| Konu: | Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş'ın mezarına, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'ne, yenidoğan çetesiyle ilgili davaya ve öğretmen atamalarındaki mülakata ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 20.11.2024 |
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Geçtiğimiz hafta, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 41'inci kuruluş yıl dönümü törenleri vesilesiyle Lefkoşa'daydık. Kıbrıs'la ilgili görüşlerimize ve gözlemlerimize yarın yapacağımız basın toplantısında ayrıca değineceğiz ancak bir konuya buradan tekrar dikkat çekmeyi faydalı buluyorum.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurucu Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Raif Denktaş'ın mezarını oğlu Serdar Denktaş'la birlikte ziyaret ettik ancak gördüğüm manzara beni ziyadesiyle derinden üzdü; bunu özellikle paylaşmak istiyorum. Sayın Denktaş bizim millî bir kahramanımızdır, Kıbrıs davasında önemli bir yeri vardır ancak böylesine önemli bir ismin mezarının çevre düzenlemesinin hâlâ yapılmamış olması gerçekten bir utançtır diye düşünüyorum. Tarihimizin özel bir parçasına, tarihe vefanın bir gereği olarak, millî kahramanımıza vefanın bir gereği olarak bu eksikliğin giderilmesi Türkiye'ye de düşer diye ifade etmek istiyorum; bunu özellikle belirtmek istedim.
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü, bugün hepimize bir kez daha hatırlatıyor ki her çocuğun sevgiyle büyüme, eğitim alma, güvende olma ve hayallerinin peşinden koşma hakkı vardır. Bir çocuğun gülüşü dünyanın en değerli hazinesidir ancak ne var ki bugün bile birçok çocuk savaşlar, yoksulluk, ihmal ve şiddet yüzünden bu haklarından mahrum kalmaktadır. Çocuklarımız, para kazanma uğruna maalesef caniler tarafından ölüme terk edilmektedir. Çocuklarımızdan kanlı ellerinizi, kirli ellerinizi çekin diyoruz.
Evet, bu konudan devamla, yenidoğan çetesiyle ilgili dava İstanbul'da görülüyor. Burada tabii ki biz bu davayı yakından takip ediyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir araştırma komisyonu kuruldu, bu Komisyona elimizden geldiğince katkılar sunuyoruz. Dün kürsüden bir şey paylaştım, bu konuyla ilgili yeni bir belge paylaştık; 2016 yılına kadar uzanıyor, bugünün konusu değil arkadaşlar. 2016 yılında Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu'na gelen bir ihbar mektubu üzerine bir inceleme, bir soruşturma talimatı veriliyor ve bu inceleme talimatı üzerine inceleme raporu oluşturuluyor. Bakın, bu raporda çok somut bulgular var, bu somut bulgulardan hareketle bir soruşturma talimatı veriliyor. Bakın, raporda ne yazıyor: "Tanı ve tedavi süreçlerinin yenidoğan alanındaki güncel tıbbi bilgilerle uyumlu olmadığı, bu durumun bebeklere zarar verebileceği ve hastanede yatış sürelerini uzatabileceği -bam teli burası- bu nedenle SGK'ye yüksek fatura çıkarılabileceği..." Bugünkü davayla aynı konu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Şimdi, biz diyoruz ki: Bakın, o gün, 2016 Mayısında Sayın Davutoğlu'nun hikâyesi yarım kaldığında bu soruşturmanın hikâyesi de yarım kalmış, bu soruşturma kapatılmış arkadaşlar. Bakın, çok önemli bir detay: Şu soruşturmada 2016'da adı geçen bazı şahıslar bugünkü davada sanık sandalyesinde oturuyor yani o gün de yapmışlar bu işi ama birileri bu işin üzerini kapatmış. Bizim, bu konunun üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonunda da gideceğimizi ifade etmek istiyorum.
Bir husus daha; bakın, bir husus daha: Yani eski Başbakan dönemine kadar uzanan, savcıları dahi tehdit eden bir çetenin sadece 2-3 hastaneyle sınırlı kalabileceğini ya da sadece yenidoğan bebeklerle sınırlı kalabileceğini düşünebilir miyiz? Bakın, bugün Ordu'dan bir doktorumuzdan ihbar mesajı geldi; 2019'da aynı olayı yaşamış. Bakın, bize yakınıyor, ismini vermiyoruz. Arkadaşlar, şunu söylemek istiyoruz: Bu konunun Türkiye'nin birçok yerinde yaşanmış olma ihtimali yüksek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Bu konunun daha detaylı araştırılması şarttır. Buradan ifade ediyorum: Türkiye'nin bir sağlıklı eller operasyonuna ihtiyacı vardır, bunun da üzerine titizlikle gidilmelidir.
Son olarak, şunu da ifade etmek istiyorum: Mülakat konusunu çok sık dile getirdik. Bakın, Bakanlığın önünde bizim gençlerimiz bir şey söylüyorlar, biz de buradan haftalardır bir şey söylüyoruz, diyoruz ki: AK PARTİ'li arkadaşlar, bir kere önünüze alın, ne dediğimize bir bakın.
BAŞKAN - Buyurun.
İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Ya, gerçekten baktınız mı arkadaşlar, derdimiz ne? Bakın, torpil yaptınız demiyoruz, bir sorun var; bu soruna dikkat çekmek istiyoruz. Mülakata giren bir yakınım yok ama gençlerimizin hepsi bizim kardeşimizdir, bu ülkenin geleceğidir. Bir sorun var, sorun şu: Bakın, farklı bölgelerdeki komisyonlar farklı puanlamalar yaptılar; Van'daki komisyon 5 puan fazla vermiş, İzmir'deki 2 puan fazla vermiş, İstanbul'daki yuvarlama yapmış. İstanbul Siyavuşpaşa'da mülakata giren gencimizin günahı nedir? Bakın, binlerce gencimizin hakkı yeniyor. Burada olması gereken, adaletli olunması gereken mesele şudur: Burada ek bir kontenjan açılmalıdır; KPSS puanında ilk 20 bine giren ama mülakatlarda bu kontenjanın dışında kalan öğretmenlerimiz için ek bir kontenjan açılmalı ve ek bir atama yapılmalıdır. Açık söylüyorum, bu konu bütün AK PARTİ'li arkadaşlarımızın üzerinde vebaldir. Bu vebali bir kere daha sizin üzerinize bırakıyorum.
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.