GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:27
Tarih:04.12.2024

OKAN KONURALP (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özetle "Köy Kanunu" olarak adlandırılan kanun teklifinin 12'nci maddesi nedeniyle söz almış bulunmaktayım.

Cumhuriyet Halk Partisi mensubu arkadaşlarımın 12'nci maddeye ilişkin muhalefet şerhlerindeki değerlendirmelere katılıyorum. Arkadaşlarımın maddenin teklifteki hâliyle kabul edilmesi hâlinde yapı denetim süreçlerini kalite ve güvenlik açısından zayıflatacağı, küçük ölçekli projeler üzerindeki maliyet yükünü arttıracağı, denetim hizmet bedelinin arttırılması ve denetim süreçlerinin esnetilmesi nedeniyle denetim kalitesinin zayıflayacağı gerekçesiyle düzenlemenin yeniden ele alınması gerektiği önerisini destekliyorum.

Sayın milletvekilleri, bu vesileyle son günlerin tartışma konularının bazılarına ilişkin düşüncelerimi paylaşmak isterim. Sayın milletvekilleri, Tayyip Bey'in "prompter"ına metin yazarları zaman zaman Ece Ayhan'ın "Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük kardeşim." dizesini yerleştirir. Örneğin, Tayyip Bey yakın tarihli bir konuşmasında "Tüzüklerle çarpışarak büyüdük." diyen şairden ilham alarak "Biz de manşetlerle çarpışarak bugünlere geldik." demişti, anımsarsınız. Gerçi şair tüzükten kastının başka bir şey olduğunu vurguluyor ama kastını buradan alarak Sayın Başkandan uyarı almak istemem. Ben Tayyip Bey'in metin yazarlarının anladığı anlamda kalarak devam edeyim. Bu dizede geçen "tüzük" tıpkı kanun, yasa, yönetmelik, genelge ve benzer metinlerin arkasına saklanarak karşıtının önüne çıkarılan engelleri niteliyor; hâliyle dizenin bütünü de bu engellere karşı verilen mücadeleyi ifade ediyor. Yani Tayyip Bey "Önümüze 'Tüzük, kanun, yasa, yönetmelik, genelge.' diyerek engeller çıkardınız. Biz ise onlarla çarpışa çarpışa buralara geldik." demeye getiriyor. Peki öyleyse karşılaştığınızı iddia ettiğiniz engellilerin benzerlerini bizim önümüze ya da sizin gibi düşünmeyen yurttaşlarınızın önüne neden çıkarıyorsunuz? Örneğin, bir Anayasa Mahkemesi kararının arkasına sığınarak ağırlıklı olarak Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin hizmete açtığı kreşleri "ve/veya kreş" adı altında ifadesinden haklılık devşirmeye çalışarak bu yaşam merkezlerini kapatmak istiyorsunuz. Örneğin, on iki yıl önce yapılan bir taziyeden bile suç çıkarıp belediye başkanımızı terörist yaftasıyla görevden alıyorsunuz; Esenyurt'a, Mardin'e, Tunceli'ye kayyum atıyorsunuz. İlla görevden almak gerekiyorsa, görevden alınan belediye başkanının yerine belediye meclis üyeleri arasından yeni bir başkanın seçilmesine olanak tanıyan bir düzenlemeyi yaşama geçirmiyorsunuz. Barışçıl gösteri ve ifade özgürlüğü hakkını kullanan 9 genç Tayyip Bey'i İsrail'le ticaretin sürdüğü gerekçesiyle protesto ediyor; gençler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor; bu tutuklamaları savunuyorsunuz. Kanunlarla, kaidelerle, içtihatlarla saygılı olan sizmişsiniz gibi, bizim önümüze, muhalefetin önüne sizin gibi düşünmeyen her bireyin önüne tüzüklerle çıkıyorsunuz ve tüm bunları yaparken özetle ve mealen "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir." diyorsunuz ancak sözünüz hukuk devletine duydunuz bağlılıktan kaynaklanmıyor; aksine "ben iyide, doğruda başarılı değilsem muhalefetin de iyilerini, doğrularını engelleyeyim" yaklaşımı. Fakat unutmayın, kreş tartışması başlatarak CHP'li belediyeleri cezalandırmış olmuyorsunuz; siz, çocuklarını kreşe gönül rahatlığıyla emanet edebildiği için çalışabilen kadınları cezalandırıyorsunuz. Okullarda bir öğün ücretsiz yemek taleplerini reddeden sizler, kapatmak istediğiniz merkezlerde üç öğün yemek yiyebilen, pedagojik formasyonun evrensel ilkelerine uygun olacak şekilde akranlarıyla kaynaşan, bu kreşler yoluyla eğitimde fırsat eşitliği temel ilkesini yakalama şansı bulan çocukları cezalandırıyorsunuz. Bu merkezlerin tamamının ortak alanlarında kamera sistemi mevcut, tüm aileler çocuklarını. Belediyelere kayyum atıyorsunuz, kentin seçmenini cezalandırıyorsunuz. "Bir belediye başkanı suç işlemişse cezasını çeker ama yerine belediye meclisinden yenisi seçilir, doğrusu budur." diyoruz, siz ise aksine görevden uzaklaştırdığınız belediye başkanı yerine kaymakam veya vali atıyorsunuz yani "Benim adayımı seçmezsen senin seçtiğin adayı görevden alırım, tutuklarım." diyerek seçmene gözdağı veriyorsunuz. Kayyum politikası sandık yoluyla kazanamadığınızı ele geçirmesi siyasetidir ve hâliyle seçmen iradesinin gasbıdır fakat şunu unutmayın: Bu ve buna benzer kararların hukuki olması ya da hukuki görünmesi o kararların ahlaki ve vicdani olduğu anlamına gelmez.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Konuralp.

OKAN KONURALP (Devamla) - Başa dönecek olursak siz tüzüklerle çarpışmaktan geldiğinizi iddia ediyorsunuz, biz de tüzüklerinizle çarpışmaktan çekinmeyeceğimizi söylüyoruz. Tayyip Bey'in metin yazarlarının atladığı bir şeyi de anımsatmak isterim; o çok sevdiğiniz dizenin devamında "Velhasıl onlar vurdu, biz büyüdük kardeşim." dizesi vardır. Bu dizeden mülhem, velhasıl siz vurun, biz tüm cezalandırdığınız, cezalandırmak istediğiniz yurttaşlarımızla birlikte büyüyeceğiz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)