| Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 6'ncı Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 15.12.2024 |
CHP GRUBU ADINA SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İstanbul Milletvekili olarak Meclisimize cuma günü görüştüğüm ülkemizin yüz aklarından selam getirdim. Bir şafak operasyonuyla hukuksuzca belediyesi işgal edilen eğitimci Profesör Doktor Ahmet Özer'den, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay'dan, şehir plancısı Doktor Tayfun Kahraman'dan, Osman Kavala'dan, Selçuk Kozağaçlı'dan sizlere selamlar getirdim. (CHP sıralarından alkışlar) İktidara da bir mesaj getirdim, işgal edilen belediyeyi AKP'li siyasilerle dolduran iktidara da "Meydana selam, mücadeleye devam." mesajını getirdim. (CHP sıralarından alkışlar)
Bugün, yine maalesef, aynı Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nda olduğu gibi "Hakkımı ver!" eylemi yapan insanları acımasızca dövdürdünüz, acımasızca. Bütçeyle ilgili fikirlerini söylemek isteyen, itirazlarını dile getirmek isteyen insanları yerlerde sürüklediniz, basının görüntülerine el koydunuz. Bunu kendinize yakıştırıyor olabilirsiniz ama biz bunu kendi devletimize yakıştırmıyoruz.
Bütçe üzerinde konuşuyoruz. Bu yılın bütçesi 1,4 trilyon lira. Bu, geçen yıla göre yüzde 13,15 artmış durumda. İktidar sürekli sayılarla oynuyor "2002'de böyle oldu, 2005'te böyle oldu, 2015'te böyle oldu." Gerçek şudur: Geçen yıla göre yüzde 13,15 artmış olan bütçe TÜİK rakamları yüzde 48,58; devletin bizzat koyduğu yeniden değerleme oranı yüzde 43,93 ise geçen yıla göre gerçekte yüzde 10,38 daha az bir bütçedir.
İlk ve ortaöğretimdeki öğrenci sayısı yüzde 58 artmasına rağmen yüzde 8,41'den yüzde 9,85'e gelmiş olmasını büyük bir başarı öyküsü olarak anlatıyorsunuz. Oysa gayrisafi yurt içi hasılada Millî Eğitimin bütçesi 2014'te yüzde 3,19 iken geçen sene yüzde 2,65'ti ve bu yıl daha da geriye giderek yüzde 2,36 oldu. Şunu da söyleyelim: Bütçenizin yüzde 80'i personel bütçesi ve yatırım bütçesi -büyük rakamlar söylüyorsunuz ya- 1998'de, beğenmediğiniz dönemde yüzde 30,63, şimdi ise yüzde 9,73'e inmiş durumda. 2018'de -2023'te- tüm Türkiye'de tam gün eğitime geçeceğinizi, ikili eğitimi bitireceğinizi vadettiniz, seçim beyannamenizde var. Bugün, ilkokul öğrencilerinin yüzde 40'ı, ortaokulu öğrencilerinin yüzde 34'ü, toplamda 3,8 milyon öğrenci ikili öğretime devam ediyor ve otuz dakikalık derslerle çocuklarımız toplamda dört yılda bir yıl ders kaybediyorlar. Derslik sayısı geçen yıla göre 1,17 azaldı ama öğreniyoruz ki Suriye'de yüzlerce okul yapmayı başarıyorsunuz, tebrik ediyoruz hepinizi, tebrik ediyoruz(!) (CHP sıralarından alkışlar)
Okullaşma oranına baktığımız zaman 2011'den bu yana 98'den 95'e inmiş ama müjdeli bir haberim var, yabancıların okullaşması yüzde 97 yani Türkiyeli çocuklardan fazla. Ortaokulda 93 iken 91,41'e düşmüş ama yabancı öğrencilerin okullaşması yüzde 94; ortaöğretimde de böyle, ilköğretimde de böyle. Liselerde bir artış var ama Sayın Bakan, Bakan olduğundan bu yana yüzde 91,7'den de 87'ye düşmüş. Açık öğretim öğrencileri 1,2 milyonu bulmuş ve Bakan Yardımcısı 4+4+4'ün "Üçüncü 4'ü yeniden düşünmemiz gerekiyor." diyor, kendisine buradan günaydın diyorum(!)
Köy okulları... Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde 19.275 köy okulu kapatıldı, öğrenci sayısı beşte 1'e düştü. 1 milyon öğrenci taşınıyordu, artık o da taşınmıyor çünkü tasarruf tedbirleri nedeniyle 30 kilometrenin üzerindeki öğrencileri taşımıyorsunuz. Artık nitelikli eğitim satın alınabilir hâle geldi, özel okul sayısı 14.300'ü geçti yani artık eğitim sadece satın alınabiliyor.
Asıl konuşmamız gereken belki de aile bütçesi. Okula başlama maliyetleri yüzde 89 arttı, servis ücretleri yüzde 40 arttı; 1 poğaça 20 lira, 1 tost 50 lira. Devlet öğrencilere yardım yapıyor; erkek öğrencilere 90 lira, kız öğrencilere 100 lira yani eğer sabrederlerse kızlar ayda 2 tost yiyebilir, erkekler onu da yeme şansına sahip değiller. Peki, Hükûmetiniz bir yıl boyunca asgari ücretlilere ne kadar zam yaptı? Yüzde sıfır. Bu utanç da size yeter.
Peki, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız ne diyor? "5,4 milyon çocuğa yardım yapıyoruz." diyor. Demek ki Türkiye'de ciddi bir yokluk, yoksulluk var. Zaten İstanbul Planlama Ajansı da diyor ki: "3 öğrenciden 1'i hiç kahvaltı yapmıyor. Her 5 öğrenciden 1'i haftada en az bir gün aç kalıyor." PISA "3,6 milyon öğrenci" diyor. Peki, sizin vaadiniz neydi arkadaşlar? Siz 2023'te ücretsiz öğle yemeği desteğini artıracağınızı söylediniz. Bir önceki Bakanın koyduğu okul öncesi yemeğini iptal etmiş bir Bakan burada, karşımızda oturuyor. Bu Bakana öneride bulunduk, Plan ve Bütçe Komisyonunda önerge verdik, kanun teklifi verdik -190 milyar lira tutuyor, Türkiye'deki bütün öğrencilere bir öğün yemek verirseniz 190 milyar lira tutuyor- peki ne yaptılar? "Hayır." dediler. Oysa sadece verdiğiniz vergi indirimleri 701 milyar lira. Dolayısıyla Sayın Bakanın yaklaşımı da şu: "Yemek yapacak yer yok, yer olsa personel yok, ben yemek versem çocuklar yemezler." diyor. Ben de kendisine Allah akıl fikir versin diyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Peki, bizi kıskanan gelişmiş ülkelerde durum nedir? OECD'de Türkiye'nin ortalaması 3.133 dolar, OECD ortalaması 11.914 dolar. Devletin harcamaları yüzde 77'ye düşmüş, OECD'de yüzde 93, Bakanın çok meraklısı olduğu Finlandiya'da ilköğretim ve ortaöğretimdeki hane halkı harcaması yüzde sıfır.
Bütün bu başarısızlıkların kapatılması lazım ve bunun için kreşler konusu geliyor. 2018'de var, 2023'te var, başkan adaylarının tamamı bu vaatlerde bulunuyorlar ve "En az bir yıl okul öncesi getireceğiz." deniliyor, "3-5 yaş grubu yüzde 90 olacak." deniliyor; şu anda yüzde 50'lerde 3-5 yaş grubu devam ediyor, 5 yaş ortalaması yüzde 84'te. Okul öncesinden katkı payı alınıyor, okul öncesine verilen yemekler iptal ediliyor ve -defalarca söylememe rağmen cevap gelmedi- okul öncesinde iki tane program uygulanıyor Türkiye'de, inanması güç; iki okul öncesi program var ama cevap gelmiyor. Oysa Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin 653 kreşi var, sadece İstanbul'da 105 tane -ki iktidara geldiğinde, Ekrem İmamoğlu Belediye Başkanı olduğunda sıfırdı- kreş var ve bu iktidar o kreşleri kapatmaya çalışıyor; kapattırmayacağız size o kreşleri, göreceksiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
MESEM'lerde 12 çocuk bir yılda hayatını kaybetti. 10 Aralık, 76'ncı yıl dönümüydü İnsan Hakları Beyannamesi'nin. Cumhurbaşkanı, Bakan açıklamalar yaptı, söylediler; oysa bu çocuğun davasına bile kimse gitmedi, ne Millî Eğitim ne Aile ve Sosyal Hizmetler ne Çalışma ve Sosyal Güvenlik ne de Adalet Bakanlığı, hiç kimse gitmedi. Bu çocukları ölümden kurtarmayı beceremiyorsunuz.
Okulları temizlemeyi başaramıyorsunuz. Okullar açıldıktan on yedi gün sonra, 19 Eylülde 8 bin lira maaşla 120 bin kişiyi almaya çalıştığınızı söylüyorsunuz. Dünyanın herhangi bir ülkesinde bu pozisyona düşen bir bakan anında pozisyonundan istifa eder ve onurlu bir iş yapmış olurdu ama buna kulp bulmaya çalışıyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Bunu soran Hatay Milletvekilimize cevap olarak gelen şu: "Hatay'da okul başına yüzde 0,31 personel düşüyor." Okullarda bir güvenlik görevlisi yok, teknik personel yok, sağlık personeli yok; o yüzden, okul müdürleri ölüyor, öğretmenler, öğrenciler ölüyor ve şûra kararlarına rağmen bunları sağlayamayanlar bu öğrencilerin ve öğretmenlerin hepsinden sorumlular.
Son olarak, genel olarak şunu söylemek isterim: Laik ve bilimsel eğitimle ilgili olarak Sayın Yusuf Tekin sürekli gündem yaratmaya çalışıyor. En son Niksar, Akşehir, Nazilli'de kendisinin atadığı müdürlerin, yöneticilerin cumhuriyete karşı açıklamalarıyla karşı karşıya kaldık. Bursa'da kapıları tekmeleyip girenlerin ödüllendirildiğini gördük. ÇEDES Projesi kapsamında İzmir'de 99 imam atandı fakat buraya dikkat edin: Bu imamların tamamı, 1 imam kadrosu olan Bilal Saygılı Camisi'nden geliyor. Bilal Saygılı kim? AK PARTİ'nin İzmir İl Başkanı. Ya, utanmasaydınız, doğrudan AK PARTİ İzmir İl Başkanlığına gönderseydiniz çocukları, camiye gönderip niye uğraşıyorsunuz, doğrudan oraya gönderseydiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Yine, Sayın Bakan, halk eğitim merkezleriyle ilgili herkesi yanıltan bilgiler verdi. Oysa AYM'nin kararı "Hizmetler durdurulsun, maaşlar ödenmesin." demiyor. Diyor ki: Hizmetler bütçede yer almalı, ödenekler alınmalı." Öğretmenleri yoksulluğa mahkûm ettiniz. 1,2 milyon öğretmeni, siz gelmeden önce 19,7 çeyrek altın alan öğretmenleri 8,3 çeyrek altına mahkûm ettiniz. Eğitim öğretime hazırlık ödeneği için 6,4 çeyrek altın alan öğretmenleri 0,8 çeyrek altına, yoksulluk sınırının altında bir maaşa mahkûm ettiniz ve onlar için 24 Kasımda verdiğimiz "1 maaş ikramiye olsun." "Eğitim öğretime hazırlık ödeneği 1 maaş olsun." önergelerimizi de reddettiniz. 68 bin olan atanmayan öğretmen sayısını 1 milyona getirdiniz. Sizi yaz boyunca defalarca uyarmama rağmen mülakatları, illerdeki haksızlıkları engelleyemediniz ve öğretmenleri ağlata ağlata haklarını elinden aldınız; o öğretmenlerin ahı boynunuzdadır. (CHP sıralarından alkışlar) Buraya bir madde koyalım, 1.600 öğretmenin sorunlarını derhâl çözelim. 2024'te KPSS'ye giren öğretmenlere, ihtiyacımız olan 100 bine yakın atamayı gerçekleştirelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen tamamlayın Sayın Özçağdaş.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (Devamla) - Köle düzeninde çalıştırdığınız, asgari ücret altında maaş alan 85 bin ücretli öğretmenimizin ücretli öğretmenliğine son verin, 85 bin kadro açın ve bu kadrolara sınavla alalım; sözleşmeli öğretmenlerin sorunlarını çözelim.
Bizzat yine sizin döneminizde özel sektör öğretmenlerinin taban maaş uygulaması iptal ettiniz; özel sektör öğretmenlerimizin haklarını geri verelim. Engelli öğretmenlerin atamalarını gerçekleştirelim. Deprem mağduru öğretmenlerin artık sorunlarını görmezden gelmeyelim. Engelli öğretmenlerin atamasını söz verdiğiniz gibi yapın. Norm kadro sözü verilen PDR'cilerin sorunlarını duyun ve diploma denklik mağdurlarının, 104 bin diploma denklik mağdurunun sorunlarını görün.
Bu bütçe bütün bu kesimlerin sorunlarını çözmeyecek, bu bütçe geçen yıla göre daha az bütçe. Her şeyin var bir çaresi, onun adı da Cumhuriyet Halk Partisi diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)