GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:31
Tarih:11.12.2024

CHP GRUBU ADINA DENİZ DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.

Enerji, AKP'nin özelleştirme tutkusunun en fazla olduğu alan. Nedeni ise açık; enerji demek, para demek, kaynak demek; özetle, AKP'nin dilinde rant demek.

Elektrik dağıtım işinin 2013 yılında tamamen özel sektöre devredilmesinin ardından Bakanlıktan şirketlere para akışı başladı.

Sokak ve caddelerin aydınlatılması için elektrik dağıtım şirketlerine ödenen paralar şöyle: 2021 yılında 2 milyar 961 milyon, 2022 yılında 10 milyar 471 milyon, 2023 yılında 23 milyar 627 milyon, 2024'ün ilk altı ayında ise 14 milyar 212 milyon. Bakanlık şirketlerin kasasına paralar yağdırırken vatandaş elektrik dağıtım şirketlerine şikâyet yağdırıyor ama iktidarın umurunda değil; ne de olsa bu özelleştirmelerin faturalarını vatandaş ödüyor, sefasını veya rantını ise yandaş firmalar sürüyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar yılbaşında elektrik ve doğal gaz fiyatlarına zam yapılmayacağını açıklamıştı. Vatandaş "Bir nebze olsun rahatlarız." diye sevinmişti ki bunun da AKP'nin yeni bir oyunu, daha doğrusu yeni bir yalanı olduğu ortaya çıktı. Resmî Gazete'de yayımlanan karara göre, yıllık 5 bin kilovatsaat elektrik tüketen konut ve ticarethane aboneleri ocak ayından itibaren sübvansiyonlu elektrik kullanamayacak yani normalde aylık ortalama bin liralık elektrik faturası ödeyen vatandaş desteğin kesilmesiyle tam 2 katı elektrik faturası ödeyecek. "Millete zam yapmayacağız." masalları anlatırken çıkardığınız kararlarla "Milletin kesesini nasıl daha fazla soyarız?"ın derdine düşmüşsünüz. (CHP sıralarından alkışlar)

Bu ülkede kalabalık yaşayan aileler var; evinin ısıtmasını, soğutmasını elektrikli aletlerle yapan aileler var; bu aileler için aylık 417 kilovatsaat lüks tüketim değil. Elinizi vicdanınıza koyun, bu insanlar nasıl 2 kat fatura ödesin, sizde hiç mi vicdan yok? (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, sürdürülebilir kalkınma yerel ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılacak yatırımlarla olur. Ne yazık ki mevcut politikalar, tam tersine, dışa bağımlılığı artıran, yerli teknoloji ve üretimi gerileten bir yapıda. Enerji santrallerinin ve altyapısının özelleştirilmesi kamunun kontrolünü azaltmakta ve vatandaşların kaliteli enerji alma hakkını yok etmektedir. Akkuyu Nükleer Güç Santrali enerjide dışa bağımlılığımızın çarpıcı bir örneği. Rusya'ya yüz yıllığına tahsis edilen santral hesaplamalara göre altmış yılda 284 milyar doları Rusya'nın kasasına aktaracak, üstelik on beş yıl da hazineden 38 milyar dolarlık bir garanti ödemesi söz konusu.

Bugün bütçesini görüştüğümüz Enerji Bakanlığına bağlı kurumlardan Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu nükleerin enerjide dışa bağımlılığını azaltacağını, fiyatlarını düşüreceğini öne sürerek nükleer enerji propagandası yapmaktadır ancak ülkemizdeki nükleer enerji faaliyetleri konusunda gerçekler oldukça farklı. Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin yapımı Rus şirketi tarafından yap-işlet-sahip ol modeliyle üstlenilmiştir. Akkuyu'nun yüzde 51 hissesi Rusya kontrolündeki şirkete aittir. Akkuyu bu açıdan dışa bağımlılığı azaltabilecek bir santral değildir çünkü yakıtı tamamen yurt dışından temin edilmektedir. Nükleer santrallerin elektrik fiyatlarını azaltacağı iddiası ise ne yazık ki yanlıştır. Akkuyu Nükleer Santrali için yapılan anlaşmada Rus şirkete yüksek fiyatla alım garantisi verilmiştir. Bu sebeple Akkuyu ve benzeri yüksek fiyatla alım garantisi verilen santraller Türkiye'de elektrik fiyatını yükseltecektir. Tüm bunlar göz önüne alındığında yenilenebilir ve temiz millî enerji kaynaklarımıza bütçe ayrılması gerekirken gelişmiş ülkelerin artık sırt çevirdiği nükleer enerji kaynaklarına bütçe ayırmak iş bilmezliktir. Bu hâliyle yanlış enerji politikalarını besleyen bu bütçeyi kabul etmemiz mümkün değildir.

Saygılarımla.(CHP sıralarından alkışlar)