GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:39
Tarih:19.12.2024

CHP GRUBU ADINA MELİH MERİÇ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım; 2023 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin devlet borçlarını gösteren 5'inci maddesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlarken önemli ve gurur dolu bir tarihten bahsetmek istiyorum. Önümüzdeki hafta yani 25 Aralıkta Gaziantep'imizin düşman işgalinden kurtuluşunun 100'üncü yıl dönümü; heyecanla ve sevinçle kutlamayı düşünüyoruz. 25 Aralık, Millî Kurtuluş Savaşı'mızın tarihine altın harflerle yazılmış en parlak sayfalarından bir tanesidir. 6.317 şehidimiz, binlerce yaralımız pahasına topraklarımızı düşmana çiğnetmeyen kahraman Anteplilere buradan selam olsun diyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Karayılan'ın, Şahin Bey'in, Şehit Kamil'in torunlarına buradan bin selam olsun diyorum. Bu vesileyle Millî Kurtuluş Savaşı'mızın Başkomutanı Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşlarıyla birlikte tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi saygıyla anıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, 2023 yılı devlet borçlarını gösteren 5'inci maddeye göre devlet iç borcu 3 trilyon 211 milyar 796 milyon lira, devlet dış borcu 3 trilyon 489 milyar 22 milyon lira, hazine garantili borç 656 milyar lira, devlet iç borcu, dış borcu ve hazine garantili borç miktarının toplamı 7 trilyon 357 milyar 254 milyon lira civarındadır. Yani, biz, aslında, var olmayan bir bütçeyi, daha doğrusu bir borç defterini konuşuyoruz. Geçtiğimiz haftalarda yayınlanan Dünya Bankası Uluslararası Borç Raporu'na göre, Türkiye ilk 5'e girdi yani iktidarın yoksulluğa mahkûm ettiği milyonların parası borca, faize ve tefecilere gitti. Hatta Antep diliyle söylemek gerekirse "Antep'in daşı havara, al borcu yaz duvara." (CHP sıralarından alkışlar) Aklımızla dalga geçmeyin, vatandaşımızı kandırmayın. Bu bütçenin halkın talepleriyle, sorunlarıyla, gerçekleriyle uzaktan yakından alakası yoktur.

Sayın AK PARTİ'liler, az önce bir milletvekili arkadaşımız muhalefetin aklının yetmediğini söyledi; evet, gerçekten aklımız yetmiyor. Bakın, size gördüğüm ve sizin de baktığınızda vicdanınızın sızlayacağı bir hikâye anlatmak istiyorum. Gaziantep'te bir mahalleye gittim, esnafı dolaşıyorum, bir bakkala girdim. Sayın Başkan, gerçekten çirkin olan görüntü bu, sözler değil ama acı. Defterde, bir borç defterinde -bilmiyorum, AK PARTİ'li arkadaşlarım, evinden bakkala gidip bazılarınız yazdırmış olabilir- yazan rakamlar şunlar Sayın Başkan: "8 lira" "8 lira" "8 lira" "8 lira" "10 lira" "10 lira" "10 lira" "10 lira" ve bunun dışında hiçbir rakam yok. 8 lira bundan önce Gaziantep'te bir ekmek parası, 10 lira da fiyatı arttı, ondan sonraki ekmek parası. Bu vatandaşımız sadece ekmek almış ve bunu da bakkala borç yazdırmıştır. (CHP sıralarından alkışlar) İşte, işin yanlışı bu; işte, işin çirkinliği bu. Bunu da yapan, buradaki bütçeyi hazırlayan çok kıymetli Sayın Bakanım da duysun bunları; inşallah onun da vicdanı vardır, sayın milletvekili arkadaşlarımın da vicdanı vardır. Bunu borç yazdıran vicdanımız var, bunu borç yazdıran bir iktidarımız var ama maalesef, bu bütçede o borcu yazdıran vatandaşımız için hiçbir şey yok. Ekonomi o kadar kötü yönetiliyor ki eşitsizlik o kadar derinlere iniyor ki tüm küresel endekslerin başarısız, olumsuz olduğu liste başlarında sayenizde Türkiye var.

Bu bütçede emek yok. TÜİK verilerine göre, geniş tanımlı işsiz sayısı 10,3 milyona dayanmış. Kayıt dışı istihdam oranı inanılmaz boyutlarda, çalışan toplam nüfusun yüzde 27,8'i kayıt dışı. Allah aşkına, değerli arkadaşlar, böyle bir emek sömürüsü, böyle bir çalışma sistemi var mı? Enflasyon, şişirme rakamlara göre, düşürebildiğiniz kadar düşürmenize rağmen bugün yüzde 65. Vatandaşın ekmeğine kan doğranmış; çarşı pazar yanıyor ama siz bütçeden konuşuyorsunuz.

Şimdi, bir de kalkıp asgari ücret pazarlığı yapıyorsunuz. Önce çalışanın hakkını verin, ondan sonra belki pazarlık hakkına sahip olursunuz. Ayıptır, günahtır! Lafa gelince emeğin, emekçinin dostu olan AKP Türkiyesinde ortalama çalışma saatleri Avrupa ülkelerinin kat kat üzerindedir.

Bu bütçede emekli yok. Emekliler bu iktidar tarafından -deyim yerindeyse- sosyal ölüme terk edilmiş durumda. Yıllarca çalışıp didinen büyüklerimiz diğer ülkelerdeki yaşıtları gibi dinlenmek yerine, o yaşta çalışmak, para kazanmak zorunda kalıyor. Yoksulluk sınırı 66 bin lirayken emekliye 12.500 lira veriyorsunuz. "Bu bir insanlık mı?" "Vicdanınız yok mu?" "İnsan onurunuz yok mu?" demek; ben söylemiyorum ama emeklilerimizin hepsi bunu sizlerin yüzüne haykırıyor ama sahaya çıkabilirseniz; pazara, çarşıya, mahallenizde sokağa gidebilirseniz inanın sizin yüzünüze de söyleyecekler artık.

Bu bütçede kadın yok. Dünya Ekonomik Forumu verilerine göre, Türkiye, Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi'nde 146 ülke arasında 129'uncu sırada yani en dibe doğru birkaç adım kaldı. İstihdamda erkeklerin oranı yüzde 67 iken kadınların oranı yüzde 32. Hani kürsülerde bağırıp çağırıyorsunuz ya "Biz kadınlara şu hakkı verdik, bu hakkı verdik." diye; şimdi, size iktidarınız döneminde kadınlara ne olduğunu söyleyeyim: AKP iktidarında Türkiye, kadını hedef alan erkek şiddetinde yüzde 32 olarak Avrupa'nın 1'incisi. Kasım 2024 sonu itibarıyla 376 kadın cinayete kurban gitti, 233 kadının ölümü şüpheli. Kadınlar bu iktidar döneminde ölmeden geçirdikleri her bir gün için şükrediyor. (CHP sıralarından alkışlar) Her gün bir cinayet, şiddet ve vahşet haberi okumaktan vallahi ben bıktım siz bıkmadıysanız. Büyük büyük laflar edeceğinize kadınların can güvenliğini sağlayın.

Bu bütçede çocuk yok çünkü çocuklarımız okula gidip oyun oynayacakları yaşta atölyelerde, fabrikalarda çalışmak zorunda kalıyor. Kız çocuklarının ise yüzde 11,5'u... Birleşmiş Milletler Gıda Programı'nın Dünya Yoksulluk Haritası'na göre Türkiye'de 1 milyona yakın çocuğumuz yetersiz beslenme sorunu yaşamakta. Ekonomik kriz o kadar derin ki yoksulluk o kadar derin ki evlatlarımızı bile besleyemiyorsunuz.

Bu bütçede tarım da yok. Tarım ithalatı 30 milyar doları aştı. Bir zamanlar kendi kendine yeten 7 ülkeden 1'i iken bugün ithale koşuyoruz. 2024 itibarıyla tarım destekleri 91,5 milyar lirada kaldı ama çiftçinin banka borcu 768 milyara ulaştı.

Bu bütçede eğitim yok. Devlet tarafından öğrenci başına yapılan harcamada bütün Avrupa ülkeleri arasında sondan 2'nci sırada. Türkiye'de her 3 öğrenciden 1'i okula gitmeden önce hiç kahvaltı yapmıyor.

Öğrencilerimizin sorunları var da öğretmenlerimizin yok mu? 2002'de 68 bin olan atanamayan öğretmen sayısı bugün sayenizde 1 milyonu aştı. Millî eğitimi tarikatlara, cemaatlere, vakıflara teslim eden iktidar, geleceğimizi yani çocuklarımızı bilimden, teknolojiden uzaklaştırıyor, çağ dışı yapılara teslim ediyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Meriç.

MELİH MERİÇ (Devamla) - Bu bütçede gençlik de yok. Genç işsizlik oranı yüzde 20'ye yaklaştı, korkunç bir rakam ama duyan var mı? Duyan yok.

Yine, bir başka bağımlılık sanal ve yasa dışı bahis; gençliğimizi zehirliyor. Kumarı teşvik eden birçok on-line uygulama, "web" sitesi, reklam kuruluşu hâlâ devam ediyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamı yine bir Antep sözüyle bitirmek istiyorum. "Arasada dilenir, gala altında sadaka verir." deriz biz Gaziantep'te; iktidarın yaptığı da bu. Her hafta başka bir ülkenin başkentinde para arayıp ülke içerisindekilere sadaka verir gibi bütçe çıkarmak dört dörtlük bir garabettir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)