| Konu: | Saadet Partisi Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 14.11.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çiftçilerimizin mahsulünün tarlada para etmemesinin, fiyatlarının ise soframızda yangın çıkarmasının nedenlerinin araştırılması için Gelecek-Saadet Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet pandemiydi, küresel krizdi, Rusya-Ukrayna savaşıydı; hepsi geçti. Depolar basıldı, üreticiler terörist ilan edildi; o da geçti. Dünyada kriz varken dünya suçlandı, dünyada fiyatlar inmeye başlayınca ise sesler kesildi. Dünyada gıda fiyatlarındaki gerileme sürecinin başladığı Mart 2022’den bu yana düşüş yüzde 25'e yaklaşırken Türkiye’de aynı dönemde yüzde 210 artış yaşandı. Ağustos 2020-Temmuz 2024 döneminde kümülatif artış ne biliyor musunuz? Yüzde 522. Dünyada gıda enflasyonu düşerken bizde yüzde 70'lere yükseldi. Peki, bizi takip eden kim? Kaliforniya. Kaç? Yüzde 7. Aradaki farka bakar mısınız arkadaşlar! Dünyanın hemen her yerinden yaklaşık aynı şartlarda tarım yapılıyor ama onlar enflasyonu dizginleyebiliyor, biz ise kontrol altına alamıyoruz. Bu, hem yanlış enflasyon politikalarının hem de sistemsizlik sorununun sonucu arkadaşlar.
Hepiniz, özellikle Anadolu milletvekillerimiz yaz aylarını muhtemelen çiftçilerle geçirmiştir. Ben de Denizli’de biber tarlalarında, üzüm bağlarında, karpuz tarlalarında, süt çiftliklerinde çiftçilerimizle beraberdim ve hepsi mahsullerinin para etmeyişinden yakınıyordu. Karpuz tarlada 80 kuruştu, 8 kilometre ötesindeki markette 8 liraya satılıyordu. Biberin kilosuna tüccar tarlada 9 lira veriyordu, pazarda o tarihte 35 liraydı. İşte, birkaç hafta evvel limonun başına gelenler, çiftçi “Para etmiyor.” diye dökerken tezgâhta 100 liradan satıldı. Tarlada sanayilik domates 2 lira, sofralık domates 5 lirayken biz soframızda 70 liraya yedik. Tarladaki çiftçi malını dökerken sen de alamıyorsan eğer arz talep dengesi sağlıksız işliyordur.
Peki, nedir bu aradaki sağlıksız düzen? Arada lojistik var, mazottan vergi alınanın sesi çıkmıyor; gübrenin fiyatı yüksek, kazananlar ortada yok; enerji maliyetleri fırladı, konuşan yok; hal kanununun çıkmasını ise kimse istemiyor mesela. Bunlar eğer konuşulmuyorsa bunlara göz yumuluyor demektir ve mutlaka birilerinin çıkarı var demektir. Tarım politikalarındaki yanlışları daha ne kadar inkâr edecek, çözümü daha ne kadar öteleyeceksiniz arkadaşlar? Maliyetler düşürülmez, üretici para kazanamazsa, aracılık siyasetine bir çekidüzen verilmezse fiyat davranışlardaki kaos engellenemez ve gıda fiyatlarında düşüş sağlanamaz.
Tarım dünyamızın ortak aklının oluşturduğu bazı maddeler var ve onlara acilen odaklanmamız gerekiyor. Tarımı terk eden, arazilerini sattıran politikaya, yaşlanan kırsal nüfusa karşı önlem almamız gerekiyor. Bir üretim planlaması maalesef hâlâ yok, var olan da sadra şifa değil. Üretim planlaması sadece neyin ekilip ekilmeyeceğine karar vermek değildir; destekleme politikası, dış ticaret politikası, su, iklim, bölgesel dengeler, ürünün işlenmesi, taşınması, aracı kurumlar ve daha birçok faktörün gözetilerek yapılması gerekiyor.
Destekleme politikaları ise tam bir fiyasko hâline geldi. Tarım Yasası'na göre tarımsal desteklemeye ayrılacak bütçe gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1'i ama bu hükme rağmen hiçbir zaman uygulanmadı.
Nakliye, lojistik politikalarında da yine sıkıntılar var. Nakliye mesafelerini düşürecek bir planlamaya gidilmesi gerekiyor.
Zincir marketlerin piyasaları etkileme sorunu var arkadaşlar. Üretici ürettiği ürünün ne satışında ne de fiyatının belirlenmesinde söz sahibi. Marketlerin piyasadaki egemenliğinin, piyasanın belirlenmesindeki etkisinin kırılması gerekiyor.
Dış ticaret politikamız da yine yanlışlarla dolu. Fiyatı artan ürünlerin fiyatları ithalatla düşürülmeye çalışılıyor, ihracat yasaklarıyla da fiyat artışları önlenmeye çalışılıyor. Bu, kısa vadede belki fiyatları düşürüyor ama orta ve uzun vadede üretime ve üreticiye verdiği zarar nedeniyle üretici üretmekten vazgeçiyor. Tabii, burada aynı zamanda sınırlı sayıda imtiyazlı bir azınlığın ithalat izniyle kayrılarak bir rant elde etmesine de tanık oluyoruz maalesef.
Değerli milletvekilleri, özetle, planlama eksikliklerinin, rant operasyonlarının, eleştirilere kulak tıkama inadının, aracılık sistemindeki arızaların biriktirdiği sorunlar devam ettikçe her hafta burada toplanıp aylık enflasyon rakamlarını ve etiketler üzerinden bu sorunu konuşmayı sürdürürüz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEMA SİLKİN ÜN (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Ün.
SEMA SİLKİN ÜN (Devamla) - Ama bu ne tarladaki üreticimize ne pazardaki, marketteki vatandaşımıza fayda sağlar. Şunu unutmayalım değerli arkadaşlar: Tarım, bir ülke açısından stratejik değil jeopolitik bir meseledir. Yarın, hakkında konuşulacak bir tarım meselemiz kalmayabilir.
Gelin, bu önergemize destek verin; tarımın doğduğu bu toprakları, o toprakları bereketlendiren, işleyen çiftçimizi dert ettiğinizi sizler de gösterin, milletimizin karşısına çıkacak yüzünüz olsun diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)