| Konu: | Kayyum atamalarına, kumpas davalarına, tecride ve bunlarla yapılmak istenene, şafak operasyonuyla gözaltına alınanlara ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde yaşananlara ve birleşime ara verilme nedenine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 26.11.2024 |
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Evet, ben bunu bir ara olarak kabul etmedim ve o yüzden de yerimden kalkmadım sözüme devam edebilmek için. Neden? Meclisin hukukunu savunmak için, siyaseti savunmak için, sözün gücünü savunmak için yerimden kalkmadım. Burada sözlerin kesilmesini istemiyoruz; tam tersine, sözlerin çoğalmasını istiyoruz. Demokrasi için şiddete karşı, kayyuma karşı verdiğimiz mücadele bir siyaset mücadelesi olmalıdır, sözün gücüyle olmalıdır. O yüzden de kaldığım yerden devam edeceğim.
Bakın, kadına yönelik şiddet... İstanbul'un göbeğinde 3 ilçeyi dolaşarak 8 kişiyi katleden bir insan var; kadınları katletti, çocukları katletti. Daha geçen hafta, burada, evde tek başına kaldığı için yanan 5 çocuktan bahsettik. Anneleri aslında bir şiddet girdabı içinde, yoksulluktan çalışmaya gitmişti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Temelli, lütfen toparlayın.
Buyurun.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Tüm bunlar, bu sorunlar ortadayken biz burada işte "Türkiye'nin resmî dili Türkçedir." Bunu tartışan yok ki. Ya da "Meclisin çalışma dili Türkçedir." Bunu da tartışan yok. Biz burada evrensel, artık Latin Amerika'dan Uzak Doğu'ya, Hindistan'dan Güney Afrika'ya kadar bütün kadınların özgürlük mücadelesinin şiarı olmuş, tıpkı 1930'larda "..."(*) gibi, bugün de dünyanın ortak sloganı hâline gelmiş bir sözü söylediğimizde siz sözümüzü kestiniz dolayısıyla buna katılmıyoruz. Bu söz dünyanın bütün sokaklarında duvarlara "..."(*) olarak yazılır "..."(*) olarak da okunur. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)