Konu: | Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 25 |
Tarih: | 28.11.2024 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben ülkemizin yeni ama iktidarın uzun zamandır taşlarını döşediği bir konu olan -malum olduğu üzere- kreşler ve vatandaşa bu hizmeti sunan özellikle muhalefet belediyelerine karşı başlatılan -tırnak içinde- kanuni görünümlü sindirme operasyonu hakkında konuşacağım.
Bakınız, Bakanlık yani iktidar, belediyelere bir yazı göndermiş ve özetle "Sen imkânı olmayan aileler istifade etsin diye kreş ve anaokulu açamazsın, açtıklarını da kapatacaksın." diyor, neden olarak da Anayasa Mahkemesinin 2007 yılında verdiği kararı gösteriyor. Karar ne zaman alınmış? 2007 yılında. Aradan geçmiş tam on yedi sene, beyefendilere ilham gelmiş, konunun farkına varmışlar ve bir anda aydınlanmışlar. Özellikle, Anayasa Mahkemesi kararlarına uyma ve saygı duyma konusunda -yine tırnak içinde- ne kadar hassas olduğunu bildiğimiz iktidar bir anda AYM'nin bu kararını hatırlayıvermiş(!) Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin "Gönderdiğimiz yazı kreşle alakalı değil, belediyelerin kreş açmasına yönelik bir engel ya da yasak yok. Kreşler zaten bizim Bakanlığımızın yetki alanında değil, bahsettikleri yazı anaokulu ve ana sınıflarıyla alakalı. 2007'den beri hiçbir belediyeye anaokulu veya ana sınıfı açması için ruhsat vermedik; açılanlar varsa kanuna aykırı biçimde açılmışlardır." diyerek lafı eğip büküyor ama yapmak istediğiniz şeyin çok açık olduğunu ve bunun taşlarını önceden döşemeye başladığınızı söylüyorduk ki gerçek ortaya çıktı. Nasıl mı? Belediyelere söz konusu tartışmalı yazıyı gönderen Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Fethullah Güner kısa bir süre önce özel anaokulu sahipleriyle yaptığı toplantılarda belediye kreşlerini kapatma müjdesi vermiş ve bu yetkili, belediyelerin şu an kanunen yapabilecekleri tek faaliyetin destek kursları yani üniversiteye veya liseye destek kursları olduğunu söylüyor; kanuna göre, belediyeler kendi çalışanları haricinde kamuya açık bir şekilde kreş hizmeti veremez." diyor yani Yusuf Tekin'in lafı eğip bükmesinin altında bu gerçeği ve niyeti gizlemek olduğu anlaşılıyor. Sorun şu ki: Bunun bilinmesini istememişler. 1 Kasım tarihinde söz konusu konuşmayı yapan Fethullah Güner'in bu videosu bir aydır Özel Anaokulları Derneğinin Instagram hesabında duruyormuş lakin kreş tartışmaları başlayınca gerçek ortaya çıkmasın diye bu videoyu silmişler.
Şimdi, ben buradan Bakana soruyorum: Hani kreşleri kastetmemiştiniz? Hani bizler okuduklarını anlayamayan kıt akıllı kişilerdik? Bu sözlerini sana aynen iade ediyorum. Ayrıca "2007'den beri hiçbir belediyeye anaokulu veya ana sınıfı açması için ruhsat vermedik." diyor ama mesela, İstanbul Bahçelievler Belediyesi bünyesinde 4 adet anaokulu yani okul öncesi eğitimi veren kurum var. AK PARTİ'li Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır bile bu duruma bir anlam verememiş ki şöyle diyor: "Anayasa Mahkemesi kararına rağmen Millî Eğitim Bakanlığı bizim buraları açmamıza nasıl izin verdi o zaman?" Yahu, sizin birbirinizden mi haberiniz yok, yoksa sizin kararttığınız gözleriniz hiçbir şeyi görmez mi oldu? İktidarın özellikle İstanbul, Ankara başta olmak üzere belediyelerin kreş hizmetini niçin engellemek istediği malum, lafı eveleyip gevelemenizin bir manası yok. Esasen böyle yaparak Ekrem İmamoğlu'nu, Mansur Yavaş'ı veya bir başka belediye başkanını cezalandırmıyorsunuz, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza yani milletimize kötülük yapıyorsunuz, yoksul halkımıza, annelere, babalara "Evinizde oturun, çalışmayın." diyorsunuz, "Evlenmeyin." diyorsunuz, "Çocuk yapmayın." diyorsunuz. Bir yandan "Nüfusumuz azaldı." diyorsunuz, bir yandan da bu çocuklar olduktan sonra bu kreşlere gönderenlere karşı da bu kreşlere el koymanın yollarını araştırıyorsunuz. Aklıma tam da bu yaşananlara denk düşen bir hikâye geldi: Adamın teki sihirli bir ampul bulmuş yolda; ampulü evirmiş çevirmiş, ampülün içerisinden bir cin çıkmış ve cin çıkınca "Dile benden ne dilersen." demiş. Vatandaş çok fakir, yoksul biri ama komşusuna haset etmiş, hiç sevmiyor vatandaş komşusunu -komşusundan intikam alacak ya- ve demiş ki: "Benim bir gözümü çıkar." Şimdi siz de aynısını yapıyorsunuz. Böylece vatandaşı, yarı aç yarı tok yaşayan zavallı bir adam olan vatandaşlarımızı bu konuda sefaletten kurtarmanız, yoksulluktan kurtarmanız, çaresizlikten kurtarmanız gerekirken başka şeyler düşünüyorsunuz.
Yine aynı şey, hani "Kreşleri kastetmemiştik." diyorsunuz ya, testinin içinde ne varsa dışına o sızarmış; sızdığının en iyi örneklerinden biri de budur işte. İlgili yazıda kreşleri kastetmemiş olabilirsiniz ama yazıyla öyle muğlak ve gri alanlar oluşturmuşsunuz ki her zaman olduğu gibi yasayı siyasi ajandanıza göre eğip bükeceksiniz. Aynen nerede olduğu gibi? Dezenformasyon yasasında olduğu gibi, 29'uncu maddede, RTÜK yasasında olduğu gibi, RTÜK'ün yaptığında olduğu gibi, düzenlemelerde olduğu gibi, etki ajanlığı yasasında olduğu gibi.
Şimdi ben Bakana soruyorum: Sana bağlı okulları pislik götürüyor, daha kendi sorumluluğunda olan okulları bile yönetemiyorsun ama çıkmışsın ekranlara "Kreşleri bize devretsinler." diye efeleniyorsun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Buraları da pislik götürsün diye mi sesleniyorsun? O nedenle bir kez daha...
Murat Kurum da seçimlerde aday olduğunda "Ben İstanbul'a ne kreşler açacağım." diyordu, Binali Yıldırım da 2019'da "300 kreş açacağım." ifadesini kullanıyordu.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Açtı, açtı!
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Bu kreşlerden elinizi çekin, çocuklar buralara devam etsinler. Eğer Türkiye'de yanlış yapan bir belediye varsa...
BAŞKAN - Sayın Özdağ, teşekkür ediyorum.
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - ...anaokulu ve ana sınıfı yapmada yanlış yapan varsa onu cezalandırın, bütün genele şamil bir yazı göndermeyin der, saygılar sunuyor, teşekkür ediyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)