| Konu: | Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 21.11.2024 |
ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Görüşülmekte olan kanun teklifinin 25'inci maddesi üzerinde grubumuz adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yarın 22 Kasım Dünya Diş Hekimleri Günü. Vatandaşlarımıza büyük bir özveriyle hizmet eden bütün diş hekimlerimize milletimiz adına teşekkür ediyorum. Bu vesileyle diş hekimlerimizin haklı taleplerini birkaç cümleyle ifade etmek istiyorum. Diş hekimliğinde sürekli artan kontenjan ve fakülte sayısı eğitimin niteliğinin düşmesine, aynı zamanda da istihdam problemlerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Diş hekimi adayı öğrencilerin eğitim hayatı boyunca kullandıkları malzemeleri kendi imkânlarınca temin etmek zorunda kalmaları ücretsiz eğitim haklarını sınırlayan bir durumdur. Vatandaşlarımız ağız ve diş sağlığı merkezlerinde tedavi olabilmek için haftalarca randevu beklemektedir. Hâl böyleyken mezun diş hekimi adaylarımız ise görevlerine atanmayı beklemektedir. 2024 yılı içerisinde ataması yapılan diş hekimi sayısı sadece 1.081'le sınırlı kalmıştır. Bakanlığın daha önce aile diş hekimliğinin kurulacağına ilişkin açıklamalarına rağmen uygulama sadece birkaç ille sınırlı kalmıştır. Bunların yanında, mezuniyet sonrası doktora eğitimindeki hekimlere herhangi bir ücret ödenmemektedir. Birçok fakültede akademisyen yetersizliği varken diş hekimliğinde uzmanlık sınavı için yeterli kontenjan açılmamaktadır. Ağız ve diş sağlığı merkezlerinde tedaviye ayrılan süre ve materyal yetersizdir. Diş hekimliği alanındaki temel problemlerin bir an önce giderilmesi temennisiyle bütün diş hekimlerinin 22 Kasım Dünya Diş Hekimleri Günü'nü kutluyorum.
Değerli milletvekilleri, dâhiliye memurlarımızı ilgilendiren ve farklı alanlarda cezai müeyyideleri düzenleyen bir kanun teklifinin görüşmelerini gerçekleştiriyoruz. Üzülerek bazı gerçekleri ifade etmemiz gerekiyor. Hoşumuza gitmese de sorunları kabul etmek, masaya yatırmak ve bunlara çözümler geliştirmek için çalışmalıyız. Son yıllarda ülkemizde suç oranları artıyor. Toplumumuzda genel bir cinnet hâli birçok farklı alanda kendini gösteriyor. Cezaları artırmak kolay bir çözüm yöntemi olarak görülse de ne yazık ki istenilen sonucu veremiyor. Sokak ortasındaki cinayetleri, uyuşturucuyu, kaçakçılığı, bahis ve kumarı, kara paranın aklanması gibi suçları önlemenin yolu güçlü ve tam bağımsız bir yargıdır. Güçlü yargı özgür uygulayıcılarla birlikte çözüm olabilir. Ancak ne yazık ki güçlü bir yargı sisteminden bahsedemiyoruz. Mahkemelerle birlikte yargı mensuplarımızın ciddi baskı altında tutulduğu bir ortamda suçların önlenmesini bekliyoruz. Bugün yapılan anketler gösteriyor ki yargıya güven oranı yüzde 20'lere kadar düşmüş vaziyettedir. Yani her 5 vatandaşımızdan 4'ü mahkemelere güvenmediğini ifade ediyor. Herhangi bir konu dolayısıyla mahkemelik olanlar uzun süre sonuç alamıyor. Adalet maalesef ki çoğu vatandaşlarımız için ya çok geç tecelli ediyor ya da hiç tecelli etmiyor. İnsanlarımız "Aman, mahkemelik olmayalım." diye birçok haksızlığı sineye çekiyor, yaşadığı mağduriyetle birlikte yaşamına devam ediyor. Oysaki mahkemeler sadece suçlu olanların kaçtığı merciler olmalıdır ancak ne hazindir ki tam tersi bir durumla karşı karşıyayız.
Değerli milletvekilleri, kökü çürümüş ağacın yapraklarındaki tozu almanın ağaca faydası yoktur. Bizler sorunların kaynağına odaklanmak durumundayız. Açık yarayı makyajla kapatmak nasıl ki yarayı iyileştirmiyorsa pansuman tedbirler de suçları ortadan kaldırmaya yetmeyecektir. Değerlerinden kopuk, bireyselleşmiş, suça meyilli neslin nasıl yetiştiğini hep birlikte sorgulamak durumundayız. Toplumumuzun huzura ihtiyaç duyduğu açıktır. Ahlaki ve manevi değerleri önceleyen bir yaklaşımın ortaya konulmasına ihtiyaç vardır. Çoğunluğu ve gücü değil hakkı üstün tutan bir anlayışın benimsenmesine ve tatbikine ihtiyaç vardır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)