| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 24.12.2024 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; öncelikle, Balıkesir Karesi'de meydana gelen patlamada hayatını kaybeden 12 vatandaşımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum; milletimizin başı sağ olsun.
Her yerel seçimde özellikle belediyelerde çalışan emekçiler maalesef siyasi hesaplarla işlerinden ediliyor. Türkiye'nin kanayan bir yarası ve sürekli her seçimde yaşanıyor. Yerlerine de maalesef yeni yönetime yakın kişiler işe alınıyor. Oysa bir insanın ekmeğiyle, onuruyla oynamak hiçbir siyasi anlayışa ve hiçbir vicdana sığmaz. Bu durum hem adalet duygusunu zedeliyor hem de toplumsal barışı tehdit ediyor.
Her seçimde insanların "Acaba işimden olacak mıyım?" endişesiyle yaşamamaları lazım. Emekçinin hakkını korumak onun siyasi görüşüne değil, işini nasıl yaptığına bakmakla mümkündür. Bir yönetimin görevi insanların işlerini ve haklarını korumak olmalıdır, onları ötekileştirip mağdur etmek değil. Bu partizan anlayış yalnızca mağdur yaratmakla da kalmıyor, aynı zamanda liyakati de yok ediyor. Oysa bir devleti ayakta tutan şey liyakat ve adalet duygusudur.
Efendim, ülkemizde 1.400'ün üzerinde belediye var ve bugüne kadar -HAK-İŞ Sendikasının yaptığı araştırmalar da yayınlandı- 5.000'in üzerinde insan, çalışan yerel seçimlerden sonra işlerinden edilmiş. Bu, aşağı yukarı belediye başına 3, 5, 10; her belediyede olabiliyor ama dikkat çeken ve bunun tek başına 2.000'den fazlası yalnızca Van ve Diyarbakır Belediyelerinde gerçekleşti. Bu iki şehrimizdeki belediyelerde kıyıma uğrayan emekçi kardeşlerimizin hak arayışları da tam sekiz aydır devam ediyor, belediyenin önüne HAK-İŞ'e bağlı HİZMET-İŞ Sendikasının kurmuş olduğu çadırda bu hak arayışları devam ediyor.
Ben bizzat bu kürsüden defaatle dile getirdim, bütçe görüşmelerinden önce de hem Van'a hem Diyarbakır'a ziyaretlerde bulunarak işten çıkarılan bu emekçilerle bire bir görüştüm, dinledim, ikişer gün orada kaldım. Gördüğüm manzara şu: Niçin işten çıkarıldığını samimiyetle bilmiyor hiç kimse. Ağırlıklı olarak 22 ve 26'ncı maddeden işten çıkarılıyorlar ve bu nedenle de işsizlik ödeneğinden de tazminat hakkından da faydalanamıyorlar. Bu kişiler ağırlıklı olarak asfalt işçisi, park, bahçe yani çoğu fizik ve beden işçisi. Yerel seçimden sonra Van ve Diyarbakır Belediyelerinde bu anlamda âdeta bir emek kıyımı yaşanmış. İpekyolu Belediyesinde sekiz aydır, Diyarbakır'da da yedi aydır çadırlarda hak arayan emekçiler bizzat anlattılar. İçlerinde engelli raporu olanlar var, çocukları engelli olanlar var. Söylendiği gibi son birkaç ay değil, içlerinde on yıl, sekiz yıl, beş yıl orada çalışan işçiler var. Mahkemeler açılmış, açılan mahkemelerin hepsini kazanıyorlar fakat mahkeme kararları da ne yazık ki uygulanmıyor. İtirazlar yapılıyor, süreç uzatılıyor, toplu iş sözleşmesi hiç gereksiz yere yeniden mahkeme gerekçesi yapılıyor ve bir de yafta yapıştırılmış bu arkadaşlara "Bunlar bankamatikçi." diye. Hâlbuki "Çok açık, sarih ne varsa belgenizi ortaya koyun ve eğer bir tek kişi varsa bizde işe gitmeden maaş alan, onu açıklayın." diye sendika ve çalışanlar alenen belediyeyi göreve davet ediyor.
Efendim, özetle şöyle; hangi siyasi görüş olursa olsun, hangi belediye olursa olsun bu konuya artık bir düzenleme getirmek zorundayız. İnsanların ekmeğiyle, işiyle, çocuklarının rızkıyla, geleceğiyle oynamak gerçekten hiçbir siyasi iradeye yakışmaz ve bu bir insan hakları suçudur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Türkoğlu, lütfen tamamlayın.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Tamamlıyorum efendim.
Ben orada konuşurken ne söyledi biliyor musunuz bazı işçiler? "Neden işten çıkarıldınız?" dedim, samimiyetle bilmiyorlar. Haklarında tutulmuş bir tutanak yok, rapor yok, disiplin suçu yok; belli ki "Bizden değilsin, sıra bizde, bizimkiler gelecek." diye. Diyorlar ki: "Efendim, çok fazla hormonlu büyüme olmuş." Peki, bu çıkarılanların yerine fazlasıyla belediyeler eleman almışlar.
Son cümle: Bir çalışan dedi ki: "Bizi niye işten çıkardılar biliyor musunuz?" Ben de "Niye?" dedim -inşallah öyle değildir- "Çünkü bizim sürekli Türk Bayrağı elimizdeydi." dediler.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)