| Konu: | Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 26.11.2024 |
MHP GRUBU ADINA ERTUĞRUL GAZİ KONAL (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 174 sıra sayılı Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, Gazi Meclisimizi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlarken doğumunun 107'nci yılında merhum Başbuğ'umuz Alparslan Türkeş'i rahmetle, minnetle, özlemle anıyorum. Başbuğ'umuzun ifadesiyle: "İnsanların ve toplumların mutluluğu sağlıklı ve güçlü bulunmalarıyla başlar. Kendi kendine yeterli ve kendi gücüyle yaşayabilen kişi ve toplum olmak, insanlık şerefinin başlıca şartını teşkil eder. Bunun için düşünerek çalışmak, kişiler ve toplumların yükselişinin biricik yoludur. Bu sebepten insanlar erginlik kazandıkları çağdan itibaren toplum içindeki yerlerini ve hedeflerini tayin ederek çalışmak zorundadırlar. Bir milletin yükselişi, her şeyden önce insan sevgisi ve insanlara yararlı olma, insan varlığına saygı gösterme esasına dayanan manevi yüksek inanç sahibi bulunmasına ihtiyaç göstermektedir." Bizlerin de bu hedefte çalışmalarımızı yürüttüğümüzü, Başbuğ'umuzun millî doktrin "dokuz ışık" adıyla ortaya koymuş olduğu ülkücülüğün ana ilkeleri doğrultusunda ilerlediğimizi ifade etmekten bir kez daha onur duyduğumuzu belirtmek istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün ele aldığımız 174 sıra sayılı Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, köylerimizden şehirlerimize kadar uzanan geniş bir etki alanına sahiptir. Kırsal kalkınma, imar düzenlemeleri, kentsel dönüşüm ve çevre yönetimi gibi hayati alanlarda ülkemize önemli katkılar sunmayı hedeflemektedir. Teklifin içeriğinde yer alan değişiklikler, hem toplumsal yaşamımızın hem de ülkemizin geleceği için kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, teklifin öne çıkan maddelerini ve düzenlemelerin ülkemize ne gibi faydalar sağlayacağını değerlendirmek istiyorum.
Öncelikle, 442 sayılı Köy Kanunu'nun 3'üncü maddesinde yapılan değişiklikle, köyde ikamet eden ve köy nüfusuna kayıtlı olup evi bulunmayan ihtiyaç sahiplerine satılan taşınmazlar üzerinde çeşitli nedenlerle bina yapamayanlara ya da taksitlerini ödeyemeyen hak sahiplerine verilen süre 31 Aralık 2028 tarihine kadar uzatılmıştır. Bu teklifle, köylerimizde devam eden projelerin tamamlanması için yasal sürelerin uzatılması öngörülmektedir. Bilindiği üzere kırsal kalkınma projeleri, zaman zaman bürokratik süreçler, hava koşulları ve diğer beklenmeyen sebeplerle gecikmelere maruz kalabilmektedir. Bu düzenleme, kırsal altyapı projelerinin kesintiye uğramadan devam etmesini sağlamayı amaçlamaktadır ve böylece köylerimizde yaşayan vatandaşlarımızın hayat standartları artırılacaktır. Kırsal kalkınmanın teşvik edilmesi ve yerinde refahın sağlanması, köyden kente göçü azaltmanın da anahtar unsurlarından biridir.
Bir diğer önemli düzenleme, izinsiz yapılaşmanın önlenmesine yönelik olarak Gecekondu Kanunu'nda yapılan değişikliklerdir. Yapılan değişiklikle, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerde yapılacak izinsiz duvar, tel örgü ve çit dâhil olmak üzere bütün yapıların belediyeler ve il özel idarelerinin yanı sıra Toplu Konut İdaresi Başkanlığı kararıyla yıkılabilmesi ve Anayasa Mahkemesinin kararı doğrultusunda ilgili idare tarafından yapının yıkılmadan önce yıkım kararı alınması ve işlemin içeriğinden ilgili kişinin haberdar edilmesi suretiyle bu işleme karşı kullanabileceği dava açma hakkının korunması sağlanmaktadır. Hepimizin bildiği üzere izinsiz ve plansız yapılaşma, şehirlerimizin ve kırsal bölgelerimizin sağlıklı bir şekilde gelişmesini engellemekte, çevre düzenini bozmakta ve gelecekte karşılaşabileceğimiz ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Bu teklifle birlikte, belediyelere ve il özel idarelerine daha fazla yetki ve sorumluluk verilerek süreçlerin hızlandırılması ve izinsiz yapılaşmanın önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bu değişikliklerin şehirleşme sürecimizin daha düzenli ve daha sürdürülebilir bir şekilde ilerlemesine katkı sunacağına inanıyoruz. Aynı zamanda, bu düzenlemeler, kırsal bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın mülkiyet haklarının korunmasına da daha yaşanabilir alanların oluşturulmasına da olanak sağlayacaktır.
Değerli milletvekilleri, İmar Kanunu'nda yapılan değişiklikleri ifade edecek olursam 5'inci maddesinde yapılan değişiklikle "imar hakkı aktarımı" tanımı eklenmektedir. Aynı zamanda, yapılan değişiklikle, özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazların imar hakkı aktarımı yapılarak kamu mülkiyetine geçirilmesinin önü açılmıştır. Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda yapılan değişiklikle, elektronik haberleşme istasyonlarına ilişkin güvenlik sertifikası ve yer seçim belgesi gibi kriterler eklenerek bu yapıların insan sağlığı ile kent ve yapı estetiği bakımından da denetlenebilmesi mümkün kılınmaktadır. Bu çerçeve doğrultusunda İmar Kanunu'na eklenen imar hakkı aktarımı düzenlemesine dikkat çekmekte fayda vardır. Bu yeni düzenleme, mülkiyet haklarının korunmasını sağlarken kamu hizmet alanlarının genişletilmesine de olanak tanımaktadır. Aynı zamanda, imar hakkı aktarımı, hem vatandaşlarımızın haklarını gözeten hem de kamusal alanları planlamayı daha etkin hâle getiren bir yöntemdir. Bu sayede, kamu hizmet alanlarında ihtiyaç duyulan genişlemeler mülkiyet sahiplerinin mağduriyeti olmadan gerçekleşebilecektir. Ayrıca, imar planında adalet ve denge sağlanarak vatandaşlarımızın hakkına hâlel getirilmeden kamu yararı gözetilecektir.
Bir diğer yandan, teklifin Katma Değer Vergisi Kanunu'na yaptığı eklemeler kentsel dönüşüm projelerine verilen destekleri genişletmektedir. Kentsel dönüşüm, özellikle doğal afet riski altındaki alanlarda çok büyük önem taşımaktadır. Deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak şehirlerimizi daha güvenli ve yaşanabilir hâle getirmek hepimizin sorumluluğudur. Kentsel dönüşümün hızlanması bu hedefe ulaşmada önemli bir adımdır. Bu nedenle, kentsel dönüşüm projelerine yönelik vergi teşviklerinin artırılması bu dönüşüm sürecinin hızlandırılmasında büyük katkı sağlayacaktır. Bu bağlamda, afetlere karşı dirençli modern yaşam alanlarının oluşturulmasını destekleyen bu değişikliklerin hayati olduğunu vurgulamak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, teklifin çevresel düzenlemelere ilişkin maddeleri de oldukça önemlidir. Bu bakımdan, Türkiye'de Çevre Ajansının mevcut şirket kurma yetkisi yanında ortaklık da kurabileceğine ilişkin düzenleme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda, Ajansın organ ve birimlerine ilişkin kanuni düzenlemeler yapılmaktadır. Kamu hizmet alanlarının korunması ve çevresel planların etkin bir şekilde uygulanması, şehirlerimizin daha yaşanılır bir hâle getirilmesi için kritik öneme sahiptir. Bugün karşı karşıya olduğumuz çevresel sorunlar, yalnızca bugünün değil geleceğin de sorunudur. Bu nedenle, çevremizi koruma ve sürdürülebilir bir şekilde kullanma sorumluluğumuz vardır. Teklifin bu maddeleri, çevresel sürdürülebilirliği gözeterek şehirlerimizin yeşil alanlarını koruma ve genişletme, altyapı projelerinde çevreye duyarlılığı artırma hedefini taşımaktadır. Bu noktada, hepimizin bu düzenlemelere sahip çıkması gerektiğine inanıyorum.
4708 sayılı Yapı Denetimi Kanunu'nda yapılan değişiklikle, rüzgâr ve güneş enerjisi santralleri yapı denetiminden muaf tutulmuştur. Aynı zamanda, yapı denetim hizmet sözleşmelerinin kurulmaları ve yapı denetim firmalarının görevlendirilmelerine ilişkin düzenleme yapılarak inşaat alanı 500 metrekareye kadar olan yapılarda müteahhide yapı denetim firmasını seçme hakkı getirilmiştir. İnşaat alanı 500 metrekarenin üzerindeki inşaat alanlarındaysa müteahhit, sistemin otomatik olarak atayacağı iki firmadan biri konusunda tercih yapacaktır.
Yapı denetim firmalarına uygulanacak müeyyideler getirilmekte, denetim sorumluluğu üstlendiği yapının taşıyıcı sistemlerine on beş yıl içinde veya yapım aşaması çerçevesinde yer alan binanın taşıyıcı sisteminin onarılma düzeyinde yapısal bir hasarın oluşması hâlinde şirketin izin belgesi iptal edilmektedir. Yapılan değişiklikle, yapı denetim kuruluşlarının izin belgesinin doğrudan iptal edilmesine, laboratuvar kuruluşlarının ise yeni iş almaktan men cezası almasına veya direkt kapanmasına neden olan fiiller için cezalar düzenlenmiştir.
Bir diğer yapılan değişiklikle, bir ilde faaliyet gösteren yapı denetim kuruluşu sayısının Bakanlık tarafından belirleneceği, büyükşehirlerin birden fazla bölgeye ayrılabileceği ve denetim firmaları sayısının her bir bölge için ayrı ayrı belirleneceği hüküm altına alınmıştır. Görüldüğü üzere kanun teklifi, yapı güvenliğini artırmayı ve denetim süreçlerini daha etkin hâle getirmeyi amaçlamaktadır. Özellikle deprem riski taşıyan bölgelerde yapıların güvenliği, vatandaşlarımızın can güvenliği açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu düzenlemeler sayesinde, yapılarımızın denetimi daha sıkı hâle getirilecek ve olası afet durumunda ortaya çıkabilecek zararlar en aza indirilecektir. Bu konuda yapılan her türlü yasal düzenleme, milletimizin güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır ve bu değişiklikler, gelecekte karşılaşabileceğimiz riskleri önlemeye yönelik olarak atılmış adımlardır.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'da yapılan değişiklikler, afetlere karşı daha dirençli şehirler inşa etmemizi sağlayacak niteliktedir. Afet riski altındaki bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu düzenlemeler, afetlerin yıkıcı etkilerini azaltma ve riskleri minimize etme konusunda önemli bir rol oynayacaktır. Kentsel dönüşüm süreçlerinin hızlanması, hem can güvenliğinin sağlanmasına hem de yaşam kalitesinin artırılmasına doğrudan katkı sunacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanun teklifi, köylerimizin refahından şehirlerimizin güvenliğine kadar geniş bir yelpazede olumlu etkiler yaratacak düzenlemeler içermektedir. Kırsal kalkınmayı destekleyecek, plansız yapılaşmayı önleyecek, çevresel sürdürülebilirliği teşvik edecek ve şehirlerimizi daha yaşanabilir bir hâle getirecek olduğunu, Türkiye'nin geleceği adına büyük bir adım olduğunu düşünüyoruz ve buna inanıyoruz. Her bir düzenleme, vatandaşımızın yaşam kalitesini yükseltmek, doğal afetlere karşı daha dirençli ve güvenli yerleşim alanlarını inşa etmek için atılmış kıymetli adımlardır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu teklifi tüm yönleriyle desteklediğimizi ve bu kanun teklifinin hayırlı sonuçlar doğuracağına yürekten inandığımızı belirtiyor, teklifin hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamın geri kalan bölümünde yüksek müsaadenizle seçim bölgem Giresun'dan da biraz bahsetmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde tüm yurdumuzda etkisini gösteren yoğun kar yağışı Doğu Karadeniz'de de etkili olmuş, Giresun'un kırsal ilçe köy ve yayla yollarının da hemen hepsi ulaşıma kapanmıştır. Yağışın ilk dakikalarından itibaren gece gündüz vatandaşlarımız için çaba sarf edip mağduriyeti gideren Giresun İl Özel İdaresi, Karayolları, Belediye ve AFAD ekiplerini tebrik ediyor, çalışmalarında kolaylıklar diliyorum.
13'üncü yüzyılda Reşidüddin Fazlullah tarafından kayıt altına alınan Türklerin ve Oğuzların tarihi bahsinde "Nerede bir yağı yani düşman görse orada savaşır." diye tanımladığı Çepnilerin diyarı, Vilayet-i Çepni Giresun; Anadolu'nun fethinden bugüne kadar bu yüce milletin millî birliğinin -tabiri caizse- hep çimentosu olmuş, Osmanlı'dan cumhuriyete, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten bugüne kadar devlet büyüklerimizin, Meclisimizin, memleketimizin korunmasında hep en ön safta bulunmuş ve bulunmaya devam eden kadirşinas hemşehrilerimde ve şehrimde hep bir şeylerin eksik kaldığını üzülerek buradan belirtmek istiyorum.
"Cennet bahçesi" diye tabir edilecek doğasıyla Doğu Karadeniz'in incisi olan Giresun'da Doğu Karadeniz'in tek adası var ama adaya vatandaşı çıkaracak bir yolcu taşıtımız bulunmamakta. Bölgenin en nezih, en temiz denizi var ama düzenli sahil tesislerimiz bulunmamakta. Havasıyla, suyuyla, doğasıyla ömre ömür katan yaylalarımız, köylerimiz var ama konforlu yollarımız bulunmamakta. Kalelerimiz, tepelerimiz var ama yıllardır teleferiğimiz bulunmamakta. Havaalanımız var, yeterli uçuş seferlerimiz bulunmamakta. Tünellerimiz var, içinde ışıklandırması bulunmamakta.
İnanın, şu an kar altında, elektriği hava şartlarından dolayı defalarca kesilmiş, cep telefonları dahi çekmeyen, karalahana ve mısır ekmeğiyle kışı geçiren, bugün kapısını çalsak "Hiçbir eksiğimiz, isteğimiz yok; Allah devletimize zeval vermesin." diyerek bizleri karşılayacak, her biri bu milletin bir karakolu sayılacak binlerce Giresunlu hemşehrilerimin hanelerine yeterli ilgiyi gösterememenin hüznünü yaşıyorum.
Yıllardır beklediğimiz ve Giresun için hayati öneme sahip olan Güney Çevre Yolu'nun başlaması; Doğu Karadeniz'i ekonomik olarak canlandıracak Giresun Limanı ve serbest bölge talebimizin gerçekleşmesi; köy, yayla, mera problemlerimizin bir an önce yasal düzenlemelerle düzenlenip planlanması; yıllardır şehrimizde ilerlemeyen Yeşil Yol Projesi'nin artık hızlanması; bu çağda hiçbir şehrimize yakışmayan ilçe ve köylerimizin yol, su, elektrik, kanalizasyon hatlarının yenilenmesi; sanayi ve işletme teşviklerinin artırılarak istihdamımızın artırılması ve Giresun için olmazsa olmazımız fındığımızın hak ettiği değere ulaşması için tüm yetkililerden bir kez daha kıymetli şehrim ve hemşehrilerim adına atılımlar bekliyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)