| Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin İlk Görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 09.12.2024 |
AK PARTİ GRUBU ADINA EFKAN ALA (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen saygıdeğer vatandaşlarım; sözlerime başlarken sizleri hürmet, muhabbet ve saygıyla selamlıyorum.
2025 yılı bütçemiz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı uğurlu olsun. AK PARTİ kadrolarına üst üste, kesintisiz 23 defa bütçe yapma yetkisi veren aziz milletimize şükranlarımı arz ediyorum. Bu bütçenin hazırlanmasında emeği geçen bütün arkadaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum.
Sözlerimin başında, bugün Isparta'da elim bir kaza sonucu şehit olan askerlerimize Yüce Allah'tan rahmet, ailelerine ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.
Yine, Artvin ve Çankırı'da kaza ve heyelanda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulumuzda görüşmekte olduğumuz 2025 yılı bütçemiz; yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı destekleyen ve sosyal refah artışını hedefleyen bir anlayışla hazırlanmıştır. Bütçemiz, sürdürülebilir kalkınmayı ve istikrarlı bir büyümeyi hedeflemektedir. Eğitimi ve sağlığı, nitelikli beşerî sermayeyi, katma değerli üretimi ve teknolojik dönüşümü öncelemektedir. Değerli arkadaşlar, bu bütçe, istikrar, icraat ve kalkınma bütçesidir. Bu bütçe, Cumhur İttifakı olarak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla eğitim, sağlık, adalet, savunma, güvenlik, tarım, sanayi, enerji, ulaştırma ve diğer tüm alanlardaki hedeflerimizi destekleyecek bir bütçedir. Nihai amacımız, sürdürülebilir bir büyüme, rekabetçi bir ekonomi ve artan refahla adil bir gelir dağılımı sağlamaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2025 yılı bütçesini, küresel ve bölgesel düzeyde artan riskler ve belirsizliklerin yaşandığı bir konjonktürde görüşüyoruz. Uluslararası ticarette artan korumacılık, yüksek borçluluk, gelişmiş ülkelerde seçimler sonrası ortaya çıkan politika belirsizlikleri, doğal afetler, salgın hastalıklar ve göçler tüm dünyayı ve bölgemizi yakından etkilemektedir. Amerika Birleşik Devletleri ve Çin arasındaki ticaret ve teknoloji savaşları, uluslararası ticaret kurallarını altüst eden koruma önlemleri ve ek vergiler, tüm dünyadaki üretim maliyetlerini ve dış ticaret süreçlerini doğrudan olumsuz etkilemektedir. Teknoloji ve üretim savaşları, başta makine ve otomotiv sektörü olmak üzere Sanayi Devrimi sürecindeki temel sektörlerdeki ana aktörlerin hayatta kalma mücadelesine sahne olmaktadır. Diğer taraftan, uluslararası ticaretin ana transfer yollarında yaşanan terör ve benzeri krizler, bir taraftan üretim maliyetlerini artırırken diğer taraftan tedarik zincirlerini bozmaktadır. 2020 yılında sert ekonomik daralma yaşayan dünya ekonomisi, jeopolitik gerilimler ve çatışmalar nedeniyle bugüne kadar dalgalı bir seyir izlemiş, 2023 yılında 3,3 oranında bir büyüme kaydedebilmiştir. Son dönemde risk ve belirsizlikler artmakla birlikte, 2024 ve 2025 yıllarında küresel ekonominin yıllık yüzde 3,2 oranıyla büyümeye devam etmesi beklenmektedir.
Değerli arkadaşlar, bütün bunları şunun için aktarıyoruz: Biz, dünyanın önemli bir ülkesiyiz. Dünyada ve bölgemizde olan gelişmeleri hem etkiliyoruz hem de o gelişmeler bizi etkiliyor; önemli bir aktörüz, belirleme konusunda faaliyetler ve siyaset üretiyoruz ama gidişatı dikkate almayan, rasyonel olmayan politikalardan da uzak duruyoruz. O nedenle, dünyada ve yakın coğrafyamızda ne olup bittiğini çok iyi analiz ederek yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Bu bakımdan, değerli arkadaşlarım, bu dünyada genel olarak ve yakın coğrafyamızda da çok daha güncel, sonuçlarını yakından gördüğümüz pek çok çatışma ve belirsizliğin olduğu böylesi bir ortamda Türkiye, uyguladığı politikalar ve uluslararası ilişkilerde yürüttüğü etkin sonuç alıcı diplomasi sayesinde yoluna kararlılıkla devam etmektedir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yirmi iki yıllık AK PARTİ hükûmetleri döneminde ülkemiz; bölgesel düzeyde gücü sürekli artan, küresel düzeyde etkinliği yükselen, attığı her adım dikkatle takip edilen güçlü bir ülke hâline gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlarım; 2023 yılı millî gelirimiz, Türkiye Yüzyılı'na girerken ilk defa, ilk defa 1,1 trilyon doları aşarak Türkiye Cumhuriyeti tarihinde rekor kırmış ve ülkemiz, ilk defa millî geliri 1 trilyon doları aşan ülkeler arasına girmiştir. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Zayıf dış talep ve asrın felaketi olan depremle 11 ilimizdeki yıkıma rağmen 2023 yılında ekonomimiz, on dört yıllık kesintisiz büyüme eğilimine devam etmiş, yüzde 5,1 oranında büyüyerek dünya ortalamasının üzerinde bir oranı yakalamıştır.
Hükûmetlerimiz döneminde millî gelirimizi 3,5 kat artırdık. 2023 yılı itibarıyla kişi başına millî gelirimizi 13.243 dolara çıkardık. Bu rakamın yıl sonu itibarıyla 15 bin dolara ulaşmasını da bekliyoruz. Değerli arkadaşlar, saygıdeğer milletvekilleri; bu durum, Türkiye ekonomisinin nitelik değiştirmesidir, Türkiye'nin lig atlamasıdır. 1950'li yıllardan beri orta gelirli ülkeler grubunda, orta gelirde veya orta gelir altında olan ülkeler grubundaki ülkemiz, AK PARTİ iktidarları döneminde ilk defa üst orta gelirli ülkeler grubuna yükseldi. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Bir tek vatandaş fark etmiyor.
EFKAN ALA (Devamla) - Şimdi, önümüzdeki dönemde de bu ülkeyi yüksek gelirli ülkeler grubuna çıkaracağız; bunda kesinlikle kararlıyız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz bütçe döneminde son bir yılda istihdam güçlü artışını sürdürmüştür, işsizlik oranları önemli düzeyde gerilemiştir. 2023'ün üçüncü çeyreğinde 31 milyon 690 bin kişi olan çalışan sayısını 2024 yılının üçüncü çeyreğinde 33 milyona ulaştırdık. Böylece, son bir yılda her şeye rağmen 1 milyon 44 bin ilave istihdam sağladık. İhracatımızı 36 milyar dolar seviyesinden alıp 262 milyar dolara çıkararak cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Şimdi, tabii, çıkan konuşmacılar genelde bizi bizim rekorlarımızla ölçüyorlar; o rekorları biz kırdık, yine kırarız, yine kıracağız, orada sorun yok. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ama bizden önceki dönemlerle kıyaslayınca gerçekten tarih yazdık, başarılardan başarıya koştuk ve gerçekten büyük başarılara imza attık her alanda; onlara değineceğiz tabii.(AK PARTİ sıralarından alkışlar)
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Hiç pazara çıkıyor musun Sayın Efkan Ala, hiç pazara çıkıyor musun? Ya, bir pazara git, bir pazara git; bak ne diyecekler sana!
EFKAN ALA (Devamla) - Biz oradan geliyoruz, biz pazardan geliyoruz; siz daha yolunu yeni öğrendiniz. Yahu, biz oradan geliyoruz; Cumhurbaşkanımız pazardan, sokaktan geliyor. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Ben seni hiç görmedim pazarda; yarın bi pazara git, pazarda ne diyecekler bir bak, yarın bir git! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MEHMET BAYKAN (Konya) - Ayıp oluyor ama bir dinle!
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Dayanamadın değil mi oradan yine, dayanamadın oradan.
EFKAN ALA (Devamla) - Küresel ve bölgesel konjonktürdeki olumsuz gelişmelere rağmen temel makroekonomik...
Arkadaşlar, bakın, Genel Başkanlarımız da burada...
BAŞKAN - Sayın Ala, müsaade eder misiniz.
Değerli arkadaşlar, müzakerelerin şu anına kadar herkes gerçekten büyük bir olgunlukla konuşmacıları dinledi, Sayın Ala'yı da olgunlukla dinleyelim. Bütün gruplar kendi adına konuşmalarını yapacak. Lütfen arkadaşlar, laf atmayalım.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ala olgun yalanlar söylüyor.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Pazara çıksın dedik, bir şey demedik ki.
BAŞKAN - Buyurun.
EFKAN ALA (Devamla) - Sayın Başkan, ben burada sabahtan beri -işimiz tabii bu- büyük bir memnuniyetle Genel Başkanları, parti sözcülerini dinliyorum. Takdir edilir ki birçoğuna itirazım vardır, katılmadığım çok fikir beyan edildi ama önemli olan, herkesin burada fikirlerini, özellikle de katılmadığımız fikirlerini ifade edebilmesidir.(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ben oradan hiçbir zaman söz atmadım, laf atmadım. Şimdi sözümü yükseltiyorum, sesimi değil.(AK PARTİ sıralarından alkışlar) Siz de çıkın efendim, çıktığınızda yapıyorsunuz zaten; ben de oradan tek kelime ve tek cümle söylemedim. O bakımdan, ben de fikirlerimi söylüyorum; katılmadığınız şeyler olacaktır, zaten biliyoruz biz bunları ama hepimize düşen şey, burada konuşurken dinlemek ve itirazlarımızı da daha sonra yapmak. Zaten size ilişkin bir şey de söylemiyorum, kendi politikalarımızı, dünyaya bakışımızı anlatıyorum.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Vatandaşın itirazı bunlar, bizim değil vatandaşın. Bir pazara çık sen!
EFKAN ALA (Devamla) - Vatandaşı biz yirmi iki yıldır bihakkın temsil ediyoruz, bihakkın temsil ediyoruz; iradeyi en iyi şekilde temsil ediyoruz değerli kardeşlerim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Siz, sandıkla daha yeni hemhâl oluyorsunuz. Neyse...
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Ya, ya! Senin yaşın kadar siyaset yaptım ben.
EFKAN ALA (Devamla) - Yani iktidarın yolunun oralardan geçtiğini bütün partilerin bihakkın bilerek ona göre davranmasından ben büyük bir memnuniyet duyarım.
Değerli arkadaşlar, küresel ve bölgesel konjonktürdeki olumsuz gelişmelere rağmen temel makroekonomik göstergelerde öngörü ve hedeflerimizi gerçekleştiriyoruz. Öngördüğümüz takvimle uyumlu olarak enflasyonda düşüş süreci devam etmektedir. Vatandaşlarımız müsterih olsun, biz ekonomi programımızı kararlılıkla uyguluyoruz, planladığımız şekilde sonuçları alıyoruz. Enflasyonu, öngördüğümüz takvimde tek haneli rakamlara in-di-re-ceğiz! (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Cari işlemler açığının millî gelire oranını yüzde 1'in altına düşürdük. Brüt uluslararası rezervlerimiz ise 156 milyar doları aştı.
MURAT EMİR (Ankara) - Kaç lira faiz veriyorsunuz? Faizi söyle, faizi!
EFKAN ALA (Devamla) - Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları da bu olumlu gidişatı teyit ederek Türkiye'nin kredi notunu üst üste yükseltti hatta bazıları 2 kademe birden artırdı. Değerli kardeşlerim, önceden yarışa girmişlerdi düşürmek için. Rezervlerdeki artış, risk primindeki düşüş ve Türk lirası mevduatları artışı, ekonomi politikalarının doğru yönde ilerlediğinin ve piyasalarda olumlu bir hava oluştuğunun somut göstergeleridir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; makroekonomik göstergelerdeki bütün bu olumlu gelişmeler, ülkemize yönelik yatırımcı bakışını da pozitif yönde etkilemektedir. Sadece bir rakamı takdirlerinize arz edeceğim, AK PARTİ hükûmetlerine kadar elimizdeki veriler bunlar: 1973'ten 2002'ye kadar Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırım miktarı 15,1 milyar dolar. AK PARTİ hükûmetleri döneminde yani iktidara geldiğimiz 2002'den bugüne kadar, değerli kardeşlerim, 269,3 milyar dolar yabancı yatırım gelmiş; biz 2007'de 22 milyar dolar dışarıdan yabancı yatırım aldık. Dolayısıyla, değerli kardeşlerim, yirmi iki yıldır uyguladığımız bu politikalar sonuçlarını vermektedir. Elbette, dünya konjonktüründen kaynaklanan problemler dolayısıyla içeride de bazı problemler yaşadık; onları da giderecek olan, o başarılara imza atmış olan bu lider, bu kadro ve bu ekiptir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Önümüzdeki dönemde, dünya ekonomisindeki gelişmeleri dikkate alarak Türkiye'nin yatırım, üretim ve ihracat üssü olmasını sağlayacak, AR-GE ve yenilikçi ekosistemi güçlendirecek, yeşil ve dijital dönüşümü hızlandıracak, verimliliği artıracak ve beşerî sermaye kalitesini yükseltecek politikalara, değerli kardeşlerim, daha fazla ağırlık vereceğiz. Orta vadeli programda ortaya koyduğumuz politikalarla enflasyonu tek haneye düşürerek fiyat istikrarını sağlamak, cari işlemler dengesini yapısal olarak iyileştirmek, katma değeri yüksek ve teknoloji yoğun üretimi artırmak, rekabet gücümüzü yükselterek kalıcı refah artışı sağlamak temel hedefimizdir.
Siyasetimizin ve uyguladığımız ekonomik programın temel amacı; emeklimizin, işçimizin, memurumuzun, çiftçimizin, esnafımızın, gençlerimizin, toplumumuzun her kesiminin refahını artırmaktır. Biz bu hedefleri gerçekleştirme hususunda kararlıyız, 2025 yılı bütçemiz de bu programın bir adımıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünya, bugün küresel terör, düzensiz göç, artan işsizlik, çevresel tahribat ve siber tehdit gibi sorunlarla birlikte ciddi bir belirsizlik ve öngörülemezlikle karşı karşıyadır. Küresel ticaret savaşları, yükselen yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı, bölgesel çatışmalar güncel ve yakıcı bir hâl almıştır. Bu gelişmeler, dünyada ekonomik yönden içe kapanmayı ve korumacılığı beslerken siyasal yönden gelişmiş ülkelerde bugüne kadar "marjinal" olarak tanımlanan aşırı siyasal akımları beslemeye başlamıştır. Bu akımlar bazı ülkelerde ana muhalefet konumuna yükselmiş, bazı ülkelerde de iktidar ortağı olmuşlardır. Bu ülkeler ne yazık ki bir demokratik durgunluk, hatta bir demokratik gerileme dönemine girmiştir. Uluslararası kuruluşlar ise maalesef yapıları itibarıyla adaletsiz, fonksiyonları bakımından da etkisiz durumdadırlar.
Mevcut gelişmeler henüz küresel çapta bir sıcak çatışmaya dönüşmemiş olsa da her zamankinden daha tedbirli ve dikkatli olmak mecburiyetindeyiz. Bütün bu gelişmelere rağmen Türkiye olarak ihtiyatlı iyimserliğimizi muhafaza ederken küresel sistemdeki adaletsizliklere, zulüm ve haksızlıklara itiraz ediyor; Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle "Dünya 5’ten büyüktür ve daha adil bir dünya mümkündür." diyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, yukarıda kısaca değindiğim bölgesel çatışmaların önemli bir kısmı etrafımızda cereyan etmektedir. Suriye'de 2011 yılında başlayan, yarım milyondan fazla insanın ölümüne, milyonlarcasının yerinden edilmesine ve ülkede büyük bir yıkıma yol açan bir dönemin ardından Suriye halkı ülkesinin geleceğine kendisinin karar vereceği bir aşamaya varmıştır.
İçinde bulunduğumuz dönem, esasen, ülkemizin Suriye özelinde takip ettiği politikanın ve önceliklerin ne kadar isabetli olduğunu ortaya koymuştur; aynı zamanda, endişelerimizin de haklı çıktığını göstermiştir. Özellikle son aylarda Sayın Cumhurbaşkanımızın Suriye'de yaklaşan süreci öngörerek başlattığı inisiyatiflerin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Başından bu yana Suriye'ye yönelik yürüttüğümüz politikamızın ana unsurlarını terörün Suriye topraklarından temizlenmesi, ülkenin birlik ve toprak bütünlüğünün korunması suretiyle siyasi süreçte ilerleme kaydedilmesi ve Suriyelilerin güvenli ve gönüllü bir şekilde ülkelerine dönmesi oluşturmuştur. Bu amaçlar doğrultusunda gelişme kaydedilmesi için Suriye'de sükûnetin sağlanmasına odaklanan ülkemiz Astana süreciyle çatışmaların durulmasını sağlamış ancak bu değerlendirilememiştir. Suriye'deki kronik sorunların çözümsüzlüğüyle halkta yükselen memnuniyetsizlik dalgası rejimin saldırıları nedeniyle yaşanan sivil kayıplarla birleşince Suriye Baas rejimi tarihe karışmıştır.
Bundan sonraki aşamada artık ileriye odaklanmalıyız. Suriye halkının önünde yeni bir gelecek imkânı mevcuttur. Aynı zamanda üstlenilmesi gereken büyük bir sorumluluk bulunmaktadır. Bundan sonraki süreçte huzurun ve barışın hâkim olduğu, farklı etnik grupların yan yana barış içinde yaşadığı ve komşuları için istikrarsızlık üretmeyen bir Suriye tesis edilmesini arzu ediyoruz. Suriye halkının intikam duygusuna kapılmadan, etnik çatışma yaşanmasına mahal vermeden düzenli bir şekilde geçiş sürecini yönetmesi gerekmektedir. Bunun için de Suriyeli muhaliflerin birlik içinde olması ve kapsayıcı bir geçiş hükûmetini süratle tesis etmeleri önem taşımaktadır, bugün de bunun çalışmalarını paylaştılar. Sonuçta devlet kurumlarının sekteye uğramadan faaliyet göstermesi bu geçiş sürecinin düzen içinde yürümesinin ana koşullarından biridir. Neticede, haksızlık ve zulme uğrayan Suriye halkı daha iyi koşullara kavuşma imkânı bulmuştur.
Türkiye, bundan sonra da Suriye'nin yaralarının sarılması; birliğinin, bütünlüğünün ve güvenliğinin sağlanması için ne yapılması gerekiyorsa sorumluluk üstlenmeye hazırdır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Nitekim, bu amaca yönelik olarak hem yerel düzlemde hem de bölgesel ve uluslararası düzeyde temaslarımızı ilk andan itibaren sürdürüyoruz. Bölge ülkeleriyle ve uluslararası aktörlerle bu konuda çalışmalarımızı önümüzdeki günlerde de sürdüreceğiz, daha da yoğunlaştıracağız. Bu sayede, evlerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca Suriyeli'nin kendi topraklarına dönmesi de sağlanmış olacaktır. Neticede, istikrarın tesis edilmediği bir Suriye sahasının bölge ve uluslararası toplum açısından birçok ilave sorun yaratacağı hatırda tutulmalıdır. Terör örgütlerinin her daim yaptıkları üzere, mevcut ortamdan istifade etmeye çalışabilecekleri açıktır. Sahadaki kontrolsüzlüğün yaratabileceği güvenlik riskleri de dikkate alınarak terör örgütlerinin oldubittilerine fırsat verilmeyecektir. Türkiye, Cumhurbaşkanımız liderliğinde Suriye'de barış ve istikrarın sağlanması için uluslararası platformlarda her türlü çabayı göstermekte, somut ve kapsayıcı çözümler üretmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Filistin'de eşsiz zulümler işleniyor. İsrail'de Netanyahu hükûmeti bir yılı aşkın süredir devlet terörü uyguluyor, Lübnan başta olmak üzere çatışmayı bölgeye yaymaya çalışıyor. İsrail'in bu saldırganlığı ve uluslararası hukuku hiçe sayan tutumu tüm bölgeyi büyük bir felaketin içine sürüklüyor. Türkiye, ilk günden beri uluslararası kurum ve kuruluşları sorumluluk almaya davet etmektedir. Biz, çare iki devletli çözüm diyoruz; biz, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen, coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devleti diyor ve öneriyoruz; bunun için çalışıyoruz ve bütün dünyaya çağrıda bulunuyoruz. Soykırım suçluları Netanyahu ve eski Savunma Bakanı hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından verilen tutuklama kararından büyük bir memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek isterim. Türkiye olarak Suriye ve Filistin konusu başta olmak üzere, Orta Doğu'daki bütün gelişmeleri ciddiyetle takip ediyor ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yürüttüğü baş döndürücü liderler diplomasisiyle bölgenin istikrar kazanması için gerekli her türlü adımı atıyoruz.
Diğer taraftan, Rusya ve Ukrayna savaşında yine en etkili inisiyatifi alan Türkiye Cumhuriyeti ve Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Türkiye bu bölgelerde tarihî sorumluluğunun gereğini yerine getirmekte, gönül coğrafyamızda barış ve huzura katkı sağlamaktadır.
Değerli arkadaşlar, böyle bir dönemde Türkiye'yi istikrar adası olarak korumak; birliğini, dirliğini tahkim etmek her birimize düşen tarihî bir sorumluluktur. Hem Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ve hem de Milliyetçi Hareket Partisi lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin Cumhur İttifakı olarak ortaya koydukları stratejik hedef ve politikaların bölgemizde yaşanan bu gelişmeler dikkate alındığında Türkiye'nin huzuru, güvenliği ve istikrarı için ne kadar önemli olduğu ve hayati öneme sahip olduğu daha iyi anlaşılacaktır. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ bir başarı hikâyesidir. Yirmi iki yıllık AK PARTİ iktidarları döneminde milletimizin desteğiyle, Türkiye ekonomisini bu kadar çalkantılı bir coğrafyada istikrar içinde 3 kattan fazla büyüttüğümüzü belirttim. Siyasette bir makas değişimi gerçekleştirdik. Siyaseti vesayetten kurtardık, millî iradeyi idareye hâkim kıldık. Bütün darbe girişimlerini püskürttük. Son sözü vesayet odaklarının temsilcilerinin söylediği bir Türkiye'den son sözü millî iradenin söylediği ve yüzde 52 oyla gelip Türkiye'yi yöneten Cumhurbaşkanımızın söylediği bir Türkiye'ye geldik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Türkiye Büyük Millet Meclisinin üzerinde hiçbir güç tanınmayan bir ülkeye geldik. Her şeye burada karar verilebilir; buyrun, verin.
Demokrasiyi güçlendirdik, devletin kurumlarını da güçlendirdik. Artık darbeler, bildiriler ve muhtıralar tarihe gömüldü. Bu sayededir ki değerli kardeşlerim, devletin kurumlarını da güçlendirdik ve bu sayededir ki bugün Libya'dan Kosova'ya, Irak'tan Somali'ye kadar dünyanın 16 farklı yerinde Türk Silahlı Kuvvetleri, ordumuz barış ve huzura katkı sağlıyor, terörle mücadelede tarih yazıyor. Hem demokrasiyi güçlendirdik hem kurumları güçlendirdik; AK PARTİ'nin farkı budur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Biz bu süreçleri yönetirken karşılaştığımız her engeli milletimizle beraber aştık. Bu siyasal değişimin sağladığı imkânlarla da birçok alanda devrim niteliğinde işler yaptık. Bunları da darbe girişimleri, muhtıralar, kapatma davaları, 367 garabeti, terör gibi birçok saldırı ve engellemelere rağmen gerçekleştirdik.
Değerli kardeşlerim, bu tuzaklar kurulurken her seferinde AK PARTİ'nin ve hiçbir şart altında millet iradesini teslim etmeyen bu hareketin lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın arkasında duran milletimizi saygıyla selamlıyorum. Bütün başarıların asıl sahibi aziz milletimizdir. (AK PARTİ sıralarında alkışlar)
Değerli milletvekilleri, burada iktidarımız boyunca yaptıklarımızı saymaya kalksak saatler yetmez ancak her biri daha önce yapılsa on yıllarca konuşulacak olan bazılarını da hatırlatmadan geçersek kendimize haksızlık etmiş oluruz.
Savunma sanayisinde devrim niteliğinde başarılara imza attık. Bugün dünyada insansız hava aracı üretebilen, İHA ve SİHA'ları üretebilen birkaç ülkeden biriyiz. Savunma sanayisi ihracatımız 5,6 milyar doları aştı, bu alandaki istihdam 91 bine ulaştı. Savunma sanayisindeki bu başarılarla terörle mücadelede de yöntem değiştirdik, terörle mücadeleyi artık sınırlarımızın dışında ve yuvalandıkları yerlerde yapıyoruz. Bu nedenledir ki terör örgütleri TUSAŞ saldırısıyla savunma sanayimizi hedef aldı. Değerli arkadaşlar, bu saldırılar bizi yolumuzdan döndüremez ancak bizim azim ve kararlılığımızı artırır. Bu vesileyle tekrar şehitlerimize Allah'tan rahmet, aziz milletimize başsağlığı diliyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin gururu yerli otomobilimiz Togg'u biz ürettik, biz! (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bundan gurur duyuyoruz.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Şimdi de gözden çıkardınız.
EFKAN ALA (Devamla) - TÜRKSAT 6A uydusunu geliştirdik, uydu filomuzu 9'a çıkardık. Arkadaşlar, bunlar tarihî başarılardır.
Türkiye'nin ilk nükleer santralini biz inşa ediyoruz. Karadeniz'de doğal gazı, Gabar'da da petrolü çıkardık. Türkiye'nin enerji kaynaklarını milletimizin hizmetine sunuyoruz.
Her biri dünya çapında birer proje olan Marmaray'ı, Avrasya Tüneli'ni, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü, Osmangazi Köprüsü'nü, Çanakkale Köprüsü'nü biz yaptık.
Yusufeli, Deriner, Ilısu Barajları gibi her biri dünya çapında projeleri milletimizin hizmetine sunduk.
Türkiye'yi hızlı trenle biz buluşturduk; otoyolları 1.700 kilometreden 3.700 kilometreye, bölünmüş yolları 6.000 kilometreden 29.500 kilometreye biz çıkardık ve Türkiye'nin ulaşımına çağ atlattık. İstanbul Havalimanı'nı biz yaptık ve değerli kardeşlerim, İstanbul'u dünyanın buluşma noktası hâline getirdik.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - İstanbul'da havalimanı yok muydu?
EFKAN ALA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, sadece İstanbul'dan Türkiye'nin nüfusundan fazla yolcu dünyanın çeşitli bölgelerine uçuş yapmaktadır. Türkiye'ye gelen turist sayısı 61 milyona, turizm gelirlerimiz 60 milyar dolara ulaştı. Turizmde dünyanın ilk 5 ülkesinden biri hâline geldik.
Değerli milletvekilleri, Kahramanmaraş'ta geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımız 155.000'inci deprem konutunun teslimini yaptı. 2024 yılının sonuna kadar 201.668 bağımsız bölümü daha teslim edeceğiz. 2025 yılının sonunda da 452.983 bağımsız bölümün teslimatını yapacağız. Devletimiz tüm imkânlarıyla halkımızın yanındadır, şehirlerimizi yeniden inşa ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Van, Bingöl, Elâzığ ve İzmir depremlerinde de aynı başarılara imza attık. Daha önceki depremlerde ilk önce hükûmetler enkazın altında kalıyordu; şimdi, bu büyük felakette devletimiz, Hükûmetimiz, milletimiz bütün imkân ve kabiliyetiyle seferber oldu. Bugüne kadar Türkiye genelinde TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 437 bin konutu inşa ettik ve milletimizin hizmetine sunduk.
Bugün artık unuttuğumuz KÖYDES projesiyle Türkiye'nin kronikleşmiş kırsal kesim problemlerini çözdük.
Her bir ile üniversite açtık, gençlerimiz ve geleceğimiz için 1.600'den fazla AR-GE ve tasarım merkezi kurduk, üniversitelerde harçları biz kaldırdık.
Hastanelerde memur, işçi, BAĞ-KUR ayrımını biz kaldırdık; şehir hastanelerini biz inşa ettik, sağlıkta devrim yaptık, hastanelerde rehin kalma ayıbına biz son verdik.
Değerli milletvekilleri, Avrupa Birliğine tam üyelik katılım müzakerelerini biz başlattık.
AK PARTİ olarak yaptığımız bazı işler var ki bunları da AK PARTİ'den başkası yapamazdı, yapmazdı. "Bin yıl sürecek." denen 28 Şubatı on yılda tarihin çöp sepetine gönderdik. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) İnanç özgürlüklerinin önündeki engelleri biz kaldırdık; gençlerimizi "başı açık" "başörtülü" olarak ayıran anlayışa biz son verdik.
İnsanlar çocuklarına istedikleri ismi koyamıyordu.
Yirmi dört saat yayın yapan televizyon kanalını biz kurduk.
Cemaat vakıflarının mülklerini iade ettik. Toplumsal barışın önündeki engelleri kaldırdık; biz ayrıştırmadık, birleştirdik.
Atatürk Kültür Merkezi'ni de yeniden inşa ettik, Taksim'e camiyi de biz yaptık, Ayasofya'yı da biz açtık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bunları yapan hareketin lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan, kadrosu AK PARTİ, arkasındaki güç de aziz milletimizdir; saygıyla selamlıyoruz. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz Türkiye'yi büyütmek, bu ülkeyi Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaştırmak, gençlerimizi bu yüzyılın fırsatlarıyla buluşturmak konusunda kararlıyız. Türkiye'yi bu amaçlarına ulaştıracak; dünyanın en gelişmiş, en kalkınmış, en müreffeh, en güçlü 10 ülkesi arasında yer almasını sağlayacak eş zamanlı, çok alanlı yapısal reformları ardı ardına yapmaya devam edeceğiz.
Değerli milletvekilleri, şu hususun altını özellikle çizmek isterim: Siyasetin bir ülkedeki temel fonksiyonu pozitif bir siyasi iklim oluşturmaktır. Onun için diyoruz ki: Gelin, 12 Eylül darbe anayasasının oluşturduğu sıkıntılı atmosferden bu ülkeyi kurtaralım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Ala, buyurun.
EFKAN ALA (Devamla) - Yeni sivil bir anayasa yapalım, Türkiye'nin geleceğini prangalardan kurtaralım, demokrasimizi güçlendirelim; gençlerimizin önünü açalım, fırsatlarını çoğaltalım. Biz, bu kapsamda, siyasal ve ekonomik alanda gerekli reformları yine yapacağız, demokrasimizin temel hak ve özgürlüklerini güçlendirecek adımları yine atacağız. Üretim teknolojilerinden dijital dönüşüme, yapay zekâdan bulut teknolojilerine kadar birçok alanda, başta gençler olmak üzere, tüm toplum kesimlerinin önünü açacak; ülkemizdeki üretim ekosistemini en üst düzeyde destekleyecek reformları hayata geçirmeye devam edeceğiz.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Yirmi iki yıl yetmedi mi? Urfa'da elektrikler yok, Urfa'da elektrikler yok!
EFKAN ALA (Devamla) - Bu çağ, yalnızca bir teknolojik yenilik dönemi değil aynı zamanda ekonomik, sosyal ve stratejik açıdan da yepyeni bir dönemin kapılarını aralamaktadır.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Urfa'da elektrikler yok. Nerede çağ atlamışız? Allah Allah!
EFKAN ALA (Devamla) - Bu kapının ardında duran fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek bizlerin sorumluluğundadır.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Urfa'da elektrikler yok ya! Nerede çağ atlamışız?
EFKAN ALA (Devamla) - İnsanlık, bilgiye erişim ve üretim biçimini köklü bir şekilde değiştiren dijital çağın tam ortasındadır. Yapay zekâ, büyük veri, nesnelerin interneti gibi teknolojiler sadece ekonomiyi değil, toplumsal yapıyı ve uluslararası güç dengelerini de yeniden şekillendirmektedir. Dijitalleşme, eğitimden sağlığa, sanayiden tarıma kadar her alanda köklü değişimlere yol açmaktadır.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Başkanım, Urfa'da elektrikler yok, elektrikler!
EFKAN ALA (Devamla) - Bu dönüşümde yer almak artık bir tercih değil, bir zorunluluktur. Dijital teknolojilerinin etkin kullanımı Türkiye'nin küresel rekabet gücünü artırmak için kritik bir fırsat sunmaktadır. Türkiye, bu alanda güçlü bir başlangıç yapma potansiyeline sahiptir.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Elektrikler yok doğru düzgün.
EFKAN ALA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, AK PARTİ olarak bu anlayışla çalışarak kalkınmamızı sürdürecek, sivil toplumun...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Ala, toplayın.
Buyurun.
EFKAN ALA (Devamla) - Efendim, sözümü çok kestiler, istirham ediyorum.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Başkanım, çağ atlayan ülkede Urfa'da elektrikler yok. Nasıl çağ atlamışız?
EFKAN ALA (Devamla) - Hâlen bağırıyorlar ama olsun, ben bir şey demeyeceğim artık.
Sayın Genel Başkan veya başka arkadaşlarımız konuşurken hiçbir şey söylemedim; lütfen, istirham ediyorum arkadaşlar, daha sonra ayrı ayrı dinler ve tartışırız.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Efendim, çağ atlamışız, elektrikler yok ama...
EFKAN ALA (Devamla) - Evet değerli arkadaşlar, kalkınmamızı sürdürecek; sivil toplum, insan hakları ve demokrasimizi güçlendirecek tüm toplum kesimlerinin huzur ve refahını artıracağız.
MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Anayasa'ya uyacak mısınız?
EFKAN ALA (Devamla) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; sözlerimi bitirmeden önce dile getirilen bazı hususlara yönelik de küçük değerlendirmelerde bulunmak istiyorum.
Değerli Genel Başkan, biz belediyeler konusunda eleştiriler yapıyoruz çünkü milletimiz de bu eleştirileri bizlere iletiyor. Bizim yaptığımız, belediyelerimize teslim ettiğimiz hizmetlerin gerektiği şekilde yürütülmesini arzu ediyoruz. AK PARTİ belediyeciliği kimseden bir şey öğrenecek değil çünkü Recep Tayyip Erdoğan'la başlanmış bir markadır ve defalarca seçimlerde de bunu başarmıştır. Sonunda bir ikaz verdi ama bilin ki onları toparlıyoruz. Siz bakmayın -bizdeki birçok araştırmaya bakıyoruz- AK PARTİ yine 1'inci parti olarak artık sahalarda değerli kardeşlerim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Biz, deprem ve kentsel dönüşümle ilgili bir şeyler yapsın belediyeler istiyoruz. Burada biz de destek oluruz çünkü bu millete bu acıları yaşatmamalıyız.
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Efkan Bey, siz belediyelere niye kayyum atıyorsunuz?
EFKAN ALA (Devamla) - SGK borçlarınızı ödemiyorsunuz. Peki, SGK borçlarınızı ödemiyorsunuz değerli kardeşlerim, ne yapıyorsunuz? Eser belediyeciliği yerine konser belediyeciliği yapıyor, 94 milyonu konsere harcıyorsunuz, bizim itirazımız bunadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Ama siz de bizim belediyeleri gasbediyorsunuz.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Kayyum belediyeciliği yapıyorsunuz.
EFKAN ALA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, sadece İstanbul Belediyesinin bütçesi, bizim birçok bakanlığımızdan, Dışişleri, İçişleri, Adalet, Gençlik ve Spor ve Ticaret Bakanlıklarından daha fazla. Onun için kaynak da var. Bizim size tavsiyemiz, bunlar işlerini yapsın ve kaynakları doğru kullansınlar.
MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - "İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder." dediniz ya o yüzden...
EFKAN ALA (Devamla) - Üniversite gençlerimizin yurtlara yerleşme oranı yüzde 97'dir, bunu Bakanımız da açıklamıştır değerli kardeşlerim. Orada Sayın Genel Başkana verilen bilgiler yanlış olabilir. Onun için bu yüzde 97'dir Sayın Genel Başkan.
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Bize niye kayyum atıyorsunuz, kayyum, kayyum?
EFKAN ALA (Devamla) - Anaokullara, kreşlere gelince; arkadaşlar, kreşlerle bizim bir derdimiz yok ama Sayın Genel Başkan, biz anaokullarını açma izni getirdik, Cumhuriyet Halk Partisi Anayasa Mahkemesine götürdü ve iptal ettirdi, biz ne yapabiliriz?
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Ah, zavallı, ah!
EFKAN ALA (Devamla) - Şimdi, evet, burada ekonomiye ilişkin değerlendirmeleri yaptınız. Elbette eleştiri her partinin hakkıdır ama eleştirmek bir proje, bir program değildir arkadaşlar. Popülist polemiklerle ekonomi yönetilemez, gelir artmaz. Biz, Cumhur İttifakı olarak bütün toplum kesimlerinin refahını artıracak, enflasyonu düşürecek, istihdamı, üretimi artıracak, ihracatı artıracak, Türkiye'yi dünyadaki en büyük ekonomilerden biri hâline getirecek ekonomi programımızı ve politikalarımızı uyguluyoruz. Eğer alternatif politikanız yoksa gelin bu programa destek verin ve millette güveni de daha artıralım, Türkiye'yi hedeflerine daha hızlı taşıyalım değerli kardeşlerim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Genel Başkan, son söz olarak şunu söylemek isterim, Anayasa konusunda çokça şunu söylüyorsunuz: "Anayasa uygulanmıyor."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Ala, toparlayın.
Buyurun.
EFKAN ALA (Devamla) - Ben orada çok samimi bir fikrimi paylaşayım: Sayın Genel Başkan, zaten kendi uygulamasını bile garanti altına alamayan bir Anayasa, değişiklik ihtiyacını bağırıyor demektir, bağırıyor demektir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Ya, Anayasa'yı siz uygulamıyorsunuz be!
EFKAN ALA (Devamla) - Şimdi, onun için meseleyi...
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - İnsan bunu da söyleyebilir mi ya! Anayasa'yı uygulamayan sensin! Anayasa kendi kendine mi uygulatmıyor kendini? İnsaf be kardeşim ya! Allah'ım, Ya Rabb'im ya!
EFKAN ALA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şimdi, daha geçtiğimiz seçimde Cumhuriyet Halk Partisi 6'lı bir masa kurdu. Masanın birinci ve en önemli gündemi neydi? Anayasa değişikliği. E, siz de onu söylüyorsunuz.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Ya, arkadaş, laf atmayalım diyoruz da... Bu olur mu yani Allah'ını seversen!
EFKAN ALA (Devamla) - Ama biz de kurulduğumuzdan beri, iktidara geldiğimizden beri Anayasa değişikliğini söylüyoruz, fırsat buldukça da Anayasa değişikliğini referanduma götürüyoruz, her seferinde de milletin onayını alıyoruz.
Son söz...
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Ya, ne içiyorsanız bize de verin ya, vallahi! Ne içiyorsanız bize de verin!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
EFKAN ALA (Devamla) - Mesele şudur, konu şudur: Siz, 82 darbe anayasasından memnun musunuz, değil misiniz? "Bunu değiştirelim." diyor musunuz, demiyor musunuz? O da, takdir de sizindir değerli kardeşlerim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Biz, 2017 anayasasından da memnun değiliz.
EFKAN ALA (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, aziz vatandaşlarım; sözlerimi bitirirken 2025 yılı bütçemizin ülkemize ve milletimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyor, sizleri hürmet, muhabbet ve saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)