| Konu: | TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 18.04.2013 |
H. HAMİ YILDIRIM (Burdur) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı hakkında şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Demiryollarına dair bir yasayı görüşüyoruz madem, öncelikle, bugüne kadar ülke demir yollarına emek veren, tekeri döndürmek için, treni yürütmek için çaba gösteren bu ülkenin demir yolcularına teşekkür ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti Demiryollarını modern anlamda örgütleyen, yabancıların tekelinde bulunan demir yolculuk mesleğini bir demir yolcu kuşak yetiştirerek bizim insanımıza öğreten, demir yolcuların "baba" olarak gördüğü ilk Demiryolları Genel Müdürü, sonrasında Nafia Vekili olan, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Paris sefirimiz rahmetli Behiç Erkin'i ve arkadaşlarını rahmetle, minnetle anıyorum. Aynı şekilde, açılan her karış tünel için, döşenen her karış ray için inanılmaz heyecan duyan, cumhuriyetin ilk yıllarındaki demir yolcu kuşağı Behiç Bey'in talebelerini de rahmetle anıyorum.
Şuna inanıyorum ki bugünün yüksek hızlı tren hatlarını döşeyen, 2023 yılına kadar mevcut hattımızın 1 katı daha yol yapmayı kesin hedef hâline getiren bugünün demir yolcuları da bundan doksan yıl sonra, yüz yıl sonra yine Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında rahmetle, minnetle anılacaklardır. Bugünün demir yolcularını canıgönülden selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; demir yolu meselesi bizim milletimiz için, bizim ülkemiz için başka ülkelerden farklı olarak bir kader meselesidir. Çünkü, Türk milletinin modernleşme hareketinin en etkin, en insani, en fazla sosyal sorumluluğu içinde barındıran projesi, demir yolu hamlesidir. Bugünden bakınca, mesele, o kadar çok kolay anlaşılmayabilir. Bakınız, bu ülkede ilk defa sıcak su şebekesiyle, ilk defa somun ekmeğiyle, eczaneyle, ilaçla, doktorla, kitapla, sinemayla, tiyatroyla, çevre düzenlemesiyle demir yolları sayesinde tanışan yüzlerce kasabamız var. Sağlık trenlerini, kütüphane trenlerini, sinema trenlerini bizden önceki kuşaklar iyi bilir.
Demir yolu geçen her şehir, tren istasyonu etrafında gelişmiş, şehrin en işlek caddesi, nabzının attığı cadde istasyon caddeleri olmuştur.
Bu coğrafyada özellikle cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren yapılan her karış demir yolu insanımızın eli, ayağı, gözü, kulağı olmuştur. Askere giden her vatan evladına "sülüs" adı altında ücretsiz tren seyahat belgesi verilmiş, her türlü nüfus hareketi demir yoluyla olmuş, ülke modernleşme sürecinde olduğu gibi şehirleşme sürecini de büyük ölçüde demir yolları sayesinde yaşamıştır. Tren bir ulaşım aracı olmaktan öte, neredeyse aileden birisi hâline gelmiştir.
Demir yollarının bu hayati fonksiyonu maalesef 1940'lardan itibaren zayıflamış, demir yolu yatırımları yapılmaz, yapılamaz hâle gelmiş ve ülkemizin yüz akı olan bu müessese maalesef kendi hâline terk edilmiştir. Ne zamana kadar? AK PARTİ Hükûmeti işbaşına gelene kadar. İşte bugün yüksek hızlı tren hatlarımız var. Bugün pek çok demir yolu sanayisi ürünlerinde dünyanın ilk 10'undayız. Ankara-Konya arasında yüksek hızlı trenlerin dolmuş gibi çalışacağı kimsenin aklına gelmezdi. Şu anda ben bu konuşmayı yaparken devam eden yüzlerce kilometrelik yüksek hızlı demir yolu inşaatlarını yapmaya kimse cesaret edemezdi. Bu iş ufuk işidir, istikrar işidir, hizmet işidir.
Bakınız, bugün yapılan anketlerde insanımızın büyük çoğunluğu maliyeti ne olursa olsun yüksek hızlı tren hatlarının devam etmesini istiyor.
Başka ülkelerde yüksek hızlı trene binenler, bizim ülkemizdeki hızlı treni daha konforlu, daha kaliteli buluyorlar. Bunlara, bu tür beyanlara da yakın zamanda bütün Türkiye şahit oldu. Bu övünç, milletimizin övüncü olduğu kadar, onun bağrından çıkan Türkiye Büyük Millet Meclisinin de övüncüdür.
Bugün bir yasa görüşüyoruz. Diyoruz ki: Nasıl kara yollarında devlet altyapıyı yapıyorsa, hava yollarında havaalanlarını yapıyorsa, demir yollarında da altyapıyı devlet yapmaya devam etsin. İşletmeciliği hem devlet yapsın hem yeterliliği olan özel sektör yapsın. Hizmette devletle özel sektör el ele versin, demir yolları gelişmiş ülkelerde olduğu gibi daha fazla yolcu taşısın, daha fazla yük taşısın, daha fazla insanımıza hizmet etsin. Yasanın getirdiği budur arkadaşlar. Buna "özelleştirme" diyenler var. Yanılıyorlar, bu bir özelleştirme değildir.
TCDD, yasayla, işini daha iyi yapmak için altyapı ve işletmecilik olarak iki kamu kurumu, altını çiziyorum, iki kamu kurumu şeklinde yoluna devam edecek. Sadece, özel sektörün demir yolu işletmeciliği yapabilmesinin önündeki engeller kaldırılıyor, yeterliliği olan özel sektör kuruluşlarının da tren işletmeciliği yapabilmesinin önü açılıyor. Trafiği devlet düzenliyor, sertifikayı yine devlet veriyor. Hiçbir demiryolcu, hiçbir demir yolu mensubu, haklarından hiçbir şey kaybetmediği gibi demir yolu ailesine yeni katılanlar da aynı haklara sahip olacaklar. Altyapıdan sorumlu TCDD ile işletmecilikten sorumlu TCDD Taşımacılık AŞ kamu kurumu olarak yatırımları ve işletmeciliği yapmaya devam edecek. Bağlı ortaklıkların statüsünde herhangi bir değişiklik yapılmıyor, demiryolcuların statü kaybı olmuyor, sektör geliştikçe, tersine, statü kazancı olacak.
Bu bir ulaşım demokrasisidir arkadaşlar. Kanunla, sektöre girecek yeni işletmelerle birlikte demir yollarının atıl kapasitesi de kullanılmış olacak. Günde birkaç tren geçen yerler var, atıl kalması ülkenin ve taşımacılığımızın kaybı demek.
Yasa tasarısı hazırlanırken dünyadaki ulaşım politikaları dikkate alınmıştır. Demir yolunun geliştiği Avrupa ülkelerindeki örnekler incelenmiştir. Yasa, yenilikçi demir yolları için geleceğe yolculuk konseptinin hukuki ve idari altlığını oluşturmaktadır.
Bu millete hizmet yakışır arkadaşlar. Eğer binmeyen arkadaşımız varsa, Ankara-Eskişehir arasında yahut Ankara-Konya, Eskişehir-Konya arasında bir yüksek hızlı tren yolculuğu yapsın, o yolcuların fotoğrafı Türkiye fotoğrafıdır.
Ben kanunun hayırlı, uğurlu olmasını diliyor; büyük bir ivme kazanan demir yolu hamlemizin bu kanunla daha da gelişeceğine yürekten inanıyorum.
Değerli arkadaşlarım, sözlerimi bitirirken bir hususu hatırlatmak isterim: Eskiden "Kara tren gecikir, belki hiç gelmez." denirdi, bugün ise "Hızlı tren çabuk gelir, acele edelim." deniyor.
Sayın Bakanımız Binali Yıldırım'ı kutluyorum, ekibini kutluyorum.
Hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)