Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 8'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 37 |
Tarih: | 17.12.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA CELAL FIRAT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizi izleyen sevgili haklarımız; Diyanet İşleri Başkanlığı, Aleviler başta olmak üzere tüm farklı inançtaki topluluklara her türlü baskıya, sindirme politikasına devam etmektedir, geçmişten günümüze şeyhülislamlık geleneğini sürdürmektedir. Bektaşi, Alevi veya Kızılbaş terimlerine düşman, farklılıkları "Vehhabi din ve inancı dışındaki topluluklar" olarak tanımlayan şeyhülislam geleneği yani şimdiki Diyanet, geçmişte olduğu gibi kanun yerine fetvalar veriyor, yöneticilerinin yaptıkları hata ve zulümlere de din adına bahaneler uydurmaya devam ediyor. Cumhuriyet tarihi boyunca bu uygulamalar hiç değişmediği gibi, Alevi köylerine cami yapılıyor, cemevleri yasaklanıyor, Alevilerin inançsal ritüelleri asimilasyona uğratılıyordu. Biz Alevilerin hiç bir inançsal ritüelinde kimlik, inanç, cinsiyet, siyasi görüş ayrılığı beyanı ve iması yokken sizin bu acımasızlığınızı elbette ki tarih yazacaktır.
Diyanet İşleri Başkanlığının toplumun sadece bir kesimine yönelik faaliyet yürütmesi asla kabul edilemez. İnanç, ibadet sivil hayatın olağan akışına bırakılmalıdır. Biz diyoruz ki: Devlet, bütün inançlara eşit koşullarda davranacağı bir sistem kurmalıdır.
Sayın milletvekilleri, Alevilerin istediği özgürlük, tüm toplum için topyekûn bir özgürlüktür. Kapitalizme karşı eşitlikçi hak ve adaletten yanadır. Alevilerin özgürlük anlayışı kurumsallaşmış din otoritesinin üstündedir. Elinizi bir kere vicdanınıza koyun; bir kere de iki toplum arasındaki farklılıklara hoşgörüyle, sevgiyle baksanız, inancımızı ve kültürümüzü iki toplum için birleştirici unsur olarak kabul etseniz ne kaybedersiniz? Bu güzel coğrafyanın mayasını sevgiyle harmanlayan, anlattıklarını hâl dilinden yaşayarak insanlığa miras bırakan Pir Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin aslan ile ceylanı bir arada barındırma sevgisinin size zararı var mıdır ya da Yunus'un "Mazlumun ahı indirir şahı." sözü size ders değil midir? (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Diyanet eliyle Alevi toplumunu dönüştürme, yolundan ayırmak, düşünsel, sosyal, politik gelişim süreçlerine müdahale etmek, geçmişte olduğu gibi bugün de faşizmdir.
Sayın milletvekilleri, 2025 yılı için teklif edilen 130 milyar liralık bütçe nereden gelecek? Derin yoksulluk yaşayan halkımızın sofrasından, alın terinden gelecek. İş Diyanet olunca biraz insaf demek, haram mı helal mi diye sormak gerekiyor. Harcadığınız devasa bütçeyi sadece temsil ettiğinizi söylediğiniz inanç kesimi için ödüyorsunuz; inananı, inanmayanı, Alevi'si, Şii'si, Şafii'si, Hristiyan'ı, Musevi'si, Ezidi'si gibi Diyanetin hiç temsil etmediği farklı inanç mensuplarının alın terinden alınan vergilerle 140 bin personelin, 89 bin caminin giderlerini karşılıyorsunuz. Bu yaptığınız hak da değildir, helal de değildir. Alevi yerleşim yerlerine ısrarla, zorla cami yapılıyor; imam atıyorsunuz, cami var, imam var, giderleri var ama cemaati yok. "İbadethanemiz" dediğimiz cemevlerimize "Kırmızı çizgimizdir." diyorsunuz. Buradaki bütün konuşmacılar kardeşlikten bahsediyor. Böyle kardeşlik olur mu? Herkes bilir ki gerçekten inanmak ya da neye inandığımız kişinin kendisiyle ilgilidir, insanın Hak'la olan vicdani ve içten bağıdır; zorla, dayatmayla inanç olmaz. Bu haksızlığı iliklerimize kadar hissediyoruz, reddediyoruz.
Sayın milletvekilleri, cihatçı terörist yapı HTŞ'nin Şam'ı ele geçirmesiyle devam eden süreç bölgede yeni trajedileri, korku ve kaygıları beraberinde getirmiştir. Özellikle Arap Alevileri toplumu ile diğer azınlıklar üzerindeki tehditler kaygı vericidir. Suriye'de radikal Selefiler dışındaki çoğu kesimler katledilme korkusu yaşıyor. Savaş halklara zulümdür, o topraklar kana, gözyaşına doymuştur. Suriye'deki Arap Alevilere yönelik baskı ve zulme karşı çıkmak en başta milyonlarca Alevi yurttaşın olduğu ülkemize düşer.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
CELAL FIRAT (Devamla) - Orta Doğu halklarının barış ve huzur içinde yaşayabilmesi adına herkes seslerini duyurmasına vesile olmalı.
Sayın milletvekilleri, hac vakti geldiğinde bir Sünni köy hacca giderken Alevi köyünde bir Alevi Bektaşi babasına denk gelirler. "Baba erenler, gel seni de hacca götürelim." derler. Baba erenler de kabul eder, hacca giderler. Sünni canlarımız hizmetlerini yaparken sıra şeytan taşlamaya gelir. Herkes bir taş alır, şeytanı taşlarlar. Baba erenler taşı alır, kalbine vurur: "Şeytan, şeytan, şeytan." Komşular gelir, baba erenler "Ne yapıyorsun?" "Şeytanı taşlıyorum." der. "Şeytan orada değil, şeytan şurada." Der ki baba erenler: "Ben o şeytanı tanımıyorum. Benim şeytanım burada." (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, gelin, hep beraber bu ülkenin bütün sorunlarını, meselelerini diyalogla oturup konuşarak, muhabbet ederek çözelim diyor, Hak yardımcımız, Hızır yoldaşımız olsun.
Aşkla. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)