GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:37
Tarih:17.12.2024

CHP GRUBU ADINA ENGİN ALTAY (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Zatıalinizi ve yüce Genel Kurulu ve gecenin bir buçuğunda bizi dinleyen aziz milletimizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkanım, bu akşam saat altı buçuk gibi Kırıkkale'den bir öğretmen kardeşimizden telefon aldım. Bu bütçeyi aslında en güzel özetleyen tablo da budur. Bunu da tabii çok üzülerek söylüyorum: Öğretmenimiz yani ücretli öğretmen girdiği ders saati kadar para alıyor, çok cüzi bir para alıyor ve sayın milletvekilleri, kasım ayında alması gereken -o da ne kadar biliyor musunuz Sayın Başkanım, 15.750 lira- bu parayı devlet ödeyememiş ücretli öğretmenlere; kasada para yok. Bütçenin de özeti bu aslında. (CHP sıralarından alkışlar) Bu ücretli öğretmenler Türkiye'nin kanayan yarasıdır -Sayın Bakan da burada- bunların kimlik kartları yoktur, mazeret izni kullanamazlar, asgari ücret altında maaş alırlar, sigortaları yarım yatar; tatilde, hastalıkta ücretleri kesilir; kırtasiye, çocuk yardımı yoktur; nöbet tuttururlar para ödemezler.

Sonra Sayın Erdoğan der ki, ne der? Dün demiş ki: "Yarın, arkamızdan 'Bir Tayyip Erdoğan vardı; dürüst, ahlaklı, mert, vicdanlı, merhametli adamdı; milletine ve memleketine çok sevdalı bir adamdı; Allah ondan razı olsun.' denilmesi en büyük arzumuzdur..." Benim de arzum. "...duamızdır, Rabb'imizden en samimi niyazımızdır."

Erdoğan, sen Kırıkkale'deki ücretli öğretmene 15 bin lira parayı bile ödeyemezsen, sefalet ücretine mahkûm edersen bu Allah'tan ettiğin niyazlar kabul olmaz; kusura bakma! (CHP sıralarından alkışlar)

MESTAN ÖZCAN (Tekirdağ) - Seni arayacağına bizi arasaydı.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Şimdi, bugün de söylendi; yeniden değerlendirmelere, harçlara, pullara, şunlara bunlara devlet diyor ki: "Pamuk eller cebe, yüzde 45 her şeyi artırıyorum." E, asgari ücret? Belki yüzde 30. En düşük emekli maaşı, memur maaşı, emekli memur maaşı yüzde 13. Sonra da Sayın Erdoğan diyor ki: "Benim için desinler ki merhametli adamdı." Sende merhamet yok ki niye desinler? Boşuna Allah'ı meşgul etme; demezler, demezler Erdoğan, demezler! (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, değerli arkadaşlar, bütçe yüzleşmedir, bütçe hesaplaşmadır, bütçe helalleşmedir; mümkünse tabii. Bu bütçeyle sizin bu milletle helalleşmeniz mümkün mü? Bana göre değil. Bu bütçe bir yüzleşme bütçesi değil, bu bütçe bir çürüme bütçesi; bu bütçe bir hesaplaşma değil, bu bütçe bir yozlaşma bütçesi ve bu bütçe bir helalleşme değil, bu bütçe bir devrilme bütçesi. Bütçenin ahlaki vebali vardır, siyasi vebali vardır, hukuki vebali vardır. Bu bütçe bütün bu ahlak, siyaset ve hukuk normları bakımından kamu vicdanında karşılık bulmayan bir bütçedir.

Hazreti Ömer ne güzel söylemiş: "Adalet olmadıkça yönetimin, edep olmadıkça asaletin, cömertlik olmadıkça zenginliğin faydası olmaz." Sizin bütçenizin ne adaleti var ne edebi var ne cömertliği var! (CHP sıralarından alkışlar) Bu bütçeden fayda çıkmaz, ne Hükûmete çıkar ne millete çıkar. Vebal Meclisindir; bu ahlaki, siyasi, hukuki vebalin sorumlusu Hükûmet değil, aziz yüce Meclistir.

Biraz önce bir örnek verdim: Kırıkkale'de bayan öğretmeni 15.750 liraya çalıştırıyorsunuz, kadıncağız 2 bin lira borç almış, maaşını alamadığı için ödeyememiş, bana dert yanıyorsa siz burada 14 trilyonluk bütçenin neyiyle övüneceksiniz? Burada hepimizin, hepinizin, Hükûmetin, Sayın Başkanın şöyle başımızı eğip beş saniye düşünmemiz ve üzülmemiz lazım, Hazreti Ömer'i aklımıza getirmemiz lazım. Böyle bütçe olur mu?

Yasama yürütmenin vesayetinde olamaz, olabilemez, olmaz! (CHP sıralarından alkışlar) Yürütme yasamadan ister, yasama vereceğini verir ve sonra denetler. Nerede denetim? Yok denetim. Yasama organı üyeleri yürütme organına, onu oluşturan siyasi partilere aidiyet, ilgi, bağ, sadakat duyabilirler; destek verebilirler ama yasama, yürütmenin vesayetine giremez; yürütmeye tabi bir yasamaya "yasama" denemez, nokta! (CHP sıralarından alkışlar)

Görüştüğümüz madde "Denge, Madde 3". Dengeyle ilgili herkes her şeyi söyler de bir nesnenin veya bir insanın devrilmeden durma hâlidir denge. Onun için başında dedim ki: Bu bütçe aynı zamanda bir devrilme bütçesi, bütün dengeleri altüst olmuş bir bütçe. Demokraside denge yok, adalette yok, ekonomide yok.

Bu yönüyle ben AK PARTİ dönemini, çok övündüğünüz yirmi iki yirmi üç yıllık dönemi üç döneme ayırırım hep, eski vekiller bilir:

AK PARTİ'nin ilk dönemi 2002-2008 dönemidir; makul bir dönemdir, iyi şeyler yapılmıştır, bizim de olumlu bulduğumuz işler yapılmıştır. Niye? Kuvvetler ayrılığı vardı, ona sadakat vardı; Parlamentoda 2 parti vardı; çok güçlü, çok yürekli bir muhalefet vardı; her şeye rağmen devleti yeni öğrenen AK PARTİ kamuya, devlete, devlet adabına kısmen saygılıydı; buna "makul dönem" diyoruz.

Sizin 2008-2018 döneminiz "çürüme ve yozlaşma dönemi"dir, kusura bakmayın. Siz 2008'de mutasyon geçirdiniz, başkalaştınız, değiştiniz; âdeta elmanın çürümesi, değişmesi gibi çürüme ve yozlaşma dönemine girdiniz. Fırsat olursa bunları açacağım.

Ve bir döneminiz daha var: O, bu çürüme ve yozlaşmadan da fena; o da 2018'den bugüne kadar olan dönem yani ucube sistemin başladığı günden bugüne kadar olan dönem, o dönemin adı da "kibir ve çöküş dönemi"dir, kibir ve çöküş döneminizdir. (CHP sıralarından alkışlar) Maalesef bunları söylemeyi ben de istemezdim ama tablo budur.

Değerli arkadaşlar, bu dönemlere ayrıntılı giremeyeceğim ama mesela "Evdeki yüzde 50'yi zor tutuyorum." diyerek toplumu böldünüz, dengeyi rafa kaldırdınız. FETÖ'yle yolları ayırdınız ama onların pis, kirli yöntemlerini kullanmakta hiç tereddüt etmediniz; sahte, gizli tanıklar icat ederek belediyelere kayyum atadınız.

17-25'in yıl dönümü arkadaşlar, merak ederim hâlâ bu para sıfırlama işleri devam ediyor mu diye. 17-25 Aralık...

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Ediyor, ediyor!

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bu paraları sıfırlanmaya şu veya bu şekilde devam edildiğini bugün gün içinde Sayın Çömez dâhil birçok arkadaşım da söyledi. Bir sürü yolsuzluk iddiası ortaya koyuyoruz, biriniz de "Yok kardeşim böyle bir şey." diyemiyorsunuz.

ABDULLAH GÜLER (Sivas) - Yok kardeşim!

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bu şuna benziyor: Kibir ve çöküş döneminizde ilk bütçeniz -2019- 960 milyar TL'ydi; topu topu dört beş yıl geçti -Türk parasını nereye getirdiğinizi söylemek için bunu söylüyorum- bugün 14 trilyon. Tayyip Bey der ya "960 milyar nere, 14 trilyon nere?" Parayı pul ettiniz, geçmez akçeye, pula çevirdiniz Türk lirasını ve hâlâ gelip burada caka satabiliyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Ben de bunu anlamıyorum.

Şimdi, Tayyip Bey işte demiş ya: "Bir Erdoğan vardı; dürüst, ahlaklı, mert, vicdanlı; millete, memlekete sevdalı bir adamdı. Allah..." Soruyorum: Çocuklarını saç kurutma makinesiyle ısıtmaya çalışan, bu durumdan bunalıp intihar eden kadın Erdoğan'a hakkını helal eder mi? (CHP sıralarından "Etmez!" sesleri) Çadırda gazdan, sobadan zehirlenmesi sonucu 5 çocuğunu kaybetmiş aile Erdoğan'a acaba helallik verir mi? (CHP sıralarından "Vermez!" sesleri) Herkesin üzülmesi gereken bir şey daha: Bu ülkede, bu yüzyılda vatandaşına ölmüş yavrusunu çuvala koydurup köyden kasabaya kar belde taşıttıran bir devlete ve o devletin Başkanına, Erdoğan'a bu millet hakkını helal eder mi, merak ediyorum. (CHP sıralarından "Etmez!" sesleri, alkışlar)

Değerli arkadaşlar, dert çok, derman henüz yok. Dermanın yolu ve çaresi de şüphesiz sandıktır.

Bir ayıp daha; size müteaddit defalar söyledim, bir taneniz de "Bu neyin nesi? Bu ne kepazelik?" demediniz, diyemediniz, onun için tekrar söylüyorum: Karayolları Genel Müdürlüğü ihale yaptı dedim -geçen dönem söyledim- bayındırlık birim fiyatı 7 lira 91 kuruş olan elektrik kablo muhafaza borusuna 1 metre için müteahhide 2.239 lira ödedi; Allah belasını versin, dedim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bir taneniz de "Bu ne kepazelik?" dediniz mi değerli kardeşlerim? Sonra kul hakkı, yetim hakkı; vatan, millet, Sakarya! Yok böyle şeyler. Siyaset bu değil, siyaset bu olmamalı.

Değerli arkadaşlar, Can Atalay'ı cezaevinde tutan, Anayasa Mahkemesinin kararına rağmen, bir Meclisin özgür bir yasama organı olduğundan bahsedilebilir mi? Bahsedilemez.

Ülkeyi getirdiğiniz nokta şu: Sefalet Endeksi'nde dünyada 7'nci sıradayız. Kabul edin, etmeyin. Bu toplumun yüzde 60'ı antidepresan kullanıyor. Bu kimin suçu? Sonra Sayın Erdoğan diyor ki: "Allah'ımdan niyaz ederim, millet arkamdan hayırla beni ansın." Sen milletin yüzde 60'ını antidepresana mahkûm etmişsin; önce çık milletten bir özür dile! Böyle şey olabilir mi? (CHP sıralarından alkışlar)

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Yirmi iki senedir iktidar yapıyor bu millet. (CHP sıralarından "Dinle, dinle!" sesleri)

ENGİN ALTAY (Devamla) - Şimdi, ben öğretmen oldum, ben öğretmenlik yaptım.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Yirmi iki senedir iktidar yaptı bu millet.

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Dinle! Dinle!

ENGİN ALTAY (Devamla) - Ben öğretmenlik yaptım. Bir soru soruyorum: Bir sınav olsa, şöyle bir soru sorulsa "Aşağıdaki yönetim modellerinden hangisinin Türkiye için varolduğu söylenemez?

a) Jüristokrasi..."

ADEM KORKMAZ (Burdur) - B!

ENGİN ALTAY (Devamla) - "...b) Monarşi

c) Oligarşi

d) Demokrasi"

Buna, Türkiye'yi tanıyan herkes "(d) şıkkı doğru cevap." der, "Türkiye'de demokrasiden bahsedilemez." der. (CHP sıralarından alkışlar)

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Sizin zamanınızda nasıldı?

ENGİN ALTAY (Devamla) - Demokrasi olmayınca adalet olmaz; adalet olmayınca liyakat, liyakat olmayınca denge kaybolur; devrilme ve çürüme başlar.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Kendi tek parti döneminizde nasıldı adalet? (CHP sıralarından gürültüler)

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Hâlâ tek partiden bahsediyorsunuz.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Karıştırmayın kendi tek parti döneminizle!

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Ne var tek parti döneminde, ne var, ne varmış?

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Karıştırmayın!

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Hâlâ geçmişle uğraşın durun.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Depremlerde âciz, orman yangınlarında yetersiz, mülteci akınında beceriksiz, sınır güvenliğinde izansız...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Karıştırmayın, o sizin devrinizde! (CHP sıralarından gürültüler)?

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Hırsızlık yoktu, para sıfırlama yoktu, ihalelere fesat karıştırmak yoktu!

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Açık oy-gizli tasnif milletvekilisiniz tek parti döneminde.

BAŞKAN - Sayın Altay, buyurun.

ENGİN ALTAY (Devamla) - ...çocuğa, kadına şiddette duyarsız; enflasyon ve hayat pahalılığında şuursuz ve lüks tüketim ve israfta görgüsüz bir yönetime Türkiye maalesef mahkûm edildi.

Sayın Başkan, bir anekdot, hemen bitiriyorum. Bunu yeniler bilmediği için söyleyeceğim, eskiler bilir: Hazreti Süleyman bir dervişin kanadını kırdığı kuşa sorar "Neden kaçmadın?" diye. Kuş der ki: "Üzerinde derviş hırkası vardı, bir derviş garip bir kuşa zarar vermez." diye düşündüm. Bunun üzerine Hazreti Süleyman dervişin kolunun kırılmasına karar verir; kuş şöyle der: "Kolunu kırmayın, hırkasını çıkarın yeter." (CHP sıralarından alkışlar) 31 Martta sıyrılan hırka ilk genel seçimlerde çıkacak inşallah.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)