GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:36
Tarih:16.12.2024

DEM PARTİ GRUBU ADINA ADALET KAYA (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye İstatistik Kurumunun 2025 bütçesini değerlendirmek üzere söz aldım. Genel Kurulu ve bizleri izleyen bütün yurttaşları saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, öncelikle, TÜİK'in Sayın Başkanına bir araştırma önerim olacak: Yurttaşlara TÜİK'in açıkladığı enflasyon verilerine güvenip güvenmediklerini sorsunlar, bakalım Kurumunuza güvenen kaç kişi bulabileceksiniz? Tabii, bu konuya odaklanırken birazcık da ajans karıştırdım ben; özellikle yapılmış röportajlara baktım, yurttaşlar ne demiş TÜİK hakkında veya açıkladığı oranlar hakkında? "'Yüzde 47' diye bir enflasyon yok; geçen yıl peyniri 140 liraya alıyorduk, 200-250 lira oldu, yetişemiyor insanlar. Aldığımız para 10-15 lira emekli maaşı." demiş bir emekli yurttaş. "Geçen hafta 160 liraya aldığım 1 koli yumurta bir hafta sonra 200 lira olmuş, gelecek hafta daha da pahalı olacak." demiş 3 çocuklu bir işçi kadın. "Sebze, zeytin ve meyve aldım, çanta dolmadı, bin lira para gitti. Geçen yıl bu çantayı 500 liraya dolduruyordum." demiş bir memur yurttaş. "'Saltanattan tasarruf edilmez.' diyenlere ne söylenir? Biz de yiyeceklerimizden tasarruf ediyoruz." diyor bir başkası. Böyle sürüp gidiyor.

TÜİK ne yapıyor peki, ona bakalım. Tüketici Fiyat Endeksi rakamlarının ağırlıklarının ana veri kaynağı olan hane halkı bütçe anketinde üç yıl geriye dönük verileri kullanarak hesaplıyor yani 2024 yılı TÜFE'sini, 2021, 2022 ve 2023 yılı hane halkı bütçe anketi verilerinin toplamıyla hesaplıyor. 2024 hane halkı bütçe anketi henüz sonuçlanmadığı için bu da güncel durumu yansıtmıyor. Üstelik 2024 yılı TÜFE'sinde gıda ağırlığı önceki yıllara göre düşmüş ve yüzde 25 olmuş. İnsanlar fakirleştikçe gelirlerinin çoğunu beslenmeye harcarlar, gıdaya harcarlar. Gıda fiyatlarının aşırı derecede arttığı ülkede, halkın yüzde 70'i gelirinin yarısından fazlasını gıdaya harcamak zorunda kalıyor. Konutun yani barınmanın ağırlığı da kiraların neredeyse 3 katına çıktığı 2024 yılında önceki yıla göre 2,42 puan düşmüş. Evet, kendinizce kurnaz yöntemlerle yurttaşları kandıracağınızı sanıyorsunuz ama az önce verdiğim örneklerde de görüldüğü gibi yurttaşlar kanmıyor. TÜİK, açlık ve yoksulluk sınırına dair rakamları açıklamıyor; açıklamadığınızda açlık ve yoksulluk ortadan kalkıyor mu diye sormak istiyoruz.

Günlerdir burada, bütçe konuşmalarında en çok konuştuğumuz şey açlık ve yoksulluk, gittikçe derinleşen yoksulluk. Verileri çarpıtmayı o kadar abarttınız ki TÜİK doksan sekiz yıllık tarihinde ilk kez uluslararası kuruluşlardan uyarı aldı; TÜİK'in uluslararası standartlara uygun nesnel ve şeffaf veri paylaşmadığı söylendi. Ülkedeki yoksulluk, işsizlik, kayıp çocuklar gibi verileri gizlemeye çalıştığınızı cümle âlem biliyor, bir de gizleyemediğiniz veriler var.

Şimdi, sayın milletvekilleri, bunları böyle tek tek göstermek istiyorum sizlere de; mesela, bu haritadaki en açık renkli iller hane halkı gelirinin en düşük olduğu illeri gösteriyor. TÜİK'in en iyi yaptığı işlerden biri hakikati çarpıtmak, hakikati gizlemek -az önce Milletvekilimiz Sayın Gergerlioğlu da söyledi- bir şeyi olduğundan çok farklı göstermek; bu konuda oldukça mahir olmasına rağmen bölgesel eşitsizlikler konusunda ne yazık ki, gördüğünüz gibi, başarılı değil. Bir diğer haritayı göstermek istiyorum. Bu haritadaki en açık renkli iller de istihdamın en düşük olduğu iller. Yine, ortada bir harita var ve birazdan tabii bu harita üzerine de konuşacağız.

Şimdi, bir diğer haritayı göstermek istiyorum. Bu haritada da açık renkle gösterilen iller sosyal sermaye bakımından en geride olan iller, yine aynı haritayı görüyorsunuz. Şimdi, benzer haritaları size bir sürü gösterebiliriz. Sağlık hakkına, eğitim hakkına erişim konusunda da haritalar aynı bu şekilde yani şu şekilde: Kürtlerin yaşadığı yerlerde her şey geri kalmış durumda. Tabii, bunun en önemli sebebi... Bunu gizleyemiyor TÜİK. Bu tablo, yüzyıllık bir tablo, Şark Islahat Planı'ndan bugüne sürdürülen ve bugün de kayyumlar eliyle derinleştirilen Kürt'ü ret...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.

ADALET KAYA (Devamla) - Tamamlıyorum.

Kürt'ü ret ve inkâr siyasetinin bir sonucudur bu harita. Bu harita, bu meselenin ekonomi politiğidir. Yine, bu haritaların da açıkça gösterdiği bölgeler arası eşitsizliğin sebebi Kürt sorununun demokratik ve eşitlikçi bir çözüme kavuşturulmamasıdır, kavuşturulmak istenmemesidir. Aynı anlayış dış politikada da devam ediyor. Suriye'nin geleceğine, bombayla, silahla savaşı büyüterek katkı sunamazsınız; tüm halkların, tarafların haklarını ve kimliklerini tanıyan bir yaklaşımla barışa katkı sunulur. Bütçeyi savaşa harcamak yerine asgari ücretliye, emekliye, memura, öğrenciye, bursa, yurda; çocukların bir günlük, bir öğünlük beslenmesine harcayabilirsiniz.

Barış, sadece çatışmanın sonlanması değil diyalog yollarının, çözüm yollarının açılmasıdır; bu nedenle, Diyarbakır'da başlayan demokrasi ve özgürlük yürüyüşünü selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)