GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın 162 sıra sayılı 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 163 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin beşinci tur görüşmelerinde yürütme adına yaptıkları konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:34
Tarih:14.12.2024

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan, sayın vekiller; şimdi, sabah 11.00'den beri burada muhalefet konuşuyor, iktidar da konuştu; Sayın Bakanlar on bir, on iki saat boyunca dinlediler ve sonuçta çıktılar ve konuştular, dinlememiş gibiler. Dolayısıyla Plan ve Bütçe Komisyonunda ellerinde ne varsa aynı şeyleri bir daha okudular burada. O zaman niye orada on iki saat oturdunuz? Madem dinlemeyecektiniz, not almayacaktınız, sorulara yanıt vermeyecektiniz, eleştirileri karşılamayacaktınız. Dolayısıyla neden siz on iki saat boyunca kulaklarınızı tıkadınız? Siz kulaklarınızı tıkıyorsunuz, Meclis Başkanı sesimizi kısıyor, bir kaldı gözlerimizi kapatmak.

Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, bir kere, bu dijital genişlemenin işsizlikle olan ilişkisini tespit ettiniz, bunu Sanayi ve Teknoloji Bakanına da muhakkak anlatın çünkü o kendisini kaptırmış "yapay zekâ" ve "dijital dönüşüm" diye, neredeyse herkes işsiz kalacak.

İkincisi: Kamu emekçileri, emekliler ve asgari ücretle ilgili gelişmeyi bekleyen emekçiler gerçekten ciddi bir mağduriyet ve yoksulluk yaşıyor. Dolayısıyla burada sizin zikrettiğiniz enflasyon rakamlarının ve buna göre tespit edilecek bir ücretin gerçekçi hiçbir tarafı yoktur. Dolayısıyla bu yoksulluk girdabından çıkmak için çok ciddi anlamda asgari ücretin arttırılması gerekiyor. Bu konuda biz "en az 35 bin lira" derken yoksulluk sınırının yarısına işaret ediyoruz; varın, gerisini siz düşünün.

Diğer taraftan, Van ve Iğdır Belediyelerine kestiğiniz cezadan bahsettiniz, 26 milyon lira ceza kesmişsiniz. Van ve Iğdır Belediyelerini biz 31 Martta kazandık. 31 Marttan öncesi hiç aklınıza gelmedi mi sizin? Dolayısıyla bu kadar borç yaratan, bu kadar yolsuzluk yapan, sizin primlerinizi ödemeyen bunlar ama onun ötesinde...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Temelli, lütfen tamamlayın.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Daha yeni başladık.

BAŞKAN - Efendim, iki dakika oldu.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Ne tamamlaması, ne?

BAŞKAN - İki dakika verdim, şimdi bu üç...

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - İki dakika olmaz, geçen arayı pas geçtik, çok rica edeceğim.

BAŞKAN - Sayın Başkan, iki dakika verdim, şimdi bu üçüncü dakika.

Buyurun.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Şimdi, bu kayyumlar döneminde alınan işçilerin durumunu araştırdınız mı? Mesela, ocak ayında Van'a alınan işçiler; martta seçim olacak, ocakta işçi girişi yapmışlar, Iğdır'da keza böyle. Bunların birçoğu belediyenin yolunu bilmiyor, siz kalkıyorsunuz, bir de üzerine ceza kesiyorsunuz.

Diğer taraftan, sosyal devlet ve sosyal güvenlik; evet, çok doğru ama sizin sosyal güvenlik politikanız, AKP iktidarlarının yirmi iki yıldır uyguladığı sosyal güvenlik politikaları piyasacıdır. Piyasacı olan bir şeye zaten sosyal güvenlik sistemi denmez.

Tarım ve Orman Bakanına gelince, Sayın Bakan, siz bu kadar makinadan, orman yangınlarını söndürmekten, uçaktan falan bahsettiniz de bunların hiçbiri bizim oralara gelmiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bunların hepsi sahilde.

BAŞKAN - Sayın Temelli, lütfen son cümlelerinizi alalım.

Buyurun.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Daha İçişleri Bakanı var.

BAŞKAN - İşte, şimdi geldi, buyurun.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Çınar'dan Mazıdağı'na kadar koca memleket yandı, o kadar insan öldü; bırak uçağı, 1 tane helikopter gelmedi Sayın Bakan. Dolayısıyla bu ayrımcılık zihniyeti yangında da ayrımcı, her şeyde ayrımcılığını, kendisini gösteriyor, ortaya koyuyor.

Evet, Sayın İçişleri Bakanı, kayyumlar darbedir. Bakın, o uyguladığınız yasa bir darbe dönemi ürünüdür, tıpkı 12 Eylülde olduğu gibi, 15 Temmuz darbe aklına tutsak bir yasadır. 20 Temmuzda yürürlüğe girmiştir ve siz bunu uygulayarak aslında hukuk devletine karşı darbe yapmaya devam ediyorsunuz. Siz kendinizi bir de yargının yerine koyuyorsunuz. Kaldı ki belediye eş başkanlarımızın herhangi bir suçu yoktur, görev suçu yoktur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Son kez açın bari.

BAŞKAN - Haydi bakalım, şimdi ne diyeceğim ben diğer arkadaşlara?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Olur, olur.

BAŞKAN - Peki, buyurun bakalım ama bir kez daha uzatmayalım.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Ama sizin kayyum valilerinizin, kaymakamlarınızın suç dosyasını kütüphaneler almaz. Ya, Sayın Bakan, bir tane soruşturma açmamışsınız. Madem bu kadar hukuk, adalet; en azından bir tane soruşturma açın, valilerin servetleri ortada, yolsuzlukları ortada. Tam 2016'dan 2024'e kadar, sekiz yıl boyunca biz iktidara geldiğimizde yerellerde belediye eş başkanlarımız aslında 2 kişi değil, 3 kişi, bir de müfettişle beraber oturuyorlar orada; ne yolsuzluğu, ne suçu, siz neden bahsediyorsunuz? Siz kayyum anlayışınızla aslında demokrasiye, hukuka tahammülsüzlüğünüzü gösteriyorsunuz. Bu rejimi ayakta tutabilmenin aslında bir aracı hâline getirmiş durumdasınız. Dolayısıyla ha, diyeceksiniz ki "Bu kadar söz söyledik, hiç mi doğru bir şey söylemedik?" Evet, doğru bir şey söylediniz, dediniz ki: "Zulümle abat olunmaz." Bunu unutmayın Sayın Bakan, zulümle abat olamayacaksınız. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)