GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:24
Tarih:27.11.2024

DEM PARTİ GRUBU ADINA BERİTAN GÜNEŞ ALTIN (Mardin) - Sayın milletvekilleri, bugün, Eber Gölü'nün kurumayla karşı karşıya kalması üzerine konuşacağız.

Biz, DEM PARTİ olarak ekolojiye ve ekosisteme tali bir konu olarak bakmayan, siyasetimizi doğrudan kadın özgürlükçü, demokratik, ekolojik bir paradigma üzerine inşa eden ve bu sacayağı içerisinde ekolojiyi en önemli yere koyan bir anlayıştan bahsediyoruz ve bizim ekoloji anlayışımız insanın doğa üzerinde tahakkümünü ve hükümranlığını değil doğrudan tüm canlıların bir arada, eşit bir şekilde yaşamasını savunuyor. Peki, olan tabloda biz ne görüyoruz? Olan tabloda bizim ekoloji anlayışımızdan çok uzak; bir ekoloji politikasına değil resmen yıkım politikasına dayalı bir politika görüyoruz ve şunu söyleyebiliriz ki AKP-MHP iktidarının aslında ekolojik bir ekoloji politikası ne yazık ki mevcut değil. Neden mi? Eber Gölü'ne bakalım: Afyon gibi yemyeşil bir yerdeki gölü bile kurutmayı başarmış bir iktidardan ve onun politikalarından bahsediyoruz. Bize göre kuruyan elbette sadece bir göl değildir; milyonlarca canlının yaşam alanıdır, binlerce yılın birikimi olan bir mirastır yok olan, aynı zamanda doğrudan bir ekolojik kırımdır. Uzmanlara göre Eber'in kurumasının sebebi baraj ve göletler, kurutma kanalları, atık ve organize sanayi, fabrika atıkları ve madenciliktir. Dikkatinizi çekmek isterim ki uzmanların belirttiği bütün sebepler insan icadı sebeplerdir; insan eliyle yapılmış, aynı zamanda AKP-MHP iktidarının eliyle doğaya verilen zararın göstergesidir. Ancak bu mesele ne yazık ki sadece Eber Gölü'yle de sınırlı değildir; madencilik faaliyetleriyle Afyon'u sermayenin kullanımına açan ve Afyon'daki gölü kurutan iktidar aynı zamanda Dersim Belediyemiz sermayeye açılan madencilikle mücadele ediyor diye Dersim Belediyemize de kayyum atayan, bunu bir gerekçe olarak gösteren bir iktidarın kendisidir. Bu mesele Türkiye'nin her yerinde sadece doğayı da hedef alan bir süreç değil, bir politika değildir; tarihsel kimliği, kültürel mirası, kolektif hafızayı da hedef alıyor. Nasıl hedef alıyor? Dersim'de, Diyarbakır'da, Şırnak'ta savaş politikalarıyla, güvenlik barajlarıyla, ağaç kesimleriyle, orman yangınlarıyla karşımıza çıkıyor. Bakın, sadece sadece Hasankeyf'e bakarak, Hasankeyf'in yok edilmesine bakarak ya da Nevala Kasaba'nın imara açılmasına bakarak bile aslında tarihe bir not düşürdünüz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Güneş Altın, lütfen tamamlayın.

BERİTAN GÜNEŞ ALTIN (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

Şu notu düşürdünüz: Aslında siz doğayı, insanı, kültürü bir arada yok ettiniz. Şırnak'ta, Hasankeyf'te, Diyarbakır'da, Dersim'de inşa edilen barajlarla benzer bir şekilde topyekûn bir savaş açtınız tarihsel mirasa ve kolektif hafızaya. Aynı zamanda, Mardin Mazıdağı'ndaki Eti Bakır tesislerinde bizler neden bir giz perdesinin olduğunu, orada ne olup bittiğini Mardin vekilleri olarak bilmiyoruz ve çok da merak ediyoruz. Maden arama adı altında, petrol arama adı altında dinamitlerle doğayı katlediyorsunuz. Gabar Dağı'nı delik deşik ettiniz, barajlarla doğal yaşamı kurutmayı başardınız ve biz bu sebeple, bunun daha fazla böyle gidemeyeceğini bilerek şu çağrıyı yapıyoruz Meclise: Bir salgına dönüşmüş bu yıkıma karşı Meclisin bir an önce bütün gücüyle bu önergeyi de onaylayarak, bir komisyon kurarak mücadele etmesi gerektiğini bir kez daha Meclise hatırlatmak istiyoruz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)