GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:31
Tarih:11.12.2024

MEHMET SALİH UZUN (İzmir) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

MUSTAFA VARANK (Bursa) - İnsanlar konuşarak, insan olmayanlar hırlaşarak anlaşır! (CHP ve DEM PARTİ sıralarından gürültüler)

ULAŞ KARASU (Sivas) - Senin Bakanlığını da gördük, senin Bakanlığını!

MEHMET SALİH UZUN (Devamla) - Bugün üç Bakanlığın bütçesi görüşülüyor ama...

(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Uzun, bir dakika... Sürenizi baştan alacağım.

Değerli milletvekilleri... Değerli milletvekilleri...

(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri; bakın, sabahın on birinden beri Genel Kurul aralıksız çalışıyor.

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Varank'a söyle Başkan, Varank'a!

BAŞKAN - Şimdi, sayın, kıymetli bir vekilimiz hitap ediyor; lütfen dinleyin!

ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Öbür tarafa Başkan, Varank'a söyle, Varank'a!

BAŞKAN - Karşılıklı sataşmalar bu konuşmaların verimini olumsuz etkiliyor.

Ben bütün Genel Kuruldaki arkadaşlarımızın Sayın Uzun'u saygıyla dinleyeceğine inanıyorum ve Sayın Uzun'a yeniden söz veriyorum.

Sayın Uzun, buyurun.

MEHMET SALİH UZUN (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün üç Bakanlığın bütçesi görüşülüyor ama ben bu beş dakikalık konuşma süremi sadece bir Bakanlığın yani Enerji Bakanlığının bütçesiyle ilgili kullanacağım. Bunun bir nedeni elbette süre; topu topu beş dakikalık sürem var, üçüne birden yetmez ancak Enerji Bakanlığıyla ilgili konuşacağım dedim ama burada bütçesini sunmak üzere gelen, yaklaşık otuz dakika konuşup ilk beş dakikasını selamlamaya ayıran ama günlerdir kamuoyunu meşgul eden bebek cinayetleriyle ilgili konuşmasını son bir dakikaya bırakan Sağlık Bakanını kınamadan da edemem. (CHP, DEM PARTİ, İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Değerli milletvekilleri, ben bir müddet önce bu kürsüde bir konuşma yapmıştım ve bugünkü siyasi kadroların tabiatla ilişkisinin problemli olduğunu söylemiştim ve "Son yıllara bakın; tabiatı tahrip eden, ormanları tahrip eden, toprağın altını üstüne getiren ne kadar proje varsa bu siyasi kadronun aklına geldi." demiştim. Evet, öyle oldu, gerçekten öyle oldu, hâlâ öyle olmaya devam ediyor. Tabiata karşı bu kadar acımasız, bu kadar agresif, bu kadar nobran tavırlar hâlâ devam ediyor ve her Allah'ın günü yeni bir uygulamayla, yeni bir örnekle karşılaşıyoruz. İşte, bugün haberlerde yine vardı. İnsanın içi acıyor Kaz Dağları'nda olup bitene, insanın içi acıyor Bayramiç'te olanlara, içi acıyor insanın gerçekten. (AK PARTİ sıralarından "Kaz Dağları'nda villa yapanlara söyle sen onu!" sesi) Ne uğruna, ne uğruna? Maden uğruna. Evet, arkadaşlar, gerçekten her ülke gibi benim ülkem de madenlerinin, doğal kaynaklarının, yer altı kaynaklarının değerini bilecek ve bunları değerlendirecek ama her şeyin bir dengesi var, her şeyin bir ayarı var, her şeyin bir kıvamı var. Bir vilayetin toplam alanının yarısından fazlası, dörtte 3'ü maden ruhsatı için ayrılabilir mi? Ordu milletvekillerimizi dinleyin; Ordu'nun yüzde 74'ü, o bölgedeki dağlık alanların neredeyse tamamı maden ruhsat sahası ilan edilmiş; bu olabilir mi?

AYHAN BARUT (Adana) - Bunlar talancı, talancı!

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Hadi cevap verin bakalım, hadi cevap verin!

MEHMET SALİH UZUN (Devamla) - İşte, şimdi son örnekler, benim milletvekili olduğum İzmir'in Ödemiş ilçesinin Horzum köyü, Manisa Turgutlu'nun Baktırlı köyü; o alanlarda da şimdi yeni yeni planlar konuşulmaya başlanmış ve son örnek Kırşehir. Kırşehir'de maden arama ruhsatı verilmemiş ilçe kalmadı, ilçe! Kırşehir Milletvekili Metin Bey burada geçenlerde anlattı, yahu Seyfe Gölü, Seyfe, cennet; flamingolar dâhil 200'den fazla kuşun konakladığı Kuş Cenneti ki geçenlerde bir kararnameyle koruma alanları yarı yarıya daraltıldı neredeyse. Ne uğruna? Yine maden uğruna!

Değerli milletvekilleri, dediğim gibi, bu iktidarın tabiata karşı böyle nobranca, agresif tavırları başlı başına bir mesele ama tek meselemiz o değil, bir başka meselemiz daha var. Hani bu ruhsat alanları veriliyor ya, tahsisler yapılıyor ya, sözüm ona kuralı var, kaidesi var, ihalesi var ama ne hikmetse bütün ihaleleri aynı kişi kazanıyor, o meşhur 5'liden biri kazanıyor; Cengiz Holdingi kastediyorum. Ülkede ne kadar maden varsa hepsi Cengize veriliyor. Kaz Dağları'nda altın aranacak, Cengize; Sinop'ta bakır çıkarılacak, Cengize; Seydişehir'de alüminyum satılacak, Cengize; yetmez, hava Cengize, su Cengize, laf olsun diye söylemiyorum, gerçekten hava Cengize, su Cengize; rüzgâr santrali lazım, hava Cengize; hidroelektrik santralleri lazım, dereler Cengize, su Cengize; termik santral lazım, o da Cengize... (DEM PARTİ, İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Uzun, lütfen tamamlayın.

MEHMET SALİH UZUN (Devamla) - Toparlıyorum.

Yetmez; havaalanı lazım, Cengize; kara yolu lazım, Cengize; demir yolu lazım, Cengize; köprü lazım, Cengize; hastane lazım, Cengize; postane lazım, Cengize; yerin altı Cengize; yerin üstü Cengize! Her şey bir kişiye verilir mi ya? (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Ne veren vermekten utanıyor ne de alan almaktan utanıyor.

Değerli arkadaşlar, hani eskiden aileler okula çocuklarını teslim etmeye gittiğinde öğretmenlere derlerdi ya "Eti senin, kemiği benim." diye. Yahu, birisi buna "Bu memleketin eti senin, kemiği benim." mi dedi ya! Nedir bu ya!

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - "Yürü ya kulum." dedi!

MEHMET SALİH UZUN (Devamla) - Bu hesap bir gün dönecek.

Değerli milletvekilleri, emin olun, bu hesap bir gün dönecek, emin olun, dönecek.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)