Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 31 |
Tarih: | 11.12.2024 |
CHP GRUBU ADINA GÜLCAN KIŞ (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2025 yılı bütçe görüşmeleri çerçevesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ve Nükleer Düzenleme Kurumu üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Bu 2 kurum yalnızca enerji piyasalarının düzenlenmesinden değil, aynı zamanda vatandaşına uygun ve güvenli enerji sağlamaktan da sorumludur. Ancak AKP iktidarının enerji politikaları ülkeyi enerji yoksulluğuna mahkûm etmiş ve de dışa bağımlılığımızı artırmıştır.
Değerli milletvekilleri, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu enerji piyasasını düzenlemekten çok, şirketleri kollamak için çalışmaktadır. (CHP sıralarından alkışlar)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bravo.
GÜLCAN KIŞ (Devamla) - Sayıştay raporlarına baktığımızda EPDK; elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımı gibi kritik sektörlere kestiği milyarlarca liralık cezanın yüzde 90'ını tahsil edemediğini söylüyor. Bu rakam, EPDK'nin on yıllık kazancına denk geliyor. Kesilen cezalar zaman aşımına uğramak üzereyken bile bir çözüm üretememiş ve tahsil edilememiştir çünkü EPDK vatandaşın hakkını savunmak yerine şirketlerin avukatlığını yapmaktadır. (CHP sıralarından alkışlar) Elektrik dağıtım şirketlerinin kendi alt şirketlerine yüksek fiyatlarla yatırım ihaleleri verdiği, böylece aradaki kârı cebine indirdiği de tespit edilmiştir. Elektrik faturalarındaki fahiş artışların bir nedeni de yapılan bu oyundur. Peki, EPDK ne yaptı bu durumda? Koca bir hiç.
Değerli milletvekilleri, Nükleer Düzenleme Kurumu, nükleer santral projelerini denetlemekle ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür ancak bugüne kadar Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin zemin sorunlarından çevresel risklerine kadar hiçbir konuda etkin bir denetim ortaya koyamamıştır. Ne yazık ki bu Kurum halkın değil, bu projelerden kazanç sağlayan şirketlerin menfaatini gözetmektedir. Akdeniz'in incisi Mersin'imizin bağrına inşa edilen Akkuyu Nükleer Güç Santrali enerji bağımsızlığı değil, Rusya'ya bağımlılık yaratmaktadır. (CHP sıralarından alkışlar) Dünyada hiçbir ülkenin kabul etmediği yap-işlet-sahip ol modeliyle bu santral tam altmış yıl boyunca Rusya'nın kontrolünde olacaktır yani Türkiye kendi topraklarında üretilen enerjide bile Rusya'ya muhtaç hâle getirilmiştir. Bu bir enerji politikası değil bağımlılık sözleşmesidir. Bu yıl Sayıştay raporlarında Akkuyu'yla ilgili detaylara yer verilmedi ancak geçmişteki bulguları biliyoruz; santral zeminindeki sorunlar, çevresel tahribat riski ve alım garantileriyle Türkiye'yi yıllarca sürecek bir ekonomik yük altına sokması. Akkuyu Nükleer Güç Santrali dünyanın nükleer enerjiyle üretilen en pahalı elektriğini satacak bizlere; dünyada bundan daha pahalı elektrik yok. İktidarın imzaladığı bu garanti anlaşması, halkın sırtına yıllarca sürecek bir yük bindiriyor ve Rosatom'a âdeta bir servet vadediyor. AKP iktidarı, Türkiye'yi kendi vatandaşına pahalı elektrik satan bir ülke hâline getirdi. (CHP sıralarından alkışlar) Bu kadar ağır bir maliyeti savunmanın adı "beceriksizlik" değilse bu bir ihanettir.
Değerli milletvekilleri, Rosatom'un santral üzerindeki yüzde 99,2'lik payı ve olağanüstü genel kurul kararlarıyla hisselerini istediği gibi satabilme hakkını kendi kendisine tanımış olması Türkiye'nin topraklarında bir egemenlik kaybı yaratmıştır. EPDK'nin bile hisse değişimlerinden yalnızca altı ay sonra haberdar olacağı bu düzenleme ülkemiz için asla kabul edilemez. Akkuyu'nun ardından, Sinop ve Trakya'da da yeni nükleer santral girişimlerini planladığını da bilmekteyiz. Akkuyu'daki sorunlar henüz ortadayken bu projelerin de aynı bağımlılık tuzağına düşeceği açıktır. Üstelik, bu projeler yenilenebilir enerji potansiyelimizi değerlendirmemize engel olacaktır. Türkiye'nin güneş ve rüzgâr enerjisindeki büyük potansiyeli, merkezî Hükûmet tarafından bilerek engellenmekte ya da desteklenmemektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kış, lütfen tamamlayın.
GÜLCAN KIŞ (Devamla) - Sayın Bakan, Mersin güneş enerjisi yatırımları için ideal bir lokasyon ancak bu projeler ne yazık ki sizler tarafından bir destek görmemektedir. Elektrik faturalarındaki fahiş artışlar sadece enerji maliyetlerinden değil dağıtım bedellerine yapılan zamlarla da ilişkilidir. Ancak AKP iktidarı vatandaşa ucuz elektrik vermek yerine dağıtım şirketlerinin kasasını doldurmakla meşgul.
Sonuç olarak AK PARTİ iktidarı enerji politikasını halkın değil şirketlerin çıkarına göre yürütmektedir. (CHP sıralarından alkışlar) Elektrik ve doğal gaza yapılan zamlar milyonlarca vatandaşımızı faturalarını ödeyemez hâle getirmiştir. Bu düzenin değişmesi artık şart olmuştur.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak diyoruz ki: Enerji halkındır. Türkiye'nin enerji politikasını bağımsız, şeffaf ve sürdürülebilir bir temele oturtacağız. İktidara geldiğimizde güvenilir, ucuz ve çevre dostu enerji politikalarıyla halkımızın refahını artıracağız.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)