| Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 3'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 12.12.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA SABAHAT ERDOĞAN SARITAŞ (Siirt) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de konuşmama başlamadan önce bizleri ekranları başında izleyen değerli halklarımızı ve cezaevindeki mücadeleci arkadaşlarımızı saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
Evet, AKP iktidarı döneminde Türkiye'nin her köşesinde doğa katliamı devam etmiş, doğal yaşam alanları şirketlere ve sermayeye peşkeş çekilmiştir. Özellikle bölge kentlerinde doğa katliamında devlet seyirci kalmanın ötesinde, doğa katliamcılarının önünü açan uygulamalarla bölgedeki ekolojik yıkımı hızlandırmıştır. Bölgede doğa katliamı sürerken ve bölge halkı doğal olaylara karşı savunmasız bırakılırken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı birçok noktada sürece seyirci kalmıştır. Ağrı'ya bağlı Mollakara köyündeki altın madenciliğinden Hakkâri'nin Kavaklı köyündeki maden faaliyetlerine, Bingöl Karlıova ve Yedigöller ilçelerindeki maden arama çalışmalarından Zilan Vadisi üzerinde kurulmak istenen HES projelerine kadar birçok yerde doğanın bu iktidar eliyle rant uğruna talan edilmesine şahitlik ettik ve etmeye devam ediyoruz maalesef. Eşsiz bir doğal güzelliğe ve zengin kaynaklara sahip olan Van Gölü, onu besleyen akarsular üzerindeki barajlar kirlilik nedeniyle büyük bir tehdit altındadır. Yine, Siirt coğrafyasında nerede akarsu varsa HES ve baraj projeleri adımları kesintisiz sürerken, Siirt'in tüm suları halkların kullanımından ve doğadan çalınıp sermayeye hapsediliyor. Siirt'in Botan Vadisi ve içinden geçen Botan Çayı üzerinde 15 adet HES projesi ve bu projelere eklenmek istenen ek projeler bölgede çok yönlü yağmalanmanın da göstergesidir. Tüm bölge kentlerinde olduğu gibi Diyarbakır'da da maden arama adı altında halkın meraları, tarım arazileri ve ağaçlık alanları delik deşik edilip insansızlaştırılmaya ve ağaçsızlaştırılmaya çalışılmaktadır. Yine, Şırnak'ta 90'lı yıllardan bu yana köylerin boşaltılması ve bölgenin ormansızlaştırılması politikasına bağlı olarak yangınlar yaşanmakta ve rant uğruna ağaç kesimi yapılmaktadır. Bu durum da bölgeyi, Türkiye'yi ve ekosistemi tehdit etmektedir. Şırnak'ta son yıllarda ormanlık alanların -yüzde 10 oranında- ağaç kesimi ve yangınlar nedeniyle azaldığı bilinmektedir. Bu politika sadece insanların diline, kimliğine, kültürüne yönelik değildir; o coğrafyanın canlısına, toprağına, havasına, suyuna, ağacına kadar ciddi bir asimilasyon ve ekokırım gerçekleştirmektedir. 20 Haziran gecesi Diyarbakır'ın Çınar ilçesi ile Mardin'in Mazıdağı ilçesi arasındaki bölgede çıkan yangının faturası ne yazık ki bölge halkı, orada yaşayan diğer canlılar, ağaçlar ve tarım arazi yerleri açısından çok ağır olmuştur. 15 canımızı yitirdiğimiz bu yangınlarda ayrıca Diyarbakır'da 7.900 dekar, Mardin'de ise 7.000 dekar tarım alanı yandı, 924 hayvan da öldü. Bu yangınların çıkmasında payı olan DEDAŞ için valisinden İçişleri Bakanlığına, kaymakamına kadar herkes ağız birliği etmişçesine sorumluluğu ve suçu örtbas etmeye çalışmıştır.
Bir hak ve irade gasbı olarak kullanılan kayyım uygulaması, yarattığı tüm toplumsal ve siyasal yıkımın yanı sıra bölgede ekonomik yıkımı da hızlandırmış, önemli ölçüde doğa talanına yol açmıştır. Kayyım rejiminin bölgede gerçekleştirdiği ekolojik yıkımın örneklerini bölgenin birçok yerinde görmek mümkündür. Deminden beri sıraladığımız bu ağır tablonun oluşturulmasındaki temel sebep, kürdistan coğrafyasını insansızlaştırmak; rantı, yıkımı ve talanı olağan hâle getirmektir. O nedenle, bizim karşısında durduğumuz ve asla geçit vermeyeceğimiz yegâne şey budur. Biz DEM PARTİ olarak merkezî bütçenin Türkiye'deki halkın ve doğanın ihtiyaçlarını gözetecek bir perspektifle hazırlanmasını ve bütçe önceliğinin ekolojik ve toplumsal yarar esasına göre belirlenmesi gerektiğini savunuyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.
SABAHAT ERDOĞAN SARITAŞ (Devamla) - Teşekkürler.
Bu açıdan gerek 2025 merkezî bütçesinin tamamı gerekse Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bütçesi halkın ve ekosistemin önceliklerini hedeflememektedir.
Genel kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)