parayı Türkiye'ye getirdiği zaman "Ey dur kardeşim, ben senden vergi alacağım." diyorsun. Hakikaten bu çok üzücü bir durum ve Türkiye kendi bindiği dalı kendi kesiyor arkadaşlar.
Ben buradan öneriyorum, buradan bir daha haykırıyorum: Yurt dışında müteahhitlik yapan insanların iş yaptığı ülkelerde kurumlar vergisi ödemişse kârlarından, Türkiye'ye getirecekleri kâr paylarından gelir vergisi alınmadığı takdirde Türkiye çok önemli bir kaynağa kavuşacaktır. Altını bir kez daha çiziyorum. En büyük sorunları bu.
Bir şekilde bu paraları, evinin ihtiyacı, aşı ekmeği için getirdiği paraları yurt dışından kendi parasından ilgili şirkete borç diye getiriyor arkadaşlar. Borç diye getiriyor ve bu şirketlerin hepsi borçlu gözüküyor arkadaşlar. Hâlbuki böyle bir borç yok. Yurt dışından kendi parasını getiriyor. Ama maalesef kâr dağıtacağı zaman vergi alındığı için bu arkadaşlarımız bir şekilde paralarını getiremiyorlar. Bir kere birinci kısım bu arkadaşlar.
İkinci olay: Arkadaşlar, Libya'da bir sürü olay oldu. Bir sürü Türk müteahhidi yaklaşık iki yıldır bir kuruş para alamıyor. Bunların işçileri var, yıllarca çalıştığı kurumlar var, borçları var, harçları var. Bu insanların bir onurları, şerefleri var. Hükûmet olarak, sadece bir tek sorunları, Türkiye'de vergi borcu olan ve vergi borcundan dolayı yapılandırma yapılan insanlar sadece yapılandırmadan dolayı para alamıyor diye bir şekilde bunu tamir etmekse bu onlara bir lütuf değildir. Siz, önce Libya'da parasını alamayan insanların parasına sahip çıkın. Libya'da iki yıldır evine aşını, ekmeğini götüremeyen insanlara "Nedir kardeşim, sizin ne derdiniz var?" dediniz mi? Bu müteahhitlerin bir sürü banka borcu var, bir sürü teminat mektupları var ama maalesef, Hükûmet olarak, sadece yanaklarını okşadınız, yanlarında olmadınız. Hep olayın manevi yönüne baktınız ama bunlar maddi olarak çok şey kaybetti.
Türk Eximbank, ne iş yaptı? Bu müteahhitlerin bir sürü banka borcu var. Çok zor koşullara kaldılar. Bankalar tarafından haczedildiler, oradan alacaklarını alamadığı için. Herkes kaçtı bu insanlardan ama kimse sesini çıkarmadı. Bu insanların orada kazandığı, hak ettiği bir sürü hak ediş var. Siz, Libya'ya 200 milyon dolar para verirken ama kardeşim, benim müteahhitlerimin de burada bu kadar alacağı var, savaş bittiği zaman alacaklarımı garanti altına aldınız mı? Hâlâ daha baktık, bakıyoruz.
Ben gene söylüyorum. Sarkozy gitti, malı götürdü, petrolün yüzde 35'ini aldı, malı götürdü ama biz, hâlâ daha, Türkiye olarak bizim en büyük pazarımız, müteahhitlik pazarımız, şu anda oradaki iş hacminin 16 milyar dolarlık bir iş hacmimiz var ama bu insanlar perişan. Yani yurt dışındaki müteahhitlerimizin, sadece burada vergi borcu olan mükelleflerin yapılandırılmış vergi borçlarını erteleyerek sorunu çözmeye çalışıyorsak yazıklar olsun bize! Biz bu insanlara sahip çıkmıyoruz. Türkiye'ye çil çil döviz getiren, Türkiye'ye hiçbir maliyeti olmayan, kazandığı parayı alıp buraya gelen, burada harcayan, insan çalıştıran, buradan oraya mal götüren bir grubu biz ihmal ettik arkadaşlar; bugün değil, yıllardır ihmal ediyoruz.
Yine aynı şekilde, karşılıklı anlaşma olmayan ülkelerde, özellikle çalışan işçi kardeşlerimiz önemli vergi sorunlarıyla karşı karşıya geliyor ve yine aynı şekilde, karşılıklı, ikili anlaşmamız olmayan ülkelerde, oradaki sosyal güvenlik kurumuyla Türkiye'deki Sosyal Güvenlik Kurumu arasında gerekli köprü kurulamıyor arkadaşlar ve bu arkadaşlarımız önemli ölçüde mağdur oluyorlar. Değerli milletvekilleri, altın yumurtlayan bir tavuktur. Ülkeye hiçbir maliyeti olmayan, sadece, ülkeye döviz getirmekten başka bir sorunu olmayan bu insanlara biz sahip çıkamıyoruz.
Değerli arkadaşlarım, yine bu yasanın 1'inci maddesinde doğal afet var, doğal afete uğrayan bölgelerde yine aynı şekilde yapılandırılan vergi borçlarının ertelenmesi var. Örneğin Van ve Simav'ı kapsıyor. Bu olmalı. Sonuna kadar Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak hep destek verdik, vereceğiz. Gelen kanun teklifinde Simav yoktu. Arkadaşlarımızla birlikte, Komisyondaki arkadaşlarımla birlikte Simav'ın da bunun içine alınmasını istedik. Ancak, Türkiye'nin çok değişik yerlerinde sel baskını oluyor, tabii afet oluyor, onların da bunun içinde olması lazım. Biz, spesifik olarak "Van ve Simav" dememeliyiz. Eğer bir yerde tabii afet olduysa, herkes bunu yapmalı, bunu bir otomatiğe bağlamalıyız. Bu nedenle, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, yine bunu eksik görüyoruz. Herhangi bir yerde oluşan tabii afet -tabii afet Vergi Usul Kanunu'nda belli arkadaşlar, orada belirlenmiş- aynı şekilde her yerde uygulanmalı, Van'a ayrı kanun, Simav'a ayrı kanun çıkarmak olmaz arkadaşlar, Van da bizim Simav da bizim, nerede tabii afet varsa? Bu yasanın eksik tarafı, sadece şekillendiriliyor, isim verilmiyor, amaç, Van ve Simav'daki depremle ilgili. Ama sele uğrayan, birçok tabii afete uğrayan birçok esnafımızın da sorunu var, bunların da vergi borçları ertelenmeli ama maalesef bu yasada bu yok arkadaşlar.
Değerli arkadaşlarım, biz, yasanın ilk geldiği şekliyle -yani yurt dışı müteahhitler ve Van ve Simav depremi konusunda- son derece, Komisyondaki arkadaşlarla birlikte hep destek verdik, sonuna kadar destek vereceğiz ama eksik "Bunun daha büyütülmesi lazım." dedik, "Sorunların daha çözülmesi lazım." dedik. Ama yine Komisyon sırasında, kanun hükmünde kararnamelerle -arkadaşlarım biraz sonra 2'nci maddedeki konuda görüşecekler- maalesef son dakikada eklenen bir önergeyle Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü de 5018'in dışına çıkarılarak, oradaki ihalelerin yurt dışı borçlanmayla yapılması konusunda bir hüküm eklendi.
Biz bu ülkede yapılan ne varsa, sonuna kadar üretimin yanındayız arkadaşlar. Ama her şey usulüne göre yapılmalı, her şey denetlenmeli, kamunun denetiminden kaçırılmamalı hiçbir şey, karşı olduğumuz nokta bu. Yoksa, Devlet Su İşlerinin Türkiye'nin her tarafında yapacağı barajlara, yapacağı diğer hizmetlere kaynak bulmak tabii hepimizin görevi, buna karşı çıkmıyoruz. Sadece, denetim dışına çıkarılıyor?
Erdemlilik hesap vermektir, erdemlilik yapılan her işin hesabını vermektir. Niye denetimden kaçırıyoruz? Meselemiz bu arkadaşlar. Yoksa biz bu yasaya sonuna kadar destek verdik ama eksikleri var. Bir de kanun hükmünde kararnamenin dışına getirilen uygulamayla DSİ Genel Müdürlüğünün 5018'den çıkarılması var arkadaşlar. Bu açıdan?
Yurt dışı müteahhitler için getirdiğiniz öneri çok basit, son derece yetersizdir. Onlara çok şey vermeliyiz, onların borçlarını ertelemeliyiz, Eximbank onların borçlarına -alacaklarını temlik alarak- kefil olmalı. Çünkü, altın yumurtlayan birer tavuk bu insanlar, istihdam yönünden ve ülkeden aldıkları mallar yönünden.
Yine, afet konusunda eksikliğimiz: Sadece bunu Van ve Simav olarak değil, Allah korusun, yarın Türkiye'nin herhangi bir yerinde yeni bir tabii afet olduğu zaman -su bastı, insanların malı gitti, her şeyi gitti- devlet olarak onların yanında olmak lazım, yanında olmamız lazım.
Bizim dediğimiz şu: Gelin, bunu bir otomatiğe bağlayalım. Tabii afetin tarifi belli. Türkiye'nin neresinde olursa olsun -her yerde ayrı olarak kanun çıkarmayalım- orada bir tabii afet varsa bu yasa hükmünden yararlansın. Dediğimiz bu arkadaşlar.
Kanuna olumlu bakıyoruz ama eksikleri var.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aslanoğlu.