Konu: | Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız'ın 166 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 5'inci maddesi üzerinde verilen önerge hakkında yaptığı konuşmasındaki bazı ifadeleri ile İstanbul Milletvekili Gökhan Günaydın'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 21 |
Tarih: | 20.11.2024 |
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI SÜLEYMAN SOYLU (İstanbul) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Tabii, gerek Komisyonda olsun gerekse Genel Kurulda olsun bu kanun teklifiyle ilgili hem verimli tartışmalar yapılıyor hem de çok verimli katkılar ortaya konuluyor ama mesele hem iktidarın sürekliliğine hem bir önceki, bir sonraki dönem tartışmalarına girerse biz buradan bir sonuç alamayız. İktidarlar süreklidir yani AK PARTİ yirmi iki yıldır iktidardır ve bu iktidar içerisinde de her bir biriminin kendine ait bir görev süresi vardır; o biter, öteki başlar ve siyasi partiler iktidara geldiklerinde kendi programları çerçevesinde yürürler yani oradaki kişilerin kendi arzularına ve isteklerine göre bir program uygulamazlar; halka bir taahhütleri vardır ve bu taahhütleri yerine getirirler. Bu farklı bir tartışma olarak bir siyasi serencama çekilmek istenebilir ama bunun bir sonucu olmaz; bu bir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI SÜLEYMAN SOYLU (İstanbul) - İkincisi: Ben merak ediyorum, bir ülkenin bakanı niçin uyuşturucu ticareti yapsın, niçin buna izin versin. Ne için yani? Burada bundan yıllar önce de bakanlar oldu, benden sonra da bakanlar oldu, bundan sonra da bakanlar olacak. Biz bu çatı altında bunu söyleyerek neyi sağlamaya çalışıyoruz? Hepimizin temel amacı, bu ülkede çocuklarımızın bu tip tehlikelerden uzak durmasını sağlayabilecek politikaları uygulamaktır.
Bu ülkede İçişleri Bakanı olduğum gün uyuşturucu madde bağımlılığından ölen sayısı 941'di, 941; bıraktığım gün -dünyanın hiçbir yerinde böyle bir ortalamayı kimse bulamaz- 247'ye düştü. Amerika'da milyonda 324 kişi ölürken bizim ülkemizde milyonda 5 kişi ölüyor; hiç ölmese keşke.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın lütfen.
Buyurun.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI SÜLEYMAN SOYLU (İstanbul) - Toparlayacağım, çok özür diliyorum.
Bakın, Almanya'da milyonda 30 kişi ölüyor.
MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Türkiye'de kaç şu anda?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI SÜLEYMAN SOYLU (İstanbul) - Bu ülkede İçişleri Bakanı olduğumuz gün -Adalet Bakanımız da buradaydı, beraber çalıştık- 35 bin kişi vardı uyuşturucudan cezaevinde; sahaya bastık, on binlerce, yüz binlerce operasyon yaptık. 80 bin operasyon yapılıyordu günde; savcılarımız, hâkimlerimiz, polislerimiz, jandarmalarımız yıllık operasyon sayısını 80 binden 240 bine çıkardı, 3 katına. Bu ülkede metruk binalar vardı, metruk binaların yıkılmasından tutun, bu ülkede -tekrar söyleyeyim- kanalizasyonlardan atık su alıp onların bütün Türkiye'de analizlerine kadar Türkiye'de büyük bir mücadele ortaya konuldu. Şu sorunun cevabını bu Meclise vermek zorundayım ben: "Peki, bu gelen adamlar nasıl geliyor, ne oluyor?"
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI SÜLEYMAN SOYLU (İstanbul) - Bitiriyorum.
BAŞKAN - Bitirelim lütfen.
Buyurun.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI SÜLEYMAN SOYLU (İstanbul) - Sizin bilmeniz için söylüyorum, burada Emniyetten de arkadaşlar var -ben anamdan İçişleri Bakanı doğmadım ama- INTERPOL'ün ve Europol'ün bültenle aramaları, polislerin el tabletlerine yani sizin "GBT" diye bildiğiniz bir şeye indirgenmiyordu. Talimatımla, 2021'in sonunda hatta itirazlara rağmen, bakın, itirazlara rağmen biz bunu niye indirgemiyoruz, Türkiye'ye kaçak gelen bir kişinin INTERPOL, Europol aramasını, bir polis veya jandarma arama yaptığı zaman bunun kırmızı bültenli olup olmadığını niçin bilmiyor dedim. Talimatımla beraber bir uygulama değişikliği olarak -bir kanun değişikliği olarak değil- bu uygulandı ve ondan sonra Türkiye'de biz sapır sapır Türkiye'ye sahte pasaportlarla gelen veya geldikten sonra... Yine bir yanlış bilginiz daha var, onu da düzeltmek zorundayım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI SÜLEYMAN SOYLU (İstanbul) - Bitiriyorum.
BAŞKAN - Son defa uzatıyorum.
Buyurun, toparlayın lütfen.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI SÜLEYMAN SOYLU (İstanbul) - Mesela, geçen gün bir gazetede yayınlandı: "Bir uyuşturucu baronu yakalandı." E, yakalandı da ne zaman girmiş? 2024'ün Martında. Nasıl girmiş? Girmiş, girdikten sonra kırmızı bülteni veya difüzyonla yeşil bülteni çıkmış; bizim sisteme düşmüş, nerede oturduğu belli, sistem alarm vermiş -hani otele gittiği zaman alarm verir, diğer noktaya gittiği zaman alarm verir- ve alarm verdiğinde de yakalanmış. Şimdi, buraya sahte pasaportla da girebilir, girdiği zaman kırmızı bültenle, yeşil bültenle, mavi bültenle aranmadığı hâlde daha sonra arandığı zaman da olabilir. Şimdi, bu bütün dünya ülkelerinin hepsinde var, şurada var, şurada; kırmızı bültenle, yeşil bültenle, mavi bültenle aradığımız onlarca insan başka ülkelerde şu anda; vermiyorlar bize, istiyoruz, biz istememize rağmen vermiyorlar.
Şimdi, burada bir siyasal eleştiri yapabiliriz, bu sonuna kadar herkesin hakkıdır ama ben bu ülkenin İçişleri Bakanlığını yaptım yedi yıl.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI SÜLEYMAN SOYLU (İstanbul) - Son cümlemi tamamlayayım, bitireyim Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun.
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI SÜLEYMAN SOYLU (İstanbul) - Hakkını helal et.
BAŞKAN - O başka bir konu. (Gülüşmeler, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar )
İÇİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI SÜLEYMAN SOYLU (İstanbul) - Bu tip değerlendirmeler sadece bu ülkenin kendi hukukuna yapılan bir haksızlıktır, biz bu çatı altında bu haksızlıkları yapmayalım. Başka işlemlerimiz vardır, eleştirirsiniz sonuna kadar; kabul ederiz, etmeyiz, toplum kabul eder ama toplumun vicdanı da bu söylediğinizi kabul etmez yani. Onun için ben bu rakamları verdim. Bugün de İçişleri Bakanlığı; biz ne yapıyorsak, benden önce ne yapılıyorsa, benim dönemimde ne yapılıyorsa daha fazlasını yapıyor. Hangi polis veya hangi jandarma, önündeki uyuşturucuyla mücadeleyi arkaya atabilir? Bu, akıl türü bir şey değil. Kim buna "Hayır." veya kim buna "Evet." diyebilir?
Şeylerle ilgili de bu geri gönderme merkezine giden milletvekilleri var, arkadaşlar diyorlar ki: "Belli bir süre sonra gidileceği konusunda biz genel tespit edeceğiz, yardım edeceğiz."
Teşekkür ediyorum.