GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Dahiliye Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:21
Tarih:20.11.2024

CELAL FIRAT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; toplumsal barış açısından tüm halkların değerlerine saygı duymak, hak ve adaleti meşrulaştırmak temel görevimizdir. Barışı kapsamlı hâle getirerek sürece insani bakış katmak ise toplumsal erdemliliktir. Bu kadim coğrafyalarda yaşayan tüm halkların barışın inşasına katkısının olacağına hiç şüphe yoktur. Açlık, yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik, siyasi çıkmazlar, toplumsal gerginlikler, genel suç oranlarının artışı, doğal afetler arasında kalan halklarımızın geleceğine ışık olmak mecburiyetindeyiz. Barışın inşasında sosyal barış sağlayıcıları olan toplum liderlerine, yerel yönetimlere, sivil toplum temsilcilerine, iş dünyasına hepimizin ihtiyacı var. Ancak toplumun kendisi güven ve meşruiyet oluşturursa barışı zorlaştıran sosyal uyum sorununun da ortadan kalkacağına gönülden inanıyoruz. Hayalimizdeki o güzel geleceğin kurgusunu yapmak hiç de zor değil. Hamaseti, kışkırtmayı, ötekileştirmeyi, yok saymayı, kutuplaştırmayı, zulmetmeyi bırakmalı, barış umudunun peşinde halklar düzeyinde koşmalıyız.

Sayın milletvekilleri, yaşanacak güzel günler için her birimiz cesur bir söz, öncü bir çaba göstermeliyiz. Tüm farklılıklarımızla bir araya gelip toplumsal, sosyal, eğitimsel faaliyetlere katılmalı, barışın nidalarını söylemeliyiz. Böylece uzun vadeli toplumsal değişim için dönüştürücü olacağız. Birlikte hareket ederek, geleneksel tüm olumsuzluklara meydan okuyarak sürdürülebilir bir barışın temelini atmalıyız. Ayrıştırıcı değil birleştirici olmakla mükellefiz çünkü bu kadim coğrafyada geçmiş tarih bilinci, pozitif düşünceyle güçlü uygarlıklar yaratarak dünya halklarına yol gösterme deneyimine sahibiz.

Değerli milletvekilleri, bu toprakların değerleri bizim tarihimizi yüceltir. Bu tutum geçmişle hesaplaşma ya da yüzleşme konusunda yol gösterici değil yıkıcıdır, yok edici olmaktadır. 21'inci yüzyılda aynı sorunlar devam ediyor. Ne inkâr edilenler ne yok sayılanlar ortadan kalktı ne de sorun çözüldü. Adına ister "savaş" deyin, ister "çatışma" fark etmiyor; insanlarımız ölmeye, kutuplaşmaya, ayrışmaya devam ediyor, hapishaneler dolup taşıyor, dünyanın dört bir yanında bu ülkenin yurttaşları mülteci konumuna düşüyor, annelerin acıları azalmıyor, gözyaşları akmaya devam ediyor. Bu gözyaşlarının Diyarbakır'da, Trabzon'da, Edirne'de, Konya'da veyahut da başka herhangi bir yerde akmasının bir farkı var mıdır? Yoktur çünkü gözyaşının rengi de aynıdır, yaşanan acılar da aynıdır. Bu geleceksiz, güvencesiz yaşama "Dur!" demenin vakti gelmedi mi? Elbette ki bu kadar ölüm, acı, gözyaşı bu topluluklara yetmez mi? Yeter diyoruz. Bu böyle devam edemez, etmemeli; hepimiz birlikte bir yol bulmalıyız. Güzel bir gelecek hayali kurmanın, bunun için kolları sıvamanın tam zamanıdır.

Bizde, Alevilerde bir söz var: Tüm canlı ve cansız varlıkları Hakk'ın tezahürü olarak görürüz, hiçbir canlıyı düşman olarak görmeyiz. Onun farklılıklarını zenginlik, Hakk'ın işareti olarak biliriz. Varlığın yok sayılmasını, ötekileştirilmesini, inkârını, reddini Hakk'a saygısızlık ve zulüm olarak görürüz.

Sayın milletvekilleri, bugünlerde bir el uzatmayla başlayan bir tartışma yaşanıyor. Elbette ki herkesin bir hesabı vardır, olacaktır. Kangrenleşmiş, her gün yeni acılara neden olan Kürt sorununu çözmezsek, yüzleşmezsek, birbirimize elimizi uzatmazsak, barışımızı yapmazsak çocuklarımıza nasıl bir gelecek bırakacağız? Yeni acılar, kayıplar, düşmanlık tohumları dışında hiçbir şey bırakılmayacaktır. Yunus boşuna dememiştir: "Sevgi bizim dinimizdir, başka dine inanmayız." Bu yüzden bugünlerde barış için, uzlaşma için, diyalog ve çözüm için atılan her adımın, her sözün çok büyük kıymeti vardır diye düşünüyorum. Gelin, bu ülkede Kürt sorunu başta olmak üzere tüm meselelerimizi diyalogla, barışla çözelim.

Madımak'ta katledilen Sevgili Ozanımız Nesimi Çimen'in dizeleriyle sözüme son vermek istiyorum: "Dostluklar kurulsun, insanlar gülsün/Barış güvercini uçsun dünyada/Yok olsun kötülük, düşmanlık ölsün/Barış güvercini uçsun dünyada"

Saygılarımla. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)