GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE MERSİN MİLLETVEKİLİ ALİ RIZA ÖZTÜRK'ÜN; AVUKATLIK KANUNU İLE HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ, SİVAS MİLLETVEKİLİ HİLMİ BİLGİN VE ÇANKIRI MİLLETVEKİLİ İDRİS ŞAHİN İLE 8 MİLLETVEKİLİNİN; 1136 SAYILI AVUKATLIK KANUNU, HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU VE 3568 SAYILI SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ, ERZURUM MİLLETVEKİLİ OKTAY ÖZTÜRK'ÜN; HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU İLE AVUKATLIK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ SS444
Yasama Yılı:3
Birleşim:93
Tarih:17.04.2013

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Sayın Komisyon Başkanım, sizi dinlerken, hakikaten "reform" kelimenizi, "reform"u kulaklarımla duyduğuma mutlu oldum. Ama reformda şunu ararım ben: İnsan mutluluğu ararım; reformda, tutuklu ve diğer tüm mahkûmların mutluluğunu ararım Sayın Başkanım. Onun için, Sayın Başkanım, sizin "reform" kelimenize katılamıyorum, kusura bakmayın. Nedenini söyleyeceğim.

Arkadaşlar, hükümlüler ve tutuklular sizin emanetiniz. Bunlar insandır öncelikle. "İnsan hakları" diyorsunuz, "reform" diyorsunuz. Reform, insan haklarının verilmesiyle olur. Bir mahkeme "Bu adam ölüyor, hasta." diyorsa, kırk beş gün bunu hastaneye adli tıp götürmüyorsa Sayın Komisyon Başkanım, reform bunun neresinde? Adam ölüyor, kırk beş gün?

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'yla ilgili?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Beyefendi, hukuk usulü ben anlamam. Tutuklu ve hükümlü sizin emanetiniz. Eğer bir şey yapıyorsanız? Hukuk usulü falan anlamam. Oradaki insanlar emanetiniz. Onların insan haklarını? Başka bir şey demiyorum; suçlu olabilir, suçsuz olabilir, hukuk usulü anlamam. "Reform" dedi.

Sayın Komisyon Başkanım, hasta ölüyor. Kırk beş gün adli tıp bunu alıp götürüp bakmıyorsa reform bunun neresinde Sayın Komisyon Başkanım? Bu adam ölürse bu adamın sorumlusu kim Sayın Komisyon Başkanım? Kırk beş gün sonra lütfetti, götürdüler adli tıbba. Aradan on beş gün geçti Sayın Komisyon Başkanım, on beş gün. Ya, deyin ki bu adama: "Senin hiçbir şeyin yok kardeşim, sen sapasağlamsın." On beş gün geçti arkadaşlar. İki kelime bir rapor vereceksiniz. Bu adam kanser mi, değil mi? Ee, bunların hiçbiri yok. Siz kırk beş gün insanla ilgilenmeyin. İnsan orada ölse kimsenin haberi olmayacak. On beş gün geçecek, muayene edecekler. Rapor nedir? Bu adam ölürse bunun suçlusu kim Sayın Bakan, kim suçlusu ya? Suçu varsa her türlü hesabını versin insanlar ama hasta?

Sayın Bakan, bu mahkûmlar, bu hükümlüler, bu tutuklular sizin emanetiniz. En azından, insan gibi? Orada insanca yaşamıyorlar, orası bir zulümhane. Ama en azından hastalıklarında? Hasta olan bir adam hesap veremez. Onurlu adamdan hesap sorun, suçu varsa hesap sorun ama hasta bir adam hesap veremez Sayın Bakan. Bu, her şeye aykırıdır. Siroz, karaciğer kanseri? Ben başka bir şey söylemiyorum.

Onun için, Komisyon Başkanım, size her zaman inanıyorum ama bu "reform" kelimenizi hakikaten çok garipsedim. İnsana yatırım olmayan hiçbir şey reform olamaz, böyle reform batsın.

Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar)