| Konu: | Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 14.11.2024 |
HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Her ne kadar Noterlik Kanunu Teklifi'nin 7'nci maddesi üzerinde söz almışsam da muhalefet ne söylerse söylesin, nasıl olsa AKP sıraları, MHP sıraları bunu kabul etmediğinden ben bir başka konu üzerinde konuşmak istiyorum.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan "Belediyelere sesleniyoruz, borçlarınızı ödeyin, haciz işlemlerini başlatacağız. Borçlarını en çok ödemeyen belediyeler CHP'li belediyeler." dedi.
Peki, belediyeler yıllar boyu adım adım nasıl borca battı? Sayıştay raporları bu konuda AKP'yi ve Erdoğan'ı ele veriyor. Sayıştay, belediyelerin biriken borçları konusunda yıllarca iktidarı uyarmış, raporlar yazmış ancak Sayın Erdoğan görmezden gelmiştir. Sayıştay, ezici çoğunluğu AKP'li olan belediyelerin oluşturduğu borçların ödenemez duruma geldiğini raporlarla her yıl iktidarın önüne koymuş ancak hiçbir adım atılmamış. Anlaşılan, Erdoğan, belediye kaynaklarının borçlar için değil yandaşlar için kullanılmasını uygun görmüş. Üstelik Grup Başkan Vekilimiz Sayın Murat Emir, CHP'li belediyelerin son beş yılda AKP yönetimlerinden devraldıkları SGK borçlarını yarı yarıya indirdiğini rakamlarla açıklamıştır.
Peki, SGK borçları neden şimdi hatırlandı? Müflis esnaf eski defterleri karıştırırmış misali, Sayın Erdoğan bir taşla birkaç kuş vurmak niyetiyle bir yandan boşalttıkları devlet kasasını doldurmak, diğer yandan CHP'li belediyelerin kaynaklarını hizmete değil, SGK'ye aktarmasını istiyor; bunun sonunda "CHP'li belediyeler halka hizmet götüremiyor." diyecek. Bakanın bu çıkışında samimiyet aramak mümkün değil. Çünkü incelediğimiz Sayıştay raporları her yıl belediyelerin hem hazineye hem de SGK'ye olan borçlarını artırarak biriktirdiği konusunda uyarıyor ve önlem alınmazsa bir süre sonra alacakların bütçe imkânlarıyla tahsil edilme imkânının ortadan kalkacağı konusunda değerlendirmeler yapılıyor. Örneğin, 2017 yılında toplam 1.397 belediyeden 1.084'ü SGK'ye borçlu ancak Sayın Erdoğan kılını kıpırdatmıyor çünkü bu belediyelerin yaklaşık yüzde 80'i AKP'nin elinde. Yirmi iki yıldır yönettikleri belediyeleri borç batağına sürükleyen Erdoğan iktidarı, belediyeler CHP'ye geçince aniden SGK borçlarını hatırlıyor, hesabı bize kesmeye çalışıyor; yok öyle yağma, AKP yer içer, hesabı CHP öder.
Değerli milletvekilleri, şimdi size bir başka konudan bahsetmek istiyorum. Daha önce bunu basında dile getirmiştik. 22 yaşındaki Doğuş Can Kavaklı, adaylar arasında en yüksek KPSS puanıyla girdiği Samsun Asarcık Kaymakamlığının mülakatından elendikten üç gün sonra canına kıydı. Doğuş Can yerine ondan 10 puan gerideki başka bir aday mülakatla kazandırıldı. Doğuş Can'ı ölüme sürükleyen mülakat heyetinde yer alan isimlerden biri dönemin Asarcık Kaymakam Vekili Hakan Köksal'dı. Doğuş Can'ın intiharının ardından sessiz sedasız görevden alınan Köksal'ın bu skandal mülakat olayı nedeniyle görevden alındığı düşünülürken daha sonra yaşanan gelişmeler bunun tam tersi olduğunu ortaya koyuyor çünkü Hakan Köksal, Kaymakam Vekilliğinden Kaymakamlığa terfi ettirilmeye hazırlanıyor; bunu Kahramanmaraş Dulkadiroğlu Kaymakamlığının resmi "web" sitesinde yapılan bir duyurudan anlıyoruz. 8 Kasım 2024 tarihli duyuruda İçişleri Bakanlığı tarafından ilçeye eğitimlerini tamamlamak üzere görevlendirilen 111'inci dönem kaymakam adayları arasında Hakan Köksal'ın adı "Kaymakam" diye geçiyor. Köksal, buradaki eğitimini tamamlayıp kaymakam olarak göreve başlayacak. Normal şartlarda, hakkında ciddi iddialar bulunan bir kamu görevlisi geçici olarak açığa alınır ya da en azından kızağa çekilir ancak görüldüğü üzere, bırakın bu tedbirleri, âdeta terfi ettiriliyor. Üstelik Doğuş Can'ın intiharının hemen arkasından Asarcık Kaymakamlığının "web" sitesinden mülakat listesinin kaldırıldığı ortaya çıkıyor. Doğuş Can'ın isminin yer aldığı mülakat listesi neden kaldırılmıştır? Kaymakam Vekili Köksal'ın talimatı olmadan resmî sitesinden duyuru kaldırılabilir mi? Bu, delil karartma anlamına gelmez mi? Üstelik bu mülakat heyetinde bir de ilçenin Müftüsü var. İlçenin Müftüsü bu Doğuş Can'a soruyor: "Hangi takımı tutuyorsun?"
Evet, AKP, adına "mülakat" denilen torpil sisteminden bir türlü vazgeçmiyor ancak biz bunun peşini bırakmayacağız. Sayın Cumhurbaşkanının seçimlerden önce vermiş olduğu sözü tutmasını ve "mülakat" denilen bu adam kayırma, torpil sisteminden bir an önce vazgeçmesini bekliyoruz. Bu işin peşini bırakmayacağız, sonuna kadar takipçisi olacağız.
Teşekkür eder, saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)