Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 17 |
Tarih: | 12.11.2024 |
CHP GRUBU ADINA SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Saygıdeğer milletvekilleri, ekranları başında bizi izleyen değerli yurttaşlarımız; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, okullarda yaşamakta olduğumuz beslenme sorununu araştırmak üzere verdiğimiz araştırma önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Benzer bir konuda, geçtiğimiz cuma günü, okullarda bir öğün öğle yemeği verilmesi üzerine bir kanun teklifi de sunmuştuk.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde 19 milyon öğrencimiz Millî Eğitim Bakanlığının uhdesinde eğitim almaktadır. Türkiye'de yapılan araştırmalara göre, İstanbul Planlama Ajansının verilerine göre, her 3 öğrenciden 1'i okula gitmeden önce hiç kahvaltı yapmamaktadır; öğrencilerin yüzde 60'ı haftada en az bir gün kahvaltı yapmamakta, beşte 1'i ise parasızlık nedeniyle haftada en az bir gün aç kalmaktadır. Yine, Bakanlığın da kullandığı PISA verilerine göre, 3,6 milyon öğrencimiz açlıkla mücadele etmekte, PISA raporuna göre "Öğrencilerin karınları gurulduyorsa etkili bir şekilde öğrenmeleri pek olası değil." tespiti yapılmaktadır.
Tabii, okullarda öğrencilerimizin yaşadığı bu sorun, ülkemizin karşı karşıya olduğu yoksulluk, enflasyon ve ekonomik krizle de doğrudan ilişkilidir. Öğrencilerimiz, maalesef, yemek bulamadıkları gibi temiz su dahi içememektedirler.
Sayın vekiller, bu görüntüler Türkiye'de, sizlerin de bildiği, haftalarca tartıştığımız okullar açıldıktan sonra temizlenemeyen okulların standardını göstermekte. Öğrencilerimizin buralarda temiz su içmesini bekliyoruz. Kantinlerde temiz su 10 lira, tost 50 lira, simit, açma, poğaça 20 lira; Bakanlığın öğrencilere verdiği şartlı eğitim yardımı ise ayda 90 lira, kız öğrenciler için 100 lira yani bir öğrencimiz bir ay boyunca beklerse ayda 2 tost yeme şansına sahip. Doğal olarak öğrencilerimiz ve ailelerimiz bunu gerçekleştiremiyorlar.
Bakın, bunlar da öğrencilerimizin beslenme çantasında olan görüntüler. Bu görüntülerin milyonlarcası her gün okullarda yaşanıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Göktaş 9 Ağustosta "5,4 milyon çocuk için toplamda yaklaşık 3,8 milyar lira ödeme yapacağız." diyor Sayın Bakan. Demek ki ülkemizde her 4 çocuktan 1'inin ciddi bir beslenme sorunuyla karşı karşıya olduğunu görüyoruz.
Tabii, bir Millî Eğitim Bakanımız var, Millî Eğitim Bakanımızın millî eğitimdeki sorunlarla ilgili temel yaklaşımı başkalarını sorumlu kılmak. Adalet ve Kalkınma Partisinin seçim beyannamesinde var, defalarca söz verdiniz, bir önceki Bakanımız okullarda okul öncesine yemek vermişti, bu Bakanın ilk yaptığı iş beslenmeyi kaldırmak oldu. Sayın Bakana sordular, dediler ki: "Ne düşünüyorsunuz bununla ilgili?" Cevabı şu: "Bütün öğrencilerimize yemek vereceğimizi var sayalım. Çocukların yemeklerini verecek personel var mı? Hepsini geçtik, okullarda yemek yiyebilecekleri bir alan var mı? Bir diğer husus: Çocuklar bizim dağıttığımız yemekleri yiyorlar mı? Yani özel okuldaki çocuklar bile -özel okul sahipleriyle konuşuyor, başkasıyla konuşmadığı için- yemekhanede çıkan yemekleri yemiyorlar, kantinden alışveriş yapıyorlar. Çocuklarımızın yeme alışkanlıkları buna uygun değil." diyor, Millî Eğitim Bakanı söylüyor. Ya, beslenmenin önemini... Sadece bu nedenle bile okulda yemek vermek zorundasınız, sadece bu nedenle. Eğer Bakanın dediği doğruysa sadece beslenme alışkanlıklarını düzeltmek için bile okulda yemek vermek zorundasınız ki asıl nedenimiz açlık ve yoksullukla mücadele etmek. Tabii, Bakanlığın bir dizisi var Velivizyon Platformu'nda "Ailem" dizisi. Burada bir aile var, bir kötü anne var -Bakanın neden kadınlarla problemi var, bilmiyorum- çocuk sabah portakal suyunu içememiş, haşlanmış yumurtasını yiyememiş. Kim suçlu? İktidar suçlu değil. Kim suçlu? Anne suçlu. Anne ilgisizmiş -diziyi izleyin, çok tavsiye ederim- anne ilgisiz olduğu için çocuğa portakal suyu sıkılamamış. Bu derece aymaz, bu derece gerçeklikten kopmuş bir Millî Eğitim Bakanlığıyla karşı karşıyayız.
Sayın Bakanlarım, sayın vekillerim; hepiniz farkındasınız, çocukların açlığı bir anayasal sorundur, bir yasal sorundur. Bütün uluslararası sözleşmelerde çocuklarımızın sağlıklı büyümesi için bir talepte bulunmuş durumdayız, bir söz vermiş durumdayız, uluslararası anlaşmaları imzalamış durumdayız. Dolayısıyla yaşadığımız bütün bu ekonomik sorunlara karşılık olarak çocuklarımıza bir öğün ücretsiz yemek ve temiz su sağlamak durumundayız. Peki, bunu yapamayan Bakanlık ne yapıyor? 24 bin lira ile 28 bin lira arasında özel okullara destek veriyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Özçağdaş.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (Devamla) - Toplamda 14 milyon öğrencimiz var. Bunun bütçeye toplam bedeli 190 milyar lira. Yani eğer devlet okullarında bir öğün yemek verilirse 190 milyar liraya mal oluyor. Bu, Millî Eğitim bütçesinin yüzde 9'u. İşveren prim ödemesi 223 milyar lira, Avrasya Tüneli, köprü, otoyol, şehir hastaneleri 202 milyar lira, bir aylık faiz gideri 162 milyar lira; sıkı durun, sizin yandaşlardan almadığınız vergi 701 milyar lira. Dolayısıyla, 19 milyon çocuğumuza bir öğün yemek vermek için verebileceğiniz para var. İtibara para var, saraya para var, her yere para var ama maalesef çocuklarımıza para yok. Burada bir araştırma önergesi ve bir kanun teklifiyle sizlerden rica ediyoruz; milyonlarca çocuk okullara aç gidiyor, gelin, hep beraber bunları araştıralım, sorunların çözümünü birlikte geliştirelim. Bu Meclis bağırmak çağırmak için değil çözüm üretmek için var.
Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)