GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: EĞİTİM VE İSTİHDAM SORUNLARINA VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:3
Birleşim:96
Tarih:24.04.2013

KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, yükseköğretimini tamamlayarak çalışmak isteyen meslektaşlarım ziraat mühendislerinin, veteriner hekimlerin, gıda mühendislerinin, su ürünleri mühendislerinin ve peyzaj mimarlarının sorunlarını dile getirmek amacıyla gündem dışı söz aldım ancak zaman darlığı nedeniyle bugün sadece ziraat mühendislerinin eğitimi ve istihdamı ile ilgili konuşacağım.

Değerli milletvekilleri, tarımsal yükseköğretimin başlangıcından yani 1848 yılından bu yana geçen yüz altmış beş yılda tarımsal yükseköğretimin geldiği nokta maalesef hiç de iç açıcı değildir. Benim de tarımsal yükseköğretime başladığım 1974 yılında 4 tane ziraat fakültesi var idi, mezun olduğum 1981 yılında ise 7 ziraat fakültesi bulunuyor idi. Bu fakülteler tüm coğrafi bölgelerimizde dağılmış idi. 1981 yılında kurulan YÖK önce bu ziraat fakültesinin açılmasına karar verirken açılacak fakülte için bir daha, daha önceden açılmış ve öğretim üyesi yeterli olan ziraat fakültesi görevlendirilir, görevlendirilen bu fakülte 7 öğretim üyesini kurucu olarak belirler ve bu üyeler çalışmalarını yapar, binaları  ve öğretim üyeleri hazır olduktan sonra fakülte eğitime başlar idi. Mesela Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Çukurova ve Uludağ üniversiteleri ziraat fakültelerinin kurulmasında bu görevi yapmıştır. Bugün ise Bakanlar Kurulu kararıyla, ön hazırlık yapılmadan yeni ziraat fakülteleri açılmakta ve açılan fakülteler bir iki yıl içerisinde öğrenci talep etmeye başlamaktadırlar. 2013 yılı başı itibarıyla Türkiye'de 33 üniversitede 26 ziraat, 5 ziraat ve doğa bilimleri, 2 tarım bilimleri ve teknolojileri fakültesi bulunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, sadece 2012 yılında 6 tarımsal yüksek öğretimle ilgili fakülte açılmıştır. 1980'lere kadar sınavlarda yüzde 1 ile 10 aralığına giren öğrencilerin tercih ettikleri ziraat fakülteleri son yıllarda çok düşük puanlarla öğrenci kabul etmesine rağmen, pek çok fakültede bazı bölümler öğrenci bulmakta zorlanmaktadırlar. Tıp fakülteleri için hastane neyse ziraat fakülteleri için de laboratuvar  ve araştırma ve uygulamaları da odur. Bugün pek çok fakültenin uygulama çiftliği yoktur. Aynı ekolojide ve birbirine çok yakın illerde ziraat fakülteleri açılmaktadır. Uygulanagelen bu yanlış politikalar sonucu, fakültelerden mezun olan on binlerce ziraat mühendisi boş gezmekte veya eğitimiyle alakası olmayan alanlarda çalışmaktadırlar. Şu anda öğretmenlik, polislik, mübaşirlik, gardiyanlık gibi kamu görevlerinde bulunan ziraat mühendisleri mevcuttur. Bu, ciddi bir israftır. Uygulanan bu yanlış politikalara bir an evvel son verilmelidir. Diğer taraftan, kamuoyunda ziraat mühendislerinin devlette istihdamı çok fazla gösterilmekte, meslektaşlarım Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı arasında oyalanmaktadırlar. Tarım Bakanı canlı yayında "Maliye Bakanlığından kadro istedik." diye beyanat veriyor, Maliye Bakanlığı ise "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Maliye Bakanlığından yeni atamalar için bir kadro talebi bulunmamaktadır." diyor. Olan Türk tarımına ve atama bekleyen meslektaşlarıma oluyor. Şu anda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığında 20 binden fazla boş kadro bulunmaktadır. Mühendislerimiz de bir an evvel çiftçilerimizle buluşmak, Türk tarımına katkı sağlamak, arazilerde çalışmak istemektedirler. Bu imkân onlara mutlaka verilmelidir. Millî ekonomisinin temeli ziraat olan ülkemize canlı hayvan ithal etmek, kurbanlık hayvan ithal etmek, karkas et ithal etmek, damızlık hayvan ithal etmek, yem ve yem bitkisi ithal etmek ve en üzücüsü de saman ithal etmek hiç yakışmamaktadır.

Değerli milletvekilleri, milyonlarca dönüm tarım yapılabilir hazine arazisi boş durmaktadır. Bir kanun veya kanun hükmünde kararnameyle bu arazileri işlemek isteyen ziraat mühendislerine tahsisi sağlanabilir. İşletme kredisi ve desteklemeleriyle buralarda örnek teknik tarım uygulamaları yapılabilir. Ülkemiz ekonomisine önemli bir istihdam ve katma değer sağlanmış olur.

Diğer taraftan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kanun hükmünde kararnameyle yeniden yapılandırma sürecinde; uzun yıllardır Bakanlığın merkez ve taşra teşkilatlarında müsteşar, müsteşar yardımcısı, genel müdür, genel müdür yardımcısı, daire başkanı, hukuk müşaviri, il müdürü gibi çok önemli görevleri ifa etmiş olan insanlar şimdi bakanlık müşaviri olarak görevlendirilmişlerdir. Doğrudan Bakana bağlı olarak görev yapması gereken bu insanlar merkez ve taşra birimlerinde çalışabilecek şekilde yeni bir düzenlemeyle ele alınmış ve bunlar, Bakanlık Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı emrinde görevlendirilmişlerdir. Bu görevlendirmeler, resmen, kanuna ve hukuka aykırıdır. Bu görevlendirmelerdeki müşavirler, âdeta, başmüşavir, hoş müşavir, boş müşavir şeklinde adlandırılmaktadırlar. Acilen bu uygulamaya son verilmelidir.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)