Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 36 |
Tarih: | 16.12.2024 |
CHP GRUBU ADINA ÜMİT ÖZLALE (İzmir) - Teşekkürler.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bütçesini konuşmak üzere partim adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bildiğiniz gibi, özelleştirme furyası 1986 yılında başladı ama zirveye AK PARTİ döneminde çıktı, 71,5 milyar dolarlık özelleştirmenin tam 63,5 milyar doları AK PARTİ zamanında gerçekleşti.
Ben özelleştirmeye kavram olarak çok karşı değilim, yeter ki emeği yerinden etmesin, kamuda verimliliği sağlasın ama öyle alanlar vardır ki literatüre baktığınız zaman o alanlarda özelleştirme yapılmaz; mesela, stratejik sektörler asla özelleştirilmez, AK PARTİ özelleştirmeye stratejik sektörlerden başladı. Özel sektörlerin kârlı bulmayıp yatırım yapmadığı alanlar özelleştirilmez, AK PARTİ bu alanları özelleştirmekte hiçbir beis görmedi. Doğal tekel niteliği taşıyan şirketler özelleştirilmez, AK PARTİ âdeta burada bir tekel imparatorluğu yarattı. Kâr eden, iyi yönetilen, sosyal fayda sağlayan -mesela Süt Endüstrisi Kurumu gibi- şirketler asla özelleştirilmez, AK PARTİ ve öncesindeki iktidarlar bunu özelleştirmede hiçbir beis görmediler. Yani, işte, burada yapılmaması gereken, özelleştirilmemesi gereken hangi şirket varsa siz bile isteye, özensiz bir şekilde bu ülkede bir özelleştirme furyası başlattınız, stratejik sektörleri özelleştirdiniz, kâr eden ya da sosyal fayda sağlayan bütün şirketleri sattınız, tekelleşmeyi engellemek bir yana özel tekel imparatorlukları kurdunuz. Sonuç: 71,5 milyar dolarlık özelleştirmeden elde edilen 63,5 milyar dolar.
Birkaç tane örneğe bakalım hepinizin yüzünü kızartacak olan; mesela TEKEL, mesela TÜRK TELEKOM. TÜRK TELEKOM özellikle bu dijital dönüşüm çağında en stratejik sektörlerden bir tanesi. TÜRK TELEKOM'un yüzde 55'ini 6,5 milyar dolara özelleştirdiniz, sadece bakır kablolardan dolayı yapılan zarar 8 milyar dolar yani 6,5 milyar dolara özelleştirdiğiniz TÜRK TELEKOM bakır kabloların alınmasından, satılmasından dolayı 8 milyar dolar zarar etti. Peki, TÜRK TELEKOM kime mi satıldı? Yabancı batık birisine satıldı. Peki, hangi paraya satıldı? Kendi parasını mı getirdi buraya? Hayır. TÜRK TELEKOM'u o şaibeli şahıs alsın diye sizler Türk bankalarından o kişiye kredi verilmesini şart koştunuz. Daha sonra ne oldu? TÜRK TELEKOM'un içi boşaltıldı. (CHP sıralarından alkışlar) İçi boşaltıldıktan sonra o zarar tamamıyla Türk bankaları ve ülke tarafından karşılandı.
Bir başka örnek SEKA. SEKA bizim gururumuzdu. Türkiye'nin dev kâğıt fabrikası, otuz sene önce yılda 104 milyon dolar kâr eden bir SEKA vardı. Lojmanların arsasının fiyatının altında bu SEKA'yı özelleştirdiniz; kâğıt gibi stratejik bir sektörde, kâğıt gibi eğitimin, basın-yayının ham madde ihtiyacı olduğu bir sektörde tamamıyla bu ülkeyi kâğıt ithalatına bağlı hâle getirdiniz. Yerli ve millî olabilecek kâğıt sektöründe SEKA'yı değerinin çok altında özelleştirerek; arsalarını, lojmanlarını satarak hem kâğıt sektörünü bitirdiniz hem de aynı zamanda orada hiçbir günahı olmayan işçileri, emekçileri yerinden ettiniz. (CHP sıralarından alkışlar) İşte, sizin ekonomiden ve özelleştirmeden anladığınız bu; kârın özelleştiği, zararın kamulaştığı bir düzeni anlıyorsunuz siz özelleştirme dediğimiz zaman, ekonomi dediğimiz zaman. KİT'leri size yakın sermaye gruplarını palazlandırmak için değerinin altında satıyorsunuz, zarar ederse de problem değil, kamulaştırıyorsunuz. Hadi özelleştirdiniz, 63,5 milyar dolarla ne yaptınız? Hiçbir şey yapmadınız, verimsiz kamu harcamalarına devam ettiniz. Bu 63,5 milyar dolarla neler yapılabilirdi biliyor musunuz? İktidarınız boyunca her çocuğa günde 2 öğün yemek verebilirdiniz, yapmadınız. Bir deprem fonu oluşturabilirdiniz, o deprem fonuyla yüzyılın felaketinde evsiz kalan insanlara evlerini hemen teslim ederdiniz, yapmadınız. Stratejik sektörler için bir yatırım fonu oluşturabilirdiniz, yapmadınız. Ve sadece özelleştirme değil sizin günahınız, bakın, bile isteye sosyal sektörlerden çıktınız. Alın size sağlık sektörü, sağlık hizmetlerini metalaştırdınız. Bizzat Sağlık Bakanlığı verilerine göre, yenidoğan yoğun bakım yataklarının yüzde 56'sı bugün özel hastanelerin elinde. Bu ülkeyi bebek çetelerine teslim ettiniz, bu ülkenin bebeklerine sahip çıkamadınız, onları çetelere teslim ettiniz. Bugün Türkiye'deki hastanelerin üçte 1'i özel sektörün elinde. Bakın, eğitim sektörü, eğitimi ticarileştirmeniz yetmezmiş gibi ne idiği belirsiz tarikatlara, cemaatlere bugün peşkeş çekiyorsunuz. İşte tam da bu yüzden sağlıktan, eğitimden bile isteye çıktıktan sonra Cumhuriyet Halk Partili belediyeler kreşler açtığı zaman öfkeden kuduruyorsunuz, kent lokantaları açtığı zaman öfkeleniyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.
ÜMİT ÖZLALE (Devamla) - Sizin bizzat yapmanız gereken sosyal yardımları, sosyal hizmetleri, sosyal devletin yapması gereken bütün hizmetleri belediyeler yaptığı zaman sevineceğiniz yere bundan dolayı öfkeleniyorsunuz ve bir şey söyleyeyim, öfkelenmekte de haklısınız çünkü daha yeni başlıyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
Son olarak, emekçilerimize yaptıklarımızı unutmadık. En son Çayırhan'da madencilerin üç kuruşluk hakkına, oturdukları lojmanlara bile göz diktiniz. Hakkını arayan işçiye Soma'da da Çayırhan'da da tekme attınız. İşte bu anlayışınız yüzünden ülkemizde yoksulluk giderek derinleşiyor. Bu ülkede yoksullar doymadığı için değil sizin zenginleriniz doymak bilmediği için yoksulluk derinleşiyor diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)