GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:27
Tarih:04.12.2024

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bugün, 8 farklı kanunda, 26 maddede değişiklik öngören, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hükümlerin yeniden hukuka aykırı bir şekilde düzenlendiği, tüm itirazlarımıza rağmen iktidarın Meclis Genel Kuruluna getirdiği torba yasa teklifinin görüşmelerine devam ediyoruz.

Teklifin söz aldığım 13'üncü maddesi yapı denetim kuruluşlarının görevlerini yerine getirmemesi durumundaki müeyyideleri düzenlemektedir. Madde daha ağır yaptırımlar getirilmesi, yapı denetim kuruluşlarına uygulanacak para cezalarının artırılması, yeni iş almaktan men cezalarının tekrarlanması durumunda yapı denetim kuruluşlarının izin belgesinin iptal edilerek faaliyetine son verilmesi, aynı takvim yılı içerisinde ikinci ve sonraki her yeni iş almaktan men cezası için teminat bedelinin yüzde 10'u kadar idari para cezası uygulanması, yapı denetim ve laboratuvar kuruluşlarından teminat alınması zorunluluğuna ilişkin düzenlemeler getirmektedir.

Hukuk devletinin en önemli ilkelerinden biri de belirlilik ilkesidir. Teklif maddesiyle 4708 sayılı Kanun’un 8'inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde değişiklik yapılmakta ve bendin ikinci fıkrasında "Ceza uygulanabilmesi için binanın taşıyıcı sisteminde onarılamaz düzeyde yapısal bir hasarın oluşması..." şeklinde muğlak ve belirlilikten uzak bir ibare getirilmektedir. Belirlilik ilkesi çerçevesinde kanuni düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir tereddüde ve şüpheye yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması gerektiğinden "onarılmaz düzeyde hasar" tanımının belirsizliğinin giderilmesi gerekmektedir. "Onarılmaz düzeyde hasar" ibaresi belirsizliğin önünü açıp farklı uygulamalara neden olarak eşitlik ilkesini de zedeleyecektir.

Yapı denetimi kamu güvenliğiyle doğrudan ilgili bir faaliyettir. İnsanların yaşadığı, çalıştığı ve kullandığı binalarının güvenliğini sağlamak kamu sağlığı ve can güvenliğiyle ilişkilidir. Anayasa’nın 17'nci maddesi insanların yaşam hakkını güvence altına almıştır. Bu maddede güvence altına alınan hak Anayasa’nın 5'inci maddesiyle birlikte değerlendirildiğinde devlete negatif ödevler yanında pozitif ödevler de yüklemektedir. Yaşamın korunması kapsamında imar düzeninin kurulması ve korunmasına ilişkin alınan önlemler ilgililerin yaşam hakkının korunmasına yönelik yükümlülüğün gereğidir. Bu bağlamda, yapı denetimi yalnızca teknik bir süreç olmayıp aynı zamanda vazgeçilemez bir kamu hizmetidir.

Özel sektörde faaliyet gösteren yapı denetim kuruluşları ekonomik kazanç amacı güden tüzel kişiler olarak faaliyet göstermektedir. Bu kuruluşların bağımsız bir şekilde karar verebilmesi ve tarafsız hareket edebilmesi, özellikle hizmet sundukları yapı sahipleriyle olan ilişkileri düşünüldüğünde son derece tartışmalıdır. Kamu otoritesinin devrettiği bir görev olan yapı denetim sürecinde öncelik her zaman kamu yararı olmalıdır ancak özel sektör kuruluşlarının bu süreçte ticaret odaklı bir yaklaşımla hareket etme eğiliminde olabileceği göz önünde bulundurulduğunda bu yetkinin kötüye kullanılabileceği ve kamu yararının zarar görebileceği açıktır. Deprem bölgelerinde yıkılan binaların çoğunun denetim yetersizliği sebebiyle, kalitesiz malzeme kullanımı nedeniyle yıkıldığı veya hasar gördüğü saptanmıştır. Yapı denetimlerini hatalı yapan kuruluşlara ilişkin yaptırımların ağırlaştırılması olumlu olsa da uygulamada yeterli denetimin olmadığı, rant öncelikli kararlar alındığı, gerekli nitelikleri taşımayan yapılara imar affı tanındığı ve suistimaller devam ettiği müddetçe can kayıplarının önüne geçilemeyeceği acı bir gerçektir. Bu bağlamda, teklifin 13'üncü maddesi üzerinde daha titiz bir çalışma yapılması, belirsiz ifadelerin ulusal ve uluslararası standartlara uygun şekilde netleşmesi ve yapı denetimi süreçlerinde kamu yararını önceleyen bir sistemin inşa edilmesi gereklidir.

Sonuç olarak, yapı denetim sistemi ülkemizin deprem gerçeği ve kamu güvenliğine olan doğrudan etkisi nedeniyle daha sıkı, şeffaf ve kamu yararını gözeten bir yaklaşımla yeniden düzenlenmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Suiçmez.

SİBEL SUİÇMEZ (Devamla) - Gelin, bunu bu torba yasada düzenleyeceğimize yapı denetim mevzuatını tüm taraflarla müzakere edelim ve bir bütün içerisinde yapı denetim sistemini baştan sona yeniden düzenleyelim. Aksi takdirde, mevcut düzenlemeler ve uygulamalardaki eksiklikler nedeniyle halkımızın güvenliğini, canını ve malını tehlikeye atan sonuçların artarak devam edeceğini ve bunun sorumluluğunun da size ait olacağını size bir kez daha hatırlatıyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)